BİR İHANET, BİR MEDENİYET, SÖYLEŞİSİ

Abone Ol

Bolu'da bir-iki gün önce yerel basınımızda bir haber gündeme oturdu.

İbretle, üzülerek okuduk.
15 Temmuz hain darbe girişimi gecesi ortalık karışmış, ortalık toz dumandı.
16 Temmuz 2016'nın ilk saatlerinde, devletimizin temsilcisi, Bolu Valimiz Sayın Aydın Baruş Beyin odasında, yaşanan bir hadise, yerel basınımızca sizlere haber olarak duyuruldu.
Okuduğumuzda, bir kere daha şaşırdık, hüzünlendik sonra bu günlerdeki dinç halimiz nedeniyle Rabbimize hamd ettik.

***
15 Temmuz hain darbe girişiminin belirsizliğinde, zaman ilerliyordu.
Gece yarısını geçtikten sonra tarih 16 Temmuz 2016'yı gösteriyordu.
O gece günün ilk saatleri olan 02.00 sularında Bolu Valiliği'nde Sayın Aydın Baruş, Bolu Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Mehmet Yurtseven, Savcılar Sayın Adnan Gümüş ve Sayın Yakup Avşar, İl Emniyet Müdürü Mustafa Kızılkaya, Bolu'da alınması gereken tedbirleri görüşüyorlardı.
Tugay Komutanı(!) İsmail Güneşer, Emniyet Müdürü Mustafa Kızılkaya'nın telefonun hoparlörünü açık haldeyken, Mustafa Kızılkaya'ya hitaben:
-“‘Sokakları sakinleştir, insanları evlerine gönder'
Mustafa Kızılkaya'da bunun üzerine:
-“Sokaklar heyecanlı, bu kalabalığı evlerine göndermek zaman alır, askeri lojmanlarda bir sorun olmaması için bir ekibi oraya gönderdim.
İsmail Güneşer'in sert bir ses tonuyla:
-“Ben sıkıyönetim komutanı olarak emrediyorum(!), halkı evlerine gönder, lojmanlara yaklaşanın beynini alırım'
Yani öldürürüm”

Bu ifadeler, basın yoluyla kamuoyuna yansıdı.
Beynini alırım, demiş sözde komutan(!)
Elinde silah var ya,
Kimin beynini alacakmış bu adam?
Lojmanlara yaklaşan bu şerefli halkın.
Yani sokaklardaki, elinde sadece bayrağı olan, vatanına milletine bağlı halkın beynini alırım diyor.
Neyle alacakmış, dersiniz?
Siyonistin planı, Fetönün himmeti(!), delikli demirin gücüyle,
Pöh, bu millet demirden korksaydı, tanklara kafa atmazdı !
***

Bu, Güneşergiller ve fetogiler, beyin almak konusunda
Önceden planlı, bilgili ve ilgiliymiş ki,
250'ye yakın şehid ve geride on binlerce gazi bıraktı.
Sözde sıkıyönetim(!) gomutanının, ifadesine bakınız!
Beynini alırım'
Merakım sa,
Hep beraber soralım şimdi:
-“Senin beynin nerde, İsmail Güneşer” O'nu kim aldı?
***
Hainlere (ç)aldırmış, kiralamış ki,

Kurgulandığı gibi,
Hainlerin hainliği için, ne demiş, sözde telefonda kükremiş(!)
Beynini alırım' demiş!
Bu nasıl bir ruh haletidir? Bu ne soysuz bir terbiyesizliktir ! Bu ne densizliktir !
Bu milletin beynini alma yetkisini ona kim vermiştir?
Peki, Devletimiz ne mi yaptı?

