Günlük basın toplantısında Suriye'de yaşanan gelişmelerle ilgili gazetecilerin sorularını cevaplayan ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, Suriye'nin kuzeyindeki PKK/PYD terör örgütünün oluşturduğu tehditle ilgili konuştu.
Miller, "Suriye'nin kuzeyindeki çatışmaların bu noktada artmasıyla birlikte Türkiye'nin PKK'nın oluşturduğu terör tehdidi konusunda meşru endişelerini anlıyoruz" ifadelerini kullandı.
"İLERİYE DOĞRU BİR YOL BULMAYA ÇALIŞIYORUZ"
Türkiye'nin Suriye içindeki yabancı savaşçıların varlığı konusundaki çok meşru endişelerini de anlayışla karşıladıklarını belirten Miller, bu yüzden ABD'nin Türk hükümetiyle bu endişeler hakkında konuştuğunu ve ileriye doğru bir yol bulmaya çalıştığını vurguladı.
Miller, "Görmek istediğimiz şeyin Suriye içindeki tüm etnik grupları kapsayan bir Suriye ulusal hükümeti kurulması olduğunu söyleyebilirim" dedi.
Sürecin sonunda ayrı bayraklar altında silah taşıyan hiçbir alt ulusal milis grubun olmaması gerektiğine işaret eden Miller, bu doğrultuda Suriye'den yabancı savaşçıların sınır dışı edilmesini tartışmanın kesinlikle uygun olduğunu dile getirdi.
"KARARI SURİYE HALKI VERECEK"
Suriye'de yeni kurulacak siyasi sistemin ne olması gerektiği konusundaki soruya Miller, "Bu ABD'nin değil Suriye halkının vereceği bir karar" cevabını verdi.
Miller, Suriye halkının hükümeti ve anayasalarını oluştururken özlemlerini ve sivil toplumda gerçekleşen al ver ilişkisinde normal uzlaşmaları temsil eden çerçevede karar vermesi gerektiğini kaydetti.
ABD'nin bu süreçte ana prensipleri hatırlatma noktasında durduğunu belirten Miller, Suriye'de şeffaf ve kapsayıcı bir anayasanın benimsemesinin önemini belirtti.
PENTAGON'DAN DA AÇIKLAMA GELDİ
Günlük basın toplantısında Suriye'ye ilişkin soruları cevaplayan ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü Patrick Ryder ise Suriye'nin bazı bölgelerindeki PKK/YPG terör unsuru grupların yerli Arap nüfusu tarafından protesto edilmesine ilişkin ABD'nin tutumuna ve bunun ABD güçlerine bir tehdit oluşturup oluşturmadığına yönelik sorusu üzerine, "Suriye'deki durumun şu anda kırılgan olduğunu kabul ediyoruz. ABD güçleri yıllardır DEAŞ'ı yenme misyonu için, özellikle de Beşşar Esad rejimi sonrasıyla ilgili olarak SDG ile yakın şekilde çalışıyor ve bu bizim odak noktamız olmaya devam ediyor" değerlendirmesini yaptı.
Ryder, Suriye'nin iç siyasetine değinmeyeceğini vurgulayarak, "SDG adına veya yerel halkın ne söyleyip söylemeyeceği konusunda konuşmayacağım" ifadesini kullandı.
"İLETİŞİM HATLARINI AÇIK TUTMAYA DEVAM EDİYORUZ"
Bir gazetecinin terör örgütü DEAŞ konusunda ABD'nin NATO müttefiki Türkiye ile niye birlikte çalışmadığı sorusuna Ryder, "Türkiye çok değerli bir NATO müttefikidir ve Suriye'deki durum ve DEAŞ gibi bölgesel güvenlik çıkarlarıyla ilgili olarak iletişim hatlarını açık tutmaya devam ediyoruz" yanıtını verdi.
Ryder, ABD'nin bölgedeki pozisyonu veya DEAŞ'ı yenme misyonuna nasıl yaklaştığı konusunda duyuracak herhangi bir değişiklik olmadığını belirterek, "DEAŞ ve SDG ile ilgili zorluklar konusunda Türk mevkidaşlarımızla ve bölgedeki diğerleriyle görüşüyoruz" dedi.
Terör örgütü DEAŞ'ın yeniden canlanmamasında bölgedeki herkesin çıkarı olduğunu kaydeden Ryder, bu konuda Suriye'de SDG adını kullanan terör örgütü PKK/YPG unsurlarının önemli bir ortak olmaya devam ettiğini savundu.
Suriye'de SDG adını kullanan terör örgütü PKK/YPG
Ryder, Türkiye'nin sınırına yakın Kobani bölgesinde terör örgütü PKK/YPG unsurlarının diğer taraflarla ateşkes görüşmeleri yapmasına ilişkin ABD'nin tutumuyla ilgili bir soru üzerine de sadece bu konudaki gelişmeleri yakından takip ettiklerini söyledi.