Geçtiğimiz haftalarda Hükümet Meydanı, İzzet Baysal Caddesi ve Demokrasi Meydanı ile ilgili bir kaç yazı yazmıştım hatırlar mısınız?

Hani karo taşları ile ilgili…

Bazı taşların yerinden oynadığını, vatandaşların ayağını burktuğunu, yağmurlu havalarda ise, oynamış karo taşlarına bastığınız anda her yanınızın ıslandığını ifade etmiştim.

Bu konuyu Sayın Zuhal Toker Işın ve Sayın Recep Yıldız’da ilgililere iletmişti.

Ne oldu?

Hükümet Meydanında bir çalışma başladı, görür görmez ilgililere teşekkür ettik.

De

İki günde yapılacak iş, 21 gün sürdü, iki işçi resmen lay lay yaptılar.

Ya sonra?

Sonrası yok, caddeye başlamadan çalışmalar bitti.

Niye ki?

***

Bu sorunun cevabını geçtiğimiz hafta Belediye Başkanımız Tanju Özcan açıkladı

Ve

… En fazla insan sirkülasyonunun olduğu bölge orası. Çok daha güzelleştiğini göreceksiniz. Dediğim gibi; ana cadde üzerinde bir tadilat çalışması yapmadık, iki iki para harcamamak için. İnşallah önümüzdeki yıldan itibaren orayı etap etap düzgün bir hale getireceğiz…’ Dedi.

Yani?

Yani si şu!

Yenisini yapıncaya kadar, tökezleyin, düşün, ıslanın…

***

Anlamadığım şu, ‘Karo taşlarını olduğu gibi söküp yenileyiniz’ demiyoruz ki…

Ya?

‘Oynamış olanlarını yapıştıralım’ diyoruz, bunun maliyeti ne kadar olabilir ki?

İki iki para harcamamak için illaki de tasarruf diyorsanız, o zaman şu soruyu sormak isteriz; ‘’Belediye önündeki havuzun etrafına niye bakım yaptınız?’’

Saray Pastanesinin önünden belediyeye kadar olan kısma niye asfalt döktünüz.

Buralarda yeniden yapılmayacak mı?

***

Şöyle sert, haşin, gaddar bir yazı yazayım, kalemimden kan damlasın istiyorum

Da…

Yazamıyorum işte, çünkü bana uymuyor.

Adamın birine sormuşlar;

‘Adın ne?’

MÜLAYİM?

Soruyu soran ne demiş;

‘SERT olsan ne yazar.’

Yani bizimde adımız Mülayim. Dediğimiz gibi o gömlek bana uymuyor.

***

Sayın Başkanımız

Şöyle yağmurlu bir havada İzzet Baysal Caddesinde o karo taşları üzerinde yan yana dolaşsak,

Sonra

Paçalarımızı kurutacak bir yer arasak.

Bakarsınız otururken acı bir kahve de içeriz.

Hesaplar benden, yani emekliden…

Ne dersiniz?

03.11. 2019

Muharrem Demirel