Selamunaleykum
Bizler biliyoruz ve inanıyoruz ki darbelerin tek amacı ülkeyi kaosa sürüklemek ve topluma zarar vermektir. Bu kısa ama öz bilgiyi anladıktan sonra asıl mevzuumuza dönelim.
Mevzu ?
FETÖ !
Bilindiği gibi 15 Temmuz gecesi bir darbe girişimine kalkışılmış, Allah'ın yardımı milletin ise İMAN sevgisinin yoğunluk gösterdiği o anlarda bu girişim püskürtülmüştür. Gelin şimdi bu girişimde başrol oynayan FETÖ'yü ve bu terör örgütünün lideri Fetullah Gülen'i birazcık tanıyalım.
-Tarih 28 şubat 1997-
O dönemde öyle bir hükümet var ki; memura, emekliye, asgari ücretliye % 300'lere varan zamlar yapmış. TC tarihinde ilk defa denk bütçe yapılmış (borçsuz), ülke bırakın geriye gitmeyi refah seviyesinin çok çok üstünde bir durumda. Bu durumu hazmedemeyen dış güçler post modern bir şekilde ülkeyi kaosa itmiş bu kaosun sonucunda ülkede darbe oluşmuştur.
Peki bu olaylar yaşanırken FETÖ'nün bu durum karşısında tutumu neydi? Hemen birkaç cümleyle hatırlayalım.
Beceremediniz artık bırakın.
Asker daha Demokrat.
Hükmet gitsin.
Gibi alçakça ve vicdansızca bir tutum sergilemişti FETÖ ve onun lideri Fetullah Gülen.
Devam edelim.
-Tarih 9 Şubat 1998-
Dinler arası diyalog çalışması için yıllarca çaba sarf eden ve bu çalışma için var olan gücüyle çalışan FETÖ ve onun lider Fetullah Gülen adı geçen tarihte Papaya öyle bir mektup yazdı ki çalışmaları ve hizmetlerinin kimler için olduğu belli olmuştu aslında.
Neydi peki bu mektuptaki sözleri? İşte birkaç cümlesi.
‘'Pek muhterem Papa cenapları,
Papa 6. Paul Cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan Dinlerarasi Diyalog için Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz. Bu misyonun tahakkuk edişini görmeyi arzu ediyoruz. En aciz bir şekilde hatta biraz cüretle, bu pek kıymetli hizmetinizi icra etme yolunda en mütevazi yardımlarımızı sunmak için size geldik.''
La hoca sen ne diyon. Papa kim ? Neye hizmet eder? Papalık konseyının parçası olmak nedir ? La sen hocasın papaya neyın yardımını yapıyon ?
Gibi cümleleri o dönemde sadece Milli Görüş den çıkmıştı.
Bitmedi devam ediyoruz.
-Tarih 31 Mayıs 2010-
Bir gemi var ki içi Yiğit dolu. İleride karşılarına çıkacak silahları, askerleri, mermileri düşünmeden Yalnız Allah Rıza İçin Türkiye'den Gazzeye yardım götüren o yiğit dolu gemi Mavi Marmara gemisi.
9 canın 9 yiğidin 9 aslanın şehit olduğu gemi adı şiirlere konu olan , Nuh (a.s)ın gemisinden sonra tarihin en şerefli gemisi Mavi Marmara.
Peki bu olayda FETÖ ve Lideri Fetullah Gülen ne dedi ? İşte o dudakları titreten söz.
Otoriteden İzin Alınmalıydı.
Otorite kim ? Bebek Katili İsrail.
-ÖZET-
Evet Ahmet abi bu olaylar yaşanmışken senın en sevdiğin program AYNA programıydı.
Evet Ayşe abla bu olaylar yaşanmışken senın en sevdiğin program YEŞİL ELMAYDI.
Evet emekli Mustafa amca bu olaylar yaşanmışken sen tirajı milyonlara dayanan ZAMAN gazetesinden okuyordun Mavi Marmara'nın otoriteden izin alması gerektiğini.
Evet belediye başkanları bu olaylar yaşanmışken sizler verdiniz bu gruba stadları , 5000 kişilik kapalı spor salonlarını adında ve içeriğinde ümmet geçmeyen Türkçe olimpiyatları için.
Evet Fatma bacım bu olaylar yaşanmışken senin en sevdiğin eşarp Armineydi.
Evet dostlar FETÖ ve Fetullah Gülen var olduğu günden bu yana zalimdi. Bu vicdansızlar var olduğu günden bu yana hep kötüydü ve hep aynı yere hizmet ettiler.
Ama sizler ‘AYRILIKLAR SONA ERSİN' diyip göz yaşları döktünüz bu Terör Örgütü için.
Ayrılıklar sona ermesin efendiler.
Şimdi Paralelcimi arıyorsunuz. Çok uzaklarda değil. Aynada.
Evet dostlar ılımlaştırıldınız
Uzaklaştırıldınız
Ve uzaklaşıyorsunuz. Dost diyorum ama buruk bir dostluk bu.
Vesselam.