Hukuk çerçevesi içinde, bu hainin beyniyle birlikte tüm bedenini canlı olarak” kodese aldı.
***
Bu askeriyede komutan olacaksın, bu şanlı devletin askeri olacaksın,
Tugay Komutanlık mertebesine getirileceksin ,
Milletin silahıyla, milletin beynini alacaksın ha?
Acı olan sa, kuş beynini, siyonist hainlere kiralayacaksın,
Siyonizmin emrindeki, Okyanus ötesinden gelen emirle,
Ekmeğini yediğin bu millete saldıracaksın.
Bu dinen, ilmen, ahlaken, itikad(iman) olarak hiçbir çerçeveye konulamayacak bir durumdur.
Hani, bunu gavurlar bile yapmaz derler ya?
Bu, bunlar ne o zaman?
Bu” aklını alamadığın” bu kadirşinas millet tarafından , ebediyyen lanetle anılacaksın.
Ya diğer hainler,
Onlar, O
raya buraya kaçmakta,
Almanya, Yunanistan'a, vs ülkelere sığınmakta(!),
Bukalemun gibi renkten renge girip saklanmakta.
***
Beyninizi alırım
diyen çukur adam, evvela,
Sizler beyninizi satmamayı öğrenmeliydiniz.
Bu vatanın insanları, evliyaları, şehidleri, anneleri- babaları, kanunları, tarihi, menkibeleri, sizi her zamanda mutlaka boğacaktır, bilesiniz.
***
Ya devlet başa, ya kuzgun leşe, ya
Devletimizin temsilcisi Sayın Valimiz, şu an da görevinin başında, onurla dim dik ayakta.
Beyninizi alırım diyen,darbeci hain sözde komutan(!), cezaevinde olmayan beyniyle, kim bilir ne rezil hayaller kurmakta.
Yani İt ürür, kervan yürür”derler ya,
Kervan, “elhamdülillah emin adımlarla, doğru yolunda.
#######################

MEDENİYET SÖYLEŞİLERİ -IV-
"Sanatın Kaynağı ve Şiir"

Bolu Valiliğinin himayelerinde,
İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nün, Bolu Belediyesi Başkanlığı'nın ve İl Özel İdaresi işbirliğinde “Köroğlu Yazarlık Okulu” projesi kapsamında “Medeniyet Söyleşileri” programının dördüncüsü düzenlendi.
Konuk ise,, Ünlü Şair, Prof. Dr. Nurullah Genç.
Söyleşinin konusu ise Sanatın Kaynağı ve Şiir”di.

Abant izzet Baysal Üniversitesi Mavi Salon'da gerçekleştirilen programa Belediye Başkan Yardımcısı Sayın İhsan Ağcan, Abant izzet Baysal Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sayın Hayrettin Öztürk, Milli Eğitim Müdürümüz Sayın Yusuf Cengiz, daire amirleri, okul müdürleri ve öğrenciler katıldı.
Liselilerimiz, Üniversitelilerimiz, Okul Müdürlerimiz,
Yarınlarımız, hayallerimiz, Türkçemiz,
O salondaydı.
Programın Medarötörü ise, yazar, tiyatrocu, oyuncu Sayın Fahri Tuna'ydı.

Her şeyiyle harika bir programdı; Şairin okuduğu şiirler, deruni tespitleri ve çok iyi anlattığı hayat hikayesiyle genç yaşlı bütün dinleyenlerin gönüllerini fethetti

“Cihân-ârâ cihân îçindedir ârâyı bilmezler

O mâhîler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler”

Dizeleriyle sohbetine başlayan Nurullah Genç, öğrencilerimize sanatın kaynağını köklerimizde, atalarımızın bizlere bıraktığı mirasta, açtığı yolda aramalıyız mesajını vermeyi gaye edinmişti.

Sahnede, yokluktan bu günlere gelen bir şair profesörü gördük,
Geçici unvanlardan değil, hakka varacak olan unvanları gösteren bir fikri açıklamaya çalıştı.
İki romanı, 8 şiir kitabı, Üniversitede eğitimle geçen bir hayatı,
Aldığı ödülleri, konferanslarıyla,

O büyük şair karşımızdaydı.
Tevazusuyla daha da büyüdü.
Bolu, büyük bir şairi, yakından gördü.
Valiliğimize, Belediyemize ve İl Milli Eğitim Müdürlüğümüze tebriklerimizi sunuyoruz.
Bu tür etkinliklerin
Bolumuza, gençlerimize, bizlere çok büyük değerler kattığını görüyoruz.

Yarınlara eğitimle, kendi kültürümüzle emin adımlarla yürüyoruz.