Boluspor Keçiörengücü karşılaşmasının ilk yarısı şiir gibiydi.

Maç da şiiri andıran bir sonuçla bitti.

Hava ılıktı.

Zemin yem-i yeşil,

Maraton kırmızı beyaz'dı.

Aydınlatma ışıkları yükselen sigara dumanını kucaklayarak ıslak ıslak zemini sarıyor,

Tribünler sırılsıklam aşk kokuyordu.

Nağmeler tutkulu,

Futbolcular arzulu,

Taraftar coşkuluydu.

Açlık tokluğu bastırmış;

Geçen hafta müthiş oynayan Hayrullah Bilazer.!!

Sanki bütün futbolcuların içine kaçmıştı.

Hayrullah Bilazer'in geçen hafta oynadığı iştahlı futbol Boluspor'un tüm futbolcularına sirayet etmişti sanki.

Bu hastalık yatak döşek galibiyet demekti.

Nitekim.!!

13. dakikada Kaptan Bilal Kısa,

19. dakikada Melih Okutan'la iki farkla öne geçince.!!

Okumaya başladım.

Tüm oyuncuların (kulübedekiler dahil)

Ellerine, ayaklarına, iştahlarına, terlerine, nefeslerine dua ettim.

Bolusporlu oyuncular; ilk yarı inanılmaz iştahlı oynadılar.

Pas yüzdeleri yüksekti.

Küçük dağları ben yarattım bakışı atan,

Top benden gitsin de nereye giderse gitsin diyen,

Sorumluluktan kaçan birini görmedim.

Cümlesi hatasız oynadı.

Cümle alem onları takdir etti.

Tüm futbolcularda;

Bir an önce golü atalım, gidelim.!!!

Teknik heyette;

Bir an evvel atalım; yatalım havası vardı.

Golü atmışlar; skoru yakalamışlar soyunma odasına 2-0 gibi net bir galibiyetle girmişlerdi.

Daha oynanacak kırk beş dakika daha vardı.

XXX

Boluspor.!!

İlk yarı Güney Kutbu ise.!!!

İkinci yarı Kuzey Kutbu oldu.

Siyahla beyaz.!!

Akla kara gibiydi her iki yarıdaki fark.

Kaptan Bilal Kısa çıkmış, yerine Umut Gündoğan girmişti.

Boluspor gitmiş..

Yerine.

Tura iken yazı.! Yazı iken tura gelmişti.

Keçiörengücü tek kale oynuyor.

Teknik heyet sıkıntıdan patlıyor.

Yaslanan Boluspor'a bir sedir, bir yastık aranıyordu.

Nice sonra aranan kan bulunmuş.

Önce Seth....Yok yok.!!!

Önce Burak....Yok o da değil.!!!

Önce Sami Can....Evet.

Yok ya.! o da değilmiş.

Ne.?

Burak Burak...Sami Can..

Yok hayır ya.!

Seth..!

Pardon ya.!!! Ne bu şimdi.!!!

Patron set ve rest çekerek;

Golü yedikten,

Karşılaşma 2-1 olduktan, on altı(16) dakika sonra, nihayet Sami Can'da karar kıldığını kestirip attı.

Kesik ve fırça yiyenler kendilerini yedek kulübesine zor attı.

Çeşitlilik güzel bir şey.

Farklı fikirler istişare mühim elbet.

Ancak açık oturum uzun sürdü be hoca.!!!

"Barika-i hakikat müsademe-i efkardan doğar"

Tamam da..

Bulutlar, şimşekler, fikirler eyvallah da.!!

Planlar bir gün önceden yapılmalı.

Karşılaşmanın bir gün önce ya rüyasına yatılmalı, ya da kafada en aza iki kez oynanmalı.

Bize doğru bakmıyorsunuz, takmıyorsunuz ama;

Kenar yönetim mahalli, panayır yeri gibi gözüküyor buralardan.

XXX

Keçiörengücü aman aman bir takım değil.

Gol atacak ne adamları var ne de mecalleri.

Beş altı kişilik bindirmelerde ve tek kale oynadıkları anlarda bile pozisyonları yuttular.

Onlar için beceriksiz doğru terim olabilir.

Osman hoca futbolcularına ileride baskı kurmaları için çok ısrarcı oldu.

Rakibini hataya zorlamak,

Takımının ikinci yarıda fiziki yetersizliği nedeniyle erken sonuca gitmek,

Rakibini kendi kalesinden, kalecisinden uzak tutmak,

Keçiörengücü'nün oyun kurgusunu bozmak en dikkat ettiği hususlardı galiba.

