Bolumuz coğrafi konumu nedeniyle, Yaradan'ın bize sunduğu cennet bir köşede, mükemmel bir şehir. Sanayi şehri olması düşünülemez. Çevreyi az kirleten ya da hiç kirletmeyen sanayi olabilir. Mevlana-Nasrettin Hoca- Yunus Emre ile anılan şehirler, kültürel ve tanıtım anlamında çok yol aldılar. Bizse kendi değerimiz olan Köroğlu'yla yol almada geç kaldık. Bolu Beyi olmasa Köroğlu olabilir mi? Zalime karşı dik duran sazıyla, sözüyle bir Köroğlu. Araştırmacılarımızda, akademisyenlerimizde Bolumuzun yetiştirdiği, Köroğlu-Emin Barın-Mehmet Zekai Konrapa-Dertli-Akşemsettin, isyanlarıyla, milletvekilleriyle, diğer örnekleriyle pekala sıfatlarına doçent yazdırırlar, kariyer yapabilirlerdi.
Ne yazık ki bu cılız kaldı. Beyaz Et Festivali kalıcı olamazdı. Zira her ne kadar ülke ekonomisinin % 40'ını karşılasa da, Ege Banvit Bandırma-Keskinoğlu gibi diğer firmalarda Bandırma-İzmir-Manisa hattında ciddi ölçüde çalışmaktalar. Yadırganamaz bir beyaz et sektörümüz var. Küçümsemiyoruz. Gelin bu şehri eğitim-sağlık ve huzur dolu dinlence alanı yapalım. Kültür ve sanatla yaşayan bir şehir olsun. Bu konuda da, kişilerde değil, kurumsallaştırmaya çalıştırdığımız kent müzesine desteklerinizi bekliyoruz.
Ellerinde evrak-fatura-fotoğraf vs olanların, bizimle lütfen irtibata geçsinler. Bunları sizler zamanla http://www.bolu.bel.tr/ web sayfamızdan da inceleyebilir, paylaşabilirsiniz. Tamamen araştırmaya dönük, olumlu bir kent müzesi olacaktır. Bugün adını hiç duymadığım bir aykırı velimizi de öğrenmiş oldum. Akpınarlı Boyundurlu Ahmet Abi. Bunun saklayan Abimiz Almanya Köln'de yaşayan eski Köroğlu Mefruşatın binasının arsa sahibi. Bu memleket bizim. Gelin hep beraber en güzel Bolu'yu geçte olsa, değerlerimizi kaybetmeden kazanalım. Geç olmadan…