Bırak git anasını satayım.

Abone Ol

Herkesin kafası karışıktı, bilhassa yönetimin…

Hani bazen çok şey söylemek istersinizde söyleyemezsiniz, ağzınızdan kan damlar ama kızılcık şerbeti içtim dersiniz ya

Ya da hangisine gitsem derken iki cami arasında beynamaz,

Ya da aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık durumunda kalırsınız ya,

Aynen öyle.

Hele hele

“-Baba bir hırsız yakaladım,

-Getir.

-Gelmiyor…

-Bırak öyleyse gitsin,

-Baba gitmiyor.” Deyimi bazen ruh halinizi en güzel şekilde anlatır ya,

İşte bu duygularla çıktılar Giresunspor maçına.

***

Sayın Fuat Çapa'nın durumu da yönetimden pek farklı değildi,

Onun da bir yanı;

‘Fuat durum pek iyi gitmiyor ama Kayseri Erciyesspor da gerçekleştiremediğin proje takım rüyasını Boluspor' da gerçekleştirmek için inat et.'

Yani gitme!

Öbür yanı

‘Fuat proje mroje kalmadı, daha fazla ayağa düşmeden, kendini rezil etmeden bırak git anasını satayım” diyordu.

Yani her iki taraf için de ya tamam ya da devam maçıydı.

***

Ama korkulan olmadı.

4-1 gibi farklı bir skor iki tarafı da rahatlattı.

Haftalardır HER YER KARANLIK şarkısını dinlerken, bu galibiyetle ortalık bir anda güllük gülistanlık olup SEFAM OLSUN OH OH! şarkısına geçiliverdi.

Sonra…

Sonra der, kaçırdığımız golleri,

Rahatsızlığı devam ettiği için bu maçta kendini ve maçı riske atmak istemeyen kalecimiz Soner'in durumunu,

Galibiyetin beraberinde getirdiği Zafer mutluluğu ile Sayın Çapa'nın iddia edildiği üzere" "Soner süresiz kadro dışı bırakılmıştır. Geç kalınmış bir karardır. Ben olduğum sürece de kadro dışı kalacaktır." İfadelerindeki, "GEÇ KALINMIŞ BİR KARARDIR!" Cümlesinin acizliği ifade ettiğini,

Kulüplerde her futbolcunun kadro dışı bırakılabileceğini,

Kadro dışı bırakma kararının teknik direktörlerin yönetimden isteyebileceğini,

Ancak kurumsal olan kulüplerde kadro dışı kararının basın ile paylaşılmadan önce yönetime sunulmasının hem iş ahlakı, hem de nezaket kurallarınca gerektiğini,

Sakatlığından dolayı bu maçta görev almak istemeyen kaleci Soner'in, yine zor bir hafta olan Ümraniyespor maçı öncesinde kırık parmağı ile görev almasının niye göz ardı edildiğini,

Daha önceki haftalarda yıldız futbolcumuz Santos'un ve örnek verebileceğimiz başka futbolcuların da tam iyileşmeden oynamak istemediklerini,

Ama onlara gösterilen hoşgörünün ve sabrın Soner'e neden gösterilmediğini,

İşte bu kişilere ve durumlara göre değişen, acizliklerin ve hadsizliklerin 14. hafta da lider olan takımın, 24. hafta da ‘Küme düşer miyiz? Durumuna getirdiğini,

Hâlbuki,

Boluspor'un menfaatlerinin futbolcunun da, teknik direktörün de menfaatlerinden de önde gelmesi gerektiğini…

***

Sıralayacak olsak yazımızı uzatıp gideriz.

Yani demem o ki biz konuyu uzatmayalım.

Ama yöneticilerimiz yapmış oldukları ilk yönetim kurulu toplantısında Boluspor'u masaya yatırıp, uzatabildikleri kadar uzatsınlar.

Biz zaten proje takım kurmuştuk düşüncesini dile getirmeden

Ha bugün ha yarın oldu olacak derken, haftaların nasıl su gibi akıp gittiğini görsünler.

***

Bir varmış bir yokmuş, Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, develer tellal, pireler berber iken…diyerek başlayan Çayır çimen geçerek, lâle sümbül biçerek; soğuk sular içerek, altı ayla bir güz gittim. Bir de dönüp ardıma baktım ki, ne göreyim? Gide gide bir arpa boyu gitmemiş miyim? diye devam eden masallara gelmememiz için,

Sayın Fuat Çapa'nı kalecisi Soner için söylemiş olduğu, ‘GEÇ KALINMIŞ BİR KARARDI'

İfadesini, Sayın Çapa içinde uzun uzun değerlendirsinler.

***

‘Muharrem Hoca, Sayın Çapa gitsin mi?' diyorsun.

Hayır!

‘Gitsin' demiyorum,çünkü haddime değil.

Ama

Ruh dünyamızda GEL-GİT' leri tekrar yaşamamak için,

Ve herkesin haddini ve yerini bilmesi için

Montesquieu'nun

‘En kötü karar, kararsızlıktan iyidir.' sözünü naçizane hatırlatıyorum o kadar...

19.03.2017

Muharrem Demirel