Ve sözün bittiği yer; Bolu'muza hizmet etmek!‏
İl'e ait ne varsa, araştırıp iz sürerek yol almaktayım. Kimilerine göre yaptığımız hizmet delilik veya budalalık olsa da… Kızılay'a, geçmişe yönelik bir arşiv kurmak için çalışmalarda bulunurken, karşıma ne çıktı dersiniz? Mehmet Zekai Konrapa'nın kimilerine göre 20 sayfa, kimilerine göre Marmara Üniversitesinde veya başka yerde olduğu düşünülen arşivi… Milli Mücadelede İsyanlara farklı bir pencereden bakış, bir sürü kaynak. Bolu tarihi 2.cilt. yayınlanmayan, askıya alınan. Ardından 2.güzel haber. Memleketimizden yetişen bir değer Emin Barın'a ait 2 defter. Okul yıllarına ait ve 1 adette yazışmaları. Bir başka sevindirici haber, sonra Ermenistan'dan getirmek için çok mücadele ettiğim kaynak Köroğlu'muz. 1815 taş baskı. Yakın zamanda bunları da yayın hayatına geçirilmesi için çalışacağım. Ve Bolu'muzun yollarını yapan Nafia mühendisi(bayındırlık )1950'li yıllarda bu mühendis bir Ermeni. Adı Aleksandır Terzibaşıyan. Soyadı kanunundan sonra aldığı isim Ali İhsan Arıkan. Tesadüfen İstanbul'da tünele inerken Kamer Pul Evine uğruyorum. Sohbet esnasında oğlu Arman Arıkan'dan dinledim ve yazdım. Sahafları gezdim. Bolu sevdalısı olduğumu bilen bir dostumla, çayımızı yudumlarken Bolu hep idarecilere karşı sessiz, tepki vermeyen mükemmel bir kimyaya sahip. Adamların bahçesine girilse, arsalarına ya da duvarlarına kadar girilse sesi çıkmaz, hırsız girse aynı, kavga olsa seyreder, beladan uzak durmaya, bulaşmamaya çalışır. Şu yapılanlar, başka yerde olsa kıyamet kopardı” dedi. Neden bu kadar baskının içinde, hak edilmediğiniz şekilde, idareciler tarafından bu güzel insanları, yıpratmaya, kimin ne hakkı var dedi. Düşünce… Doğru olanı aslında herkesin dinlenilmesi, mağdur dahi edilinmiş olsa, gönüllerin alınmasıydı. Sonra 1 istihbarat. Eski Başkan Yardımcısı Abdullah bey, İzmit'ten Bolu'ya tekrar Tarım İl Müdürlüğüne geliyor diye. Hayret ettim...
Huzurlu şehir…
Olay bazında 74'üncü sıra. Sigara kaçakçılığında 20'inci sıra. Yol geçiş nedeni etken. En fazla olayın olduğu il İstanbul diye düşünürken, şaşkınlığımı gizleyemedim. Antalya 1'inci sıra. Suç ve dava sayısında artış var ülke genelinde. Hırsızlık, lastik çalma, bakır kablo,vs… Ya esmer vatandaş ya da dış destekli. Adamlar şehir dışından elini kolunu sallaya sallaya gelip, işini bitirip, aynı pişkinliklerle şehri terk etmekte... Ne de olsa şehir ülkenin en zengin ili. Sosyal yaşam var. Yeteri kadar olmasa da, bir sanayii, fabrikalar ve büyük bir gelir sağlanan beyaz et sektörü var. Problem bana göre, becerikli irade sahibi, kararlı insanların azlığı. Ankara'da bakanlıkta keyfi uygulamaları anlattığımda, bana söylenen adli hatalar oldu. Demek ki savcıları etkileyebilmişler dendi. Aksi durumda, bu tür davaların koğuşturulmaması bile usulsüzlüktür denilerek açıklamalarda bulunuldu. 10 yıl sonra Bolu'muz nüfus bazında beklenen hedef 250-300 bin arası. Şehir göç alıyor ve bizler neredeyse selam verecek insan arayacağız. Şehir yabancılaştı. Koskoca İstanbul'un % 1'lik kısmı nüfus bazında. Ama yapılan işler sanki dünya çapındaymış gibi lanse edilmekte. Birde ellerine yüzlerine bulaştırmasalar. Allah'tan imdadımıza her zaman yetişen bir Vakfımız var. O büyük mübarek insan İzzet Baysal'ın emanet ettiği ve vurguladığı sahip çıkmak adına... Her yanlışlığa gereken duruşumuzu göstereceğimizden, kimsenin şüphesi olmasın. Ve içimizden nice İzzet Baysal'lar çıkması, paylaşılması adına, geride kalanlarında azmiyle, sermayeleriyle Bolu'muza destek vermesi gerekmektedir. Villanız ya da son model araçlarınız olsa ne yazar, paylaşılacak bir şeyleriniz olmadıkça… Ne yazar…!!!