Bazı kadınların sosyal avantajlarını, trafikte geçiş üstünlüğüne devşirmeleri doğrusu gücüme gidiyor.
Şu trafik işini diyorum;
Mutfakta bulaşık yıkamaya, hamur yoğurmaya benzemiyor.
Tuzunu az attım, acısını bol koydum gibi bir lüksün de olmuyor.
Trafik diyorum,
Yanlışı buldu mu? Gördü mü?
Sadece eli dili yakmaz.
Ciğeri de yakar/atar.
Elli ise elli,
Doksan'sa doksan,
Kırmızı ise, her iki cinse de kırmızı,
Yeşilse, her iki tarafa yeşil olan.
Erkeğini de, kadınını da otoyolda/otobanda hülasa trafikte eşit gören, muhatap alan; elini/ayağını bağlayan kurallara bi dalayım istiyorum.
Sosyal alanlarda kadınlara saygım sonsuz... Pozitif ayrımcılık yaparım/yapalım da…
Trafik diyorum; o apayrı bir şey, sakatlık çıkacak.
Her ne ise;
Bu vakıa'yı geniş bir zamanda başka yazıya bırakalım.
Ramazan'a gelelim.
Her Ramazan bir yolculukla başlayıp, bir yolculukla sona eriyor.
Ramazan Bayramı ile son buluyor.
Ramazan gitti.
Bayramı geldi, o da bitti.
Tatilciler evlerine döndükleri için bir yanları eksik,
Bayramcılar evlerine geldikleri için bir yanları fazla.
Bayram, kimine göre gerçekten bayram oldu.
Kimilerine göre tatil.
Ramazan ayının ve bayramının maneviyatı ile yükünü alanlar mutlular.
Tatil maksadıyla yükünü verenler keyifliler.
Ramazan'ın bittiğine üzülenlerle,
Tatilin bittiğine hayıflananlar,
Hep birlikte bu topraklara ayak basıyorlar,
Bu coğrafyada yaşıyorlar.
Bu iklimin,
Yağmurlarından ıslanıyorlar,
Bu güneşin altında kuruyorlar,
Aynı rüzgarlarda serinliyorlar.
Hiç biri bir diğerinden farklı değil.
Ve Fakat..
Bu ülkenin enerjisine hayran olmamak/kalmamak elde değil.
Bir Ramazan Bayramı arifesinde,
Şehirler şıp diye boşalıyor.
Şak diye büyük şehrin kapıları açılıyor timsalen.
Bileşik kaplar misali.
Taşmadan, akmadan, kokmadan..
Bir şehirden, diğer şehirlere doğru usul usul bir akış söz konusu oluyor.
Sıla hasreti, gurbet kahrı çekenler, geçim/nafaka derdinde ülkenin bir yanında yaşayanlar yer değiştiriyorlar.
Hadlerini aşmadan, kaplarından taşmadan, coşku ve heyecanla yer değiştiriyorlar.
Vardıklarında; içleri içlerine sığmıyor insanların.
Bir bakmışın Edirne'deki Ardahan'da,
Bir bakmışın, Urfa'daki, Urla'da
Bayram dedin mi!
Akan sular duruyor,
Durgun sular akar oluyor.
Bölünmüş yollar,
Otabanlar,
Köprüler,
Viyadükler,
Uçaklar,
Otobüsler,
Metrobüsler,
Minibüsler yetmiyor.
Bir sevda,
Bir aşk,
Bir muhabbet,
Bir özlemle taçlanan Bayramlar..
Bu ülkenin insanlarını bir araya getirmeye yetiyor.
Bir anda şehirleri boşaltan,
Bir anda köyleri/kasabaları/mahalleleri dolduran bu enerjiye hayranım.
Bu trafiği başka bir ülkede yaşamanız asla mümkün değil.
Bu örneği,
Ne ABD'de,
Ne AB'de yaşamanız asla mümkün olamaz.
Bu Türkiye'ye has bir şey.
Bir anda boşalan,
Bir anda dolan şehirler.
Ramazan'lar,
Kurban'lar,
Bayramlar.