20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtının 49’ncu yıl dönümünde, Harekâtın ikinci aşaması olan 14 Ağustos Pazartesi günü KKTC’de olduğu gibi Anavatan Türkiye’de de çeşitli etkinliklerle anıldı ve yaşatılmaya çalışıldı.

   Rum Yunan ikilisinin 15 Temmuz 1974’te ENOSİS hayaliyle başlattıkları girişim Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kara, Hava ve Deniz Kuvvetlerinin müşterek harekâtıyla 20 Temmuz Birinci ve 14 Ağustos İkinci Barış Harekâtıyla sona erdirilmiştir.

   Zamanın Başbakanı Bülent ECEVİT “Biz aslında savaş için değil, barış için yalnız Türklere değil, Rumlara da barış getirmek için Ada’ya gidiyoruz.” Sözüyle bu güne gelinmiştir.

   20 Temmuz 1974 tarihinden beri Ada’da ne Türklerden ne de Rumlardan en ufak bir kan akıtılmamıştır.

   Şu andaki fiili durumun hukuki duruma getirilmesi bu huzurun devamı olacaktır.

   Şu anda Kıbrıs’ın tanınması yalnız Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile olmuştur.

   Hâlbuki dost ve kardeş ülke olarak bildiğimiz Türk Devletlerinin de tanıması bizlerin ne kadar beraber olduğumuzu gösterecektir.

   Bende 1974 Kıbrıs Barış Harekâtına, Harekât öncesi tayin olduğum 1959 Zürih ve 1960 Londra anlaşmaları gereği 650 kişilik Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayında Harekâta katıldım.

   Bolu’da da liselerde ve kültür merkezinde vatandaşlara verdiğim “Kıbrıs’ın Stratejik ve Jeopolitik Önemi” konulu konferanslarım ve Bolu’da yaptırdığım Rauf Raif Denktaş heykeli nedeni ile Ankara Etimesgut Belediye Bşk.lığınca organize edilen tarih müzesinde “AYŞE TATİLE ÇIKSIN” Programına Panelist olarak davet edildim.

 

Ayşe Tatile Çıksın Parolasının gerçek anlatımını ve Harekâtı yaşadığım gibi anlatınca büyük beğeni ve alkış aldık.

  Bende yazmış olduğum “1974 Öncesi ve Sonrası KIBRIS” kitabımda yayınladığım Parolanın gerçek durumunu aynen aktarıyorum.

AYŞE TATİLE ÇIKSIN

   Birinci Kıbrıs Harekâtı sonunda yapılan ateşkes emri üzerine 8-12 Ağustos 1974 tarihlerinde İkinci Cenevre anlaşmaları için Türk, Yunan ve İngiliz Dışişleri Bakanları ile beraber masaya oturdular. Türkler ellerindeki Rum ve Yunan esirleri uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde Cenevre anlaşmalarına göre teslim etti. Fakat Rumlar tüm Kıbrıs’ta köylerde bulunan Türk esirleri bırakmadılar. Cenevre’de iş uzatmalara gidiyor, fakat Türk esirlere yapılan işkenceler devam ediyordu. 12 Ağustos günü anlaşmalardan bir netice çıkmayacağı belli oluyordu.

   Başbakan Bülent Ecevit Cenevre’den haber bekliyor fakat haber gelmiyordu. Bu arada Türk Silahlı Kuvvetleri de gece gündüz harbe hazırlık içinde idi.

   Ecevit Cenevre’deki heyette görevli Prof.Dr.Haluk Ulman’a, Turan Güneş Bey’e söyleyin.” Ayşe tatile çıkmak istedi. Hazırlıkları tamam. Eğer işi uzayacaksa gitmesini söyleyeceğim.”

   Ayşe, Dışişleri Bakanı Turan Güneş’in kızıydı. Ecevit ile Güneş arasında daha önce kararlaştırılan parolaya göre Ayşe’nin tatile çıkması, İkinci Harekâtın başlaması demekti.

   Esasen Turan Güneş, anlaşmalardan bir sonuç çıkmayacağını anladığında Ecevit’e telefonla “Ayşe tatile çıksın” diye harekâtın başlamasının önerecekti. Ama şimdi tersi oldu.

   Ankara işin çıkmaza girdiğini anlamıştı. Küçük bir parola ile açık kanallardan böyle bir karar alınmış oldu.

   Ağustos ayları Türk ulusu için zafer günleri ile dolu aylardır.

   İkinci Harekâtın başlaması parolası da “ZAFER” olarak belirlenmişti.

   14 Ağustos Pazartesi günü sabah 3.30’da “ZAFER” parolası ile İkinci Harekât başlamış oldu.

   Türk Silahlı Kuvvetlerinin 1974 Kıbrıs Barış Harekâtını gerçekleştirmesiyle Ada’ya barış, Kıbrıs Türk halkının bağımsızlığına kavuşması ve katliamlardan kurtulduğu gündür.

   Birleşmiş Milletlerin tüm bu yaşananlara maalesef seyirci kaldığını ifade etmek isterim.

   Kıbrıs Barış Harekâtında şehit olanlara rahmet, ailelerine sabırlar ve başsağlığı dilerken yaşayan gazilerimize de uzun ömürler diliyorum. 

                                                                                                                  

Editör: Berfin MUTLU