UN GADUN” ODUN…
Ağzın burnun dağılsın, Çarşamba pazarına dönsün, karakola gel eşini şikayet et.
Sonra de ki;
-Valla gomiserim, ben davacı değilim.
-Niye?
-Gocamdır, döver de sever de!!!!!
Kızım; Karnın da sıpa, sırtında sopa, o zaman niye geldin be şikâyete karakola.
Ya karnındaki sıpa yanlış, ya da yediğin sopa.” diye sormazlar mı adama.
Gel de çık işin içinden.
Anlamam!
8 Mart mış Kadınlar Günüymüş anlamam. Bunlar bizi bozar, raconumuza ters gelir, ecnebi işidir, şeytan işidir.
Bize; erkeğinin bir adım gerisinden gelen GADUN gerek.
Bize; saçı uzun aklı kısa GADUN gerek
Bize; bir bakışımızla şad olacak, dayağı yiyip sessizce oturacak GADUN gerek,
Bize; karnında sıpayı, sırtına sopayı kabullenecek GADUN gerek.
Neymiş o; kadına methiyeler, neymiş o övgüler
Neymiş o; Atatürk'ten filan Ey Türk kadını kalk, sen yerlerde sürünmeye değil, omuzlarda yükselmeye layıksın” gibi sözler.
GADUN dediğin, değerinin
“Ah benim sömsöm yarim
Bi yolcuk öpsem yarim
Öpmeyinen bi şey olmaz
Bi yolcuk sarsam yârim”e kadar olduğunu bilecek.
Sonra
Sonra her şey gerçeğe dönecek.
Yani;
Evdekilerin hastalıklarında yeri gelince doktor, yeri gelince hemşire rolüne soyunacak,
Sabah erkenden kalkacak, kahvaltı hazırlayacak,
Sonra…
Çocuğu ve bey'i kaldıracak, kahvaltıyı kaldıracak, bulaşık yıkayacak,
Yatağı düzenleyecek, çocuğu giydirecek, okula getirecek, işe gidecek
Dönüşte;
Pazar masrafı, mutfak masrafı görecek,
Akşam?
Yemek hazırla, sofrayı kur, topla, bulaşık yıka, bir yorgunluk kahvesi yap.
Evi önce kaba, sonra ince temizlikten geçir,
Çok şükür bitti.
Bitmedi; yatağı hazırla, süslen bekle…
Kısacası; hiçbir iş yapmayın, iki kadın bir arada olsanız dahi, tanıklığınız kabul olmasın, aklen eksik olun, tecavüze uğrayın; “tahrik etmiştir”. …Sorunun odağında kim var? Kadın var…”durumuna düşün, cehennemin çoğunu sizler oluşturun,bir de kadınlar günü kutlayın.
Yemezler gadunlar yemezler…
İnsanın üç düşmanı vardır; ŞEKER, TUZ VE UN.
Hadi size bir müjde vereyim,
Erkeklerinse üç dostu vardır; UN, ODUN ve GADUN.
Değerli hanımefendiler! Hurafelerle, Arap milliyetçiliği ile yetiştirilmektendir size karşı olan hoyratlığımız…
Lütfen af ediniz, bağışlayınız.
Yoksa yüce dinimiz İslam da, mensubu olduğumuz büyük Türk Milleti'de ayrı bir değer verir sizlere…
Değerli Hanımefendiler!
Ben sadece tersten okudum 8 Mart'ı.
Ama şu gerçek ki;
Güneş her sabah sizinle doğuyor, sizinle batıyor, dünya sizinle dönüyor.
Çayımızın deminde, kahvemizin köpüğünde,
Evimizde, işyerimizde,
Şarkılarımızda, türkülerimizde,
Sevinçlerimizde, hüzünlerimiz de,
Sizler varsınız.
Sizler bizim başımızın tacısınız.
Güzelliğimizin aynası, yüreklerimizin sancısısınız.
Sizler var sanız, bizler varız.
İyi ki var sınız.
Sizler;
Şirin'si