Arz-ı Mevudİsrail'in bir planı olup,Yahudiler tarafından vaat edilmiş topraklar olarak nitelendiriliyor.
Arz-ı Mevud,Ürdün nehri ile Fırat nehri arasındaki coğrafyada bulunan Ündün,Lübnan,Suriye,Irak ve ülkemiz topraklarınında bir kısmının içinde bulunduğu büyük İsrail projesidir.
Şimdi ben burada ülke gündemimizi yakından ilgilendirdiğinden dolayı,arz-ı mevud'un yani büyük İsrail projesinin,Suriye boyutuyla ilgili bazı bilgileri aktarmaya çalışacağım.
Bilindiği üzere,Suriyenin güneybatı,İsraili'in kuzeydoğusunda bulunan ve zengin su kaynakları ile tanınan Golan tepeleri 1967 yılında İsrail tarafından işgal edilmiş ve 1981 yılındada İsrail tarafından tek yanlı olarak ilhak edilmiştir.
Arkasına büyük şeytan Amerika'yı her daim arkasına alarak,Ortadoğu coğrafyasında çıban başı olan ve hukuk tanımayan bu terörist devlet bu bölgede sürekli kaos ortamı yaratarak,Müslüman coğrafyayı tedirgin etmiş ve bölgedeki istikrarın her zaman oluşmamasını sağlamıştır…
Yine Filistinli kardeşlerimize karşı olan husumetlerini, canavar bir şekilde, insanlıktan çıkmışçasına, eğerinden kurtulmuş kuduz bir köpek gibi kusmuşlar ama maalesef İslam ülkeleri oradaki Müslüman coğrafyanın huzurunu tesis etmekte muvaffak olamamış.Sadece oradaki kardeşlerimizin onurlu ölümlerini izlemekle yetinmiştir…
Yakın geçmişte yine siyonizmin bir hedefi olan büyük Ortadoğu projesi adı altında,bölgedeki İslam coğrafyasının sınırlarının değiştirilmesi ve büyük İsrail'in kurulma çalışmaları hız kazandırmıştır.
Öyleki,Suriye'de ki rejim bahane edilerek,dana önce Irak örneğinde olduğu gibi,Suriye halkına barış,huzur,demokrasi götürülmesi bahanesi ile Esed rejiminin iktidardan indirilmesi için,maalesef ikiyüzlü,kalleş koalisyona ülke iktidarımızda destek olmuştur…
Suriye'de başlayan iç savaş yüzünden, Suriye halkının büyük bir çoğunluğu komşu ülkelere sığınmacı olarak gitmek zorunda kalmışlardır. Ülkemize de 3 milyon civarında sığınmacı gelmiştir…
Ülkemiz insanı,bu kardeşlerimizi Ensar sıfatıyla bağırlarına basmış ve bu kardeşlerimiz için tüm imkanlarını seferber ederek Müslüman olmanın gereğini yapmışlar,ellerindeki ekmeklerini,gönüllerindeki sevgilerini bu kardeşlerimizden esirgememişlerdir…
Ancak ilerleyen süreçte,ülke insanımıza sağlanmayan ancak sığınmacılara sağlanan olanaklar sağlanması,örneğin sığınmacılara üniversitelerde sınavsız eğitim hakkı sağlanması,üniversite tahsili için büyük ve amansız bir yarış içinde olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan öğrenci kardeşlerimizi ve velilerini oldukça rahatsız etti.
En son sayın Cumhurbaşkanımızın,3 milyon Suriyeli sığınmacının T.C vatandaşlığına alınacağı açıklaması,vatandaşlarımız arasında tedirginliğe sebebiyet vererek,sığınmacı kardeşlerimize bakış açısınıda yavaş yavaş değiştirmeye başladı .
Ama burada dikkat etmemiz gereken ön önemli olay,sığınmacılara verilecek T.C vatandaşlığının,Suriye'yi boşaltacak olması ve boşalan,insan gücü zayıflayan bir Suriye'nin Siyonist İsrail'in işine geleceği ve Suriye üzerindeki emellerine ulaşacağı anlamına geleceğinden.
İktidarın büyük İsrail projesine katkı sağlamaması için, Suriye'de barışın bir an önce tesis edilmesi ve misafirlerimizinde vatanlarına dönmesi en isabetli karar olacaktır…
Ama herşeye rağmen Akparti iktidarı sığınmacılara vatandaşlık verme konusunda ısrar ederse,o zaman bu olayın siyasi oyduğu ve oy uğruna yapılacağı görüşü ortaya çıkmış olur…