BOLUDAN GİDEN DEĞERLER VE BİLİNMEYENLER....!!!‏
Rahmetli Sakıp Sabancı ve hayal ettiği Atlı Köşkün Müze olarak gelmesinde, en büyük etken Raffi Portakal gibi bir sanat danışmanına, Bolulu Hattat Emin Barın gibi bir değerin, dönemin en ünlü hattatlarına ait koleksiyonunu, biriktirmesi, müzayede yoluyla da Sabancı Müzesine geçmesini sağlamak olmuştur. Kaldı ki Emin Barın'ın babası da Tevfik Barın hattattır. Sonra Rahmi Koç'a ait Hasköy'deki Sanayi Müzesi. Bolu Orman İşletmesinden alınan lokomotif müzededir. Ankara Opera'da, vakıflara ait vakıf müzesindeki kavukluklar, tesbih ve tekkelere ait eşyalar. Bunlar benim bildiklerim ve belgelendirebildiklerim. Kimi aç gözlülerin ya da Mudurnu, Göynük ekseninde köylülerimizi, halkımızı. Eski bindallı yenisiyle değiştirilir. Ya da Antep işi yeni bindallılar vererek, yorgan vs ile kandırdıkları, vatandaşlarımızdan alınan bindallılar, bohçalar vs'ler. Bizler değerini bilemedik. Hiç olmazsa gelecek kuşaklara, üniversite içerisinde olabilir, Gülezler konağında olabilir ya da bir sanayi kuruluşumuzda Erpiliç'de(şirket idare binasında camekanların içerisinde), belediye ya da katlı otopark yemekhane alanında, hükümet konağı binasında, özel idare binasının merkezdeki binasında, biz Bolu halkı olarak, el sanatlarımıza sahip çıkarak, gelecek kuşaklara yol açabiliriz. Gelen tüm misafirlerimize de, bu etnografik eşyalar, görsellik katar, bilgi sunar diye düşünmekteyim. Hayatlarında hiç bir şey olamamış insanlara bir çağrı. Her şey devlet ya da zenginlerimizden beklenmez. Kararlı bir irade sadece. Karanlığa bir mum yakmak adına. Işık olmak adınadır tüm sevdamız...
TERMAL TESİSLERLE GÜNDEME GELMELİYİZ...
Astaş yatırım. Ve bir beldenin ayağa kalkması. Firma başlı başına bir dev. Ne hikmetse, bir idareci ben haklıyım eksiklikler var dedi. Haklı da olabilir. İç yüzünü sadece kendisinden dinledim. Yazılı belge görmedim. Bolumuzun termal tesislerle çok acil ihtiyacı var. Nedeni arz-talepte değil. Olması gerektiği için belirtiyorum. Kızılcahamam-Afyon kendini aştı ve hatta Balıkesir Gönen Kaplıcaları. Asya, Akkuş, Kuzuluk, Sarot vs. Başka Bolu yok. Hoş turizmden anlayan yatırımcı Bolu'da yok. Sonradan görme zenginimiz çok. Birde bu tiplerin Bolumuza faydası olsa. Kimilerin beğenmediği Emin Semercioğlu bile yeri ve zamanı geldiğinde 1oo milyarlık( eski parayla) bir kaynağı, eski çeşmelerin, bazı cami ihtiyaçlarının giderilmesi için harcadı. Ha keza Ali Ericek. Son günlerde benim bile tanımakta zorlandığım, aslına bakarsanız muhteşem bir derya, içimizden biri. Nerede cami yardımı varsa, orda Ali Ericek'siz iş olmaz. Kimseyi de geri çevirdiğini zannetmiyorum. 2013 yılında,1 yılı geride bırakırken Ali Ericek ve Yaşar Çelik'in vakıf ve İzzet Baysal'ın yolunda ilerlemeleri kadar güzel ve bir o kadarda onurlu bir hizmet olamaz. Her zaman yanımızda, kalplerimizdesiniz… Darısı diğer zenginlerimizde, geç kalmadan… Zira tenini temiz tut her an ölüm gelebilir, evini temiz tut, her an misafir gelebilir. Hazırlıklı olmak en güzel olanı. Kim ne derse desin...!!!
FARKINDA OLMALI İNSAN..!!‏
Can Yücel'in damgasını vuran çok güzel bir şiiri bu. Bilgisayarınızdan arama motoruna farkında olmalı insan diye yazarak da ulaşabilirsiniz. Bolu küçük ve gelişmekte olan güzel bir şehir. Bir söz gereği 31 Aralık günü yani bize göre olmayan, sadece 1 günü eğlenme üzerine, alkol tüketimi üzerine geçirdiğimiz bana göre anlamsız bir günde, Orhan Uçar'ın Osmanbey'deki işyerinde ,sohbet ediyoruz. Zaman zaman mesleki arkadaşları da, gelip bize iştirak ediyorlar. Konu dargınlıklar üzerine geldi. Orhan dedi ki ya gel, bir yemek verelim. Şu Bizim Bolumuzda dargın olanları barıştıralım” dedi. Dedim ki Ya özünde bu insanlar düzgün, güzel insanlar. Zaten 3 günlük Dünya'da hiç bir şeye değmez. Böylesine hayırlı bir iş yapalım. Olur” dedim. Sohbet, iş yerindeki yemek-çayın arkasından, Ahmet Akdağ'a