Hasdemir, Kastamonu Öğretmenevi'nde düzenlenen "Tarımsal Üretim Planlaması Bölge İstişare Toplantısı"nda, salgın hastalıklar, iklim değişikliği, savaşlar, artan enerji maliyetleri ve ekonomik krizlerle "yeni normal" olarak tanımlanan bu dönemde tarımsal üretimde planlamanın önemli hale geldiğini söyledi.

Son 20 yılda ülke nüfusunun yaklaşık 25 milyon arttığına işaret eden Hasdemir, "Yani 60 milyon nüfustan 85 milyona çıktı. Üzerine 5 milyona varan sığınmacıyı, bir de 50 milyona yakın turisti ağırlıyoruz ama tarım topraklarımız aynı. 20 yıl boyunca bir vatandaşımızı 4 dekar tarım arazisiyle beslerken, şimdi 2,8 dekar tarım arazisiyle beslemek zorundayız. 20 yıl önce 3,5 milyar dolar ihracat yaparken, şu anda 30 milyar dolarla dünyanın 200'e yakın ülkesine tarım ürünleri ihraç ediyoruz. Bu durumda bir taraftan ihtiyaç artıyor, bir taraftan kişi başına düşen tarım arazisi miktarı düşüyor. Bir metrekare tarım toprağını bile kendi halinde bırakmaya tahammülümüz yok." dedi.

Tarım arazileri büyüklüğünün 26 milyon hektardan 23,8 milyon hektara gerilediğini dile getiren Hasdemir, "Türkiye'deki tarımsal arazilerin yaklaşık 3,6 milyon hektarı meyve bahçesi ama bunlar azalmıyor. Meyve alanlarında yüzde 41 artış görülüyor ama çeltik, buğday, mısır gibi halkımızın beslenmesinde önemli olan tarla bitkilerinde yüzde 8'lik daralma söz konusu. Çiftçilerimiz daha çok kar getirsin diye meyve dikmeye çalışıyor ama Çukurova gibi, Hatay'da Amik Ovası gibi, Konya gibi arazilerimizde yanlış arazi kullanımı sebebiyle belki de 50 yılda var edeceğimiz bahçeyi ovaya teslim edip, üç ürün alacağımız yerde bir ürün ile idare etmek zorunda kalıyoruz." diye konuştu.

- "Cumhuriyet tarihinin en fazla üretimini yapacağız"

Üretim rekoru kırmayı beklediklerini söyleyen Hasdemir, şöyle devam etti:

"132,8 milyon ton bitkisel üretimle Cumhuriyet tarihinin en fazla üretimini yapacağız, bununla gurur duyuyoruz. Hamdolsun, halkımızın da ihtiyacını karşılıyoruz ama bu üretim artışına geriye dönüp baktığınızda, meyvenin son 20 yıldaki üretim artışı yüzde 90'larda ama stratejik ürünlerimizin üretim artışı yüzde 26'larda, sebzeninki yüzde 25'lerde. Toprağımızı stratejik açıdan daha önemli olan un, yağ, şeker dediğimiz ürünlere tahsis etmek durumundayız. Halkımızın sofrasına domatesi, şeftalisini, nektarını, kayısısını koyarak, 'Buyurun ekmek yerine bunları yiyin' diyemeyiz. Bizim buğdaya, mısıra ihtiyacımız var. Dolayısıyla tarım topraklarını bu ürünlere tahsis etmek zorundayız."

Hasdemir, son 20 yılda su ürünleri ihracatının 17 kat arttığına dikkati çekerek, "Türkiye, su ürünleri ihracatını 17 kat artırarak dünyada en önemli su ürünleri ihracatçısı haline geldi. Bunu yaparken bizler de şunu yaptık. Hiç kimse bir yerde gidip kafasına göre su ürünleri tesisi kuramadı. Çünkü mevzuatıyla ne kadar balık kapasitesi var, ne kadar yavru atılacak, bölgenin üretimi uygun mu diye bakıyorduk. Buradan elde ettiğimiz tecrübeyle Türkiye'nin diğer alanlarında aynı şekilde uygulamayı planlıyoruz. Bu yüzden tarım sektöründe kanun değişikliğine ihtiyacımız var." diye konuştu.

Tarımsal üretimde önemli ürünlerde planlamaya gidileceğini belirten Hasdemir, şunları kaydetti:

"Bazı bölgelerin özelliklerine göre belirli ürünler üretilecek. Örneğin, belirli ürünlerin üretiminin yapıldığı bir yerde bir çiftçimiz, 'Ben istediğimi ekerim' dedi. Biz çiftçimizle hasım olmak istemiyoruz, üreticilerimizle beraber yol yürümek istiyoruz. Ona, 'Bu yaptığınız ülke üretim planlamasına uygun değil' diyeceğiz ve 12 ay süre verip planlamaya uygun üretim yapmasını isteyeceğiz. Buna da uymadı. O zaman bu çiftçiye ikinci yaptırım olarak, 'Bu yolda yalnız yürüyeceksiniz' deyip 5 yıl desteklemelerden yararlanmayacağını söyleyeceğiz. Çiftçi buna rağmen 'Ben kendi yolumda devam edeceğim' derse elde ettiği brüt hasılatın yüzde 1 ile 5'i arasında idari para cezası uygulayacağız. Bu parayı da fedakarlık yaparak planlı üretim yapan çiftçimize desteklerde kullanacağız. Bu yaptırımı bir dayatmayla, zapturapt uygulayarak değil, sizleri yönlendirerek yapacağız."

- Planlama Bakanlık tarafından ilin teklifine göre yapılacak

Bütüncül yaklaşımla çalışma oluşturulacağını dile getiren Hasdemir, "Bir yerde planlama gereği bir ürünü desteklemiyorsak, TKDK'den de o ürünün depolama sistemine destekleme vermemesini isteyeceğiz. Ziraat Bankasına o ürünle ilgili kredi vermesini talep edeceğiz. Tüm bunu bütüncül bir yaklaşımla yapacağız. Desteklemeleri de önemli bir politika aracı olarak kullanıp bu süreci beraber yönetmek istiyoruz." dedi.

Üretim planlamasının yerelde belirleneceğini bildiren Hasdemir, "Üretim planlamasını Ankara'da belirlemeyeceğiz. Burada sizlerden teklif alacağız. Planlamayı Bakanlık yapacak ama bunu ilin tekliflerine göre yapacak." diye konuştu.

Toplantıya, AK Parti Kastamonu milletvekilleri Halil Uluay ve Serap Ekmekci, Kastamonu Tarım ve Orman Müdürü Bekir Yücel Tanrıkulu, Kastamonu Orman Bölge Müdürü Fahri Sönmezoğlu, Kastamonu Ziraat Odası Başkanı Mehmet Butur ile Bartın, Bolu, Düzce, İzmit, Karabük Sakarya ve Zonguldak'tan sektör temsilcileri katıldı.

AA