Kolay goller yediğimiz karşılaşmaları geride,
Kolay goller atmayı başardığımız bir müsabakayı önümüze kattık gidiyoruz.
Milli maç aralığında düşündüklerimizi yazmaya, aklımızdakini konuşmaya devam ediyoruz.
Daha önce, zor ve jenerik tadında gollere imza atan Boluspor,
Giresunspor maçında, kolay gollerle sonuca ulaştı.
Yediğinden çok daha fazlasını atan,
Ne yaptığını bilen,
En elzem bir haftada galibiyetle tanışan bir Boluspor skor olarak güven verdi.
Bahara az kala, kış ‘tan kalma aşı tutar mı göreceğiz.
Kıştan şikayet edenler, bahara çıkarlar mı bakacağız.
Kalede genç Ağa varken,
İleride 15 gollü Poepon yokken bile bunu başarabilen Boluspor, futbolun övgüsünü hak etti; onu bi söyliyim.
Sahada 4-1 gibi net bir skorla galibiyete ulaşan, üç puanı sepetine koyan Boluspor'u tebrik ediyorum.
Hatta;
İlk yarıyı 4-5 gol ile tamamlamak işten bile değilken,
Boluspor,
Soyunma odasına 2-1 gibi canlı bir skorla gitti ki..!
Kafalardaki soru işaretleri, devre arasında yerlere saçılsa, tribünlere sıçrasa da;
Oyunun bitiş düdüğü ile birlikte..
Sorular, yerden toplandığı şekliyle cevap buldu.
Diller, her dem olduğu gibi lal oldu.
Galibiyetin rengi, keyfimizi boyasın, yer gök renklensin derken..
Soner Şahin krizi her bir şeyin önüne geçiverdi.
Kırmızı beyaz renkler;
Grileşti, koyulaştı, siyaha yattı.
Mevzu resmen renk attı.
Soner'den 13 yaş küçük genç kaleci Melih güme,
Farklı skorla galip gelen Boluspor sanki küme ‘ye gitti.
Haftanın karmasına giren Santos.!
Santraforsuz Boluspor.!
Giresunspor'un ceza sahasını babasının çiftliği yapan..!!
Musa Sinan,
Jansen,
Yusuf Emre,
Guido, takdir görmedi..
Hattı müdafaadakilerin terine,
Sathı beklerin gayretine aldırış edilmedi.
Orta sahadakilerin telaşları, orta oyun sanıldı.
Takımın esamesi anılmadı kadroda alınmayan Soner Şahin kadar.
Her profesyonelin başına gelebilecek sıradan bir hikayeyi,
Amatör bir futbolcuya yapılıyormuş gibi değerlendirmek çok akılcı gelmedi bana.
Soner Şahin bir profesyonel.
Onun gitme, takımı terk etme, tek taraflı fesih hakkı yetkisi varken.
Boluspor'a bu yetkiyi çok görmek,
Orta parmakla kaş göz çıkarmak hoş değil.
Genç Ağa iki haftadır kaleye çapa atmış durumda.
Bu hem kendi çabasının,
Hem de takımın teknik Çapa'sının ürünü..
Aferin..!
Boluspor yönetimine sadaktaki tüm eleştiri oklarını boşaltmak bir strateji değil.
Futbolun yeni yetişecek nesline,
Futbolun yeni Ağa ‘larına..
Yazık olur.!
Ayıp olur.
Yenilirken de eleştirmesini bilmiyoruz.
Bari kazanırken eleştirmesini bilelim; onu da beceremiyoruz.
Bildiğimiz bir şey var.
Yenilgiler hoşumuza gidiyor.
Yenilgiler, ruhumuzu okşuyor sanki içten içe..
Yenilgiler,
Koltuk altlarımızı,
Yenilgiler,
Ayak altlarımızı gıdıklıyor.
Aynasız gülüşmeler tutkumuz,
Ben dediydim cümleleri ufkumuz mu olmuş ne.?
“Bak ben demedim mi” .?
En kıymetli atasözümüz sanki.
Mecazen;
Oynandıktan sonra kazandığımız maçlar saymakla bitmiyor.
Hiç kaybettiğimiz yok; aklımız sıra..
Zira işte tam da bu yüzden;
Hanemize yazılmış mağlubiyetleri kabul etmiyor/görmüyoruz.
Boluspor kazanırken bile kaybediyoruz.
Puan kazanıyoruz.
Bir sıra yükseliyoruz.
“Helal Olsun” diyemiyoruz.
Amma..
“………….” diyerekten günaha giriyoruz.
“Küçük Şehrin Büyük Öyküsü” kan kaybediyor
Görmüyoruz.