Nitekim.

Mustafa Durak'ın rakibinden kaptığı topu Melih Okutan'a asist yapması bu düşüncemin en büyük delili.

İkinci yarı oyundan düşüş ise en büyük kanıttı.

Ancak..

Hocanın ilk yarıdaki vücut dili ve mental baskısı,

Daha önce alınan başarısız sonuçlar,

Galibiyeti koruma kollama düşüncesi,

Var olan fiziki yetersizlik,

Bilal Kısa, Umut Gündoğan değişikliğinin tutmamış olması,

Üstüne.!!

Umut oyuna girdikten onaltı(16) dakika sonra da kırmızı kart görmüş olması.!!

Pahalıya mal olacaktı.

Keçiörengücü'nün gol atabilmesi tesadüflere ve büyük bir hataya bağlıydı.

O hatayı yaptık ve golü kalemizde gördük.

XXX

Taraftar müthişti.

Maçın başlamadan önce ve maç bittikten sonra takımı çağırması,

Coşku ile karşılaması,

Yine artan sevgi ile uğurlaması güzel görüntülerdi.

Çıkan oyuncuya saygı duyması,

Skoru ve sonucu kabullenmesi süper hareketlerdi.

Yine taraftarın;

Karşılaşmadan sonra Osman Özköylü'yü bağrına basması, tribünlere çağırması da harika oldu.

Sürece dair ihtiyaç vardı.

Hoca'nın sahayı yarıladıktan sonra tribünleri alkışlaması da göze hoş geldi.

Ama eksikti.

Orta sahaya kadar varmışken;

Eşofmanında,(varsa eğer) Boluspor armasını gösterebilse, işaret edebilseydi.

Her şey o gece tastamam olacak,

Tribünler yıkılacak.

Tarih o gece yeniden yazılacak,

Kişilerin egosu değil, Bolusporun logosu tavan yapacaktı.

Tarihi bir fırsat kaçtı.

XXX

Keçiörengücü galibiyeti, Boluspor'a blazer ceket gibi şık durdu.

Umarım galibiyetlerin serisi gelir.

İlk yarı kim iyi oynadı, kim fena oynadı diye bir ayırım yapmam söz konusu değil.

Tahminimin üzerinde bir oyun ve iki farklı net bir skor.

İkinci yarı bambaşka bir oyun anlayışı ve mahkum bir takım.

İkinci yarı stoperlerimiz çok yoruldu.

İkinci yarı nerede ise iki kişilik oynadılar.

Keçiörengücü'nün ne kadar adamı varsa ceza sahasındaydı.

Mustafa Durak toparlanmaya başladı.

Hayrullah Bilazer, kulakları çınlasın Rıza Çalımbay gibi.

Bir nevi atom karınca; ayağına taş değmesin.

Hakan Arslan'a dikkat. Ayak bileğindeki kum torbalarını birileri çıkarsın.

Melih Okutan usta işi gol buldu. Bu onun için vitamin kadar oldu.

Bilal Kısa kendisini çok yoruyor. Riskli ve fazla ikili mücadelelere giriyor.

Onun daha dinamik ve ayakta kalması gerekli.

Kaptan'ın attığı şutlar kıymetli şutlar. Onun için duran top da kazanmalıyız.

Ümit Kurt ve İsmail Konuk hem mücadele hem de futbol tekniği olarak iyi üstüler.

Hakemin tartışmalı kararlarına bile itiraz etmeyen Ümit Kurt sözünü tutmuş görünüyor.

Rydell Poepon eski Poepon değil. Bu maçtaki performansını beğenmedim. Ama onun iyi niyeti bir çok eksiğini kapatıyor.

Cumalı Bişi sahanın Ulubatlı Hasan'ı.

Hocanın saha içinde en kolay iletişim kurduğu oyuncu.

Hoca bişi dedi mi.? İlk duyan Cumali oluyor; zira gözü daima kenar yönetimde.

Teknik heyetin ise her ne hikmet ve ne anlamı varsa tribünde.

Son sözüm...

Saha kenarında; rakip yok, nabız yok, ter yok, ikili mücadele yok, üstelik takım galip.! sarı kart görüyorsan hoca olarak.

Umut Gündoğan'ın kırmızı kartının bahanesi olur; iki çift laf etmek için mazeretiniz olmaz.

Zira dışarıdan vücut diliniz futbolcuya gaz veriyor.

Birikmiş gaz, ateşi görünce patlar.