Mustafa Kemal Atatürk’ e gönül koyanlar var.

Niye?

‘Kurtuluş Savaşından sonra Osmanlı Devletini devam ettirmedi.’ diye…

Devam edebilir miydi?

Ben tarihçi değilim, bu konunun ilmini yapmış insanlar var iken bizim ahkâm kesmemiz ukalalık olur.

Ancak, ilim sahibi insanların birleştiği bir konu var.

Diyorlar ki; ‘Osmanlı Devleti içten içe çürümüş, her alan da çağın gerisinde kalmıştı.’

Rus Çar’ı 1. Nikola da, 1853 tarihinde Osmanlı Devletini kastederek şöyle der;’ Kollarımızın arasında hasta bir adam var, çok hasta...’

***

Evet, Osmanlı Devleti hastaydı.

3 kıtaya, ahlak, adalet, hak, hukuk gibi ulvi değerleri ile medeniyeti taşıyan

Ve

‘Cihan pehlivanı’ olan Osmanlı’nın hastalıklarını, Çar 1. Nikola dan yıllar önce, Sultan 2. Osman da görmüş, Sultan 4. Murat da…

Sonra

Sultan 3. Selim de, Sultan 2. Mahmud da, Sultan Abdülmecid de…

***

Görmüşler ki,

Osmanlı devletinde, yönetim, eğitim, ordu, ekonomi ve kültür alanların da yenilik hareketlerine girişmişler.

Islahatlar ile Osmanlıyı çağın yeniliklerine ayak uydurmaya çalışmışlar.

Ama

Nafile!

Tutamamışlar, sadece ömrünü uzatmışlar, o kadar.

Çünkü

Osmanlı Devleti kendisini küçük bir beylikten, 3 kıtaya hükmetme durumuna getiren en önemli ulvi değerlerini kaybetmişti.

***

Meşhur İslam Tarihçisi olan İbn-i Haldun

‘…Onlar, bir aşiret olarak doğarlar. Tekâmül ederek devlet olurlar. Daha da geliştiklerinde bir imparatorluk hâline gelirler. Ancak meziyetlerini kaybetmeye başladıklarında da küçülür ve tarih sahnesinden çekilirler.

Nihâyet yenileri doğar.

Bunlar da, imkânlarına göre hayatiyetlerini devam ettirirler.

Bu hâl, tarih sahnesinde milletlerin bir KADER PROĞRAMIDIR’ der.

Osmanlı’yı Osmanlı yapan en büyük meziyetler, AHLAK, ADALET, HAK, HUKUK gibi ulvî emanetlerdi.

Ve

Bu meziyetler ile de CİHAN DEVLETİ oldu.

Ya sonrasın da?…

***

Devletini, ‘Devlet-i Ebed-Müddet” namıyla yâd eden Osmanlı, son dönemlerinde bu hastalıklarını görüp, tedavi etmeye çalışsa da yeterli olmadı.

Yani

Allah’ ü Teâlâ, Osmanlı’ya ‘EMANETLERE SAHİP OLDUĞU KADAR’ bir ömür bahşetmişti.

İbn-i Haldun ne demişti?

‘NİHAYET YENİLERİ DOĞAR’

***

Ve

Doğdu da…

Kün fe yekün.

Yani

‘Ol deyince olduran’ Yüce Allah;

Kutalmışoğlu Süleyman Şah ve Osman Gazi Han‘dan sonra, aynı topraklar üzerinde bir devlet kurmayı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk

Ve

Aziz silah arkadaşlarına nasip etti.

Küllerinden yeniden doğan devletin adı ise TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ idi…

***

Şimdi yapmamız gereken, kızmak, gücenmek değil, devletlerin ömürlerindeki devamlılığın, AHLAK, ADALET, HAK, HUKUK gibi ulvî emanetlerin riayetlerine bağlı olduğunu anlamak,

Anlamakla kalmayıp; tepeden tırnağa uygulamak,

Ve

Bu değerler doğrultusunda Türkiye Cumhuriyeti Devletini yaşatmak olmalıdır.

***

Kısacası,

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ilelebet yaşayabilmesi için, önce 600 yıl hükümranlık süren cihan devletinin niye çöktüğünü anlamamız gerekir.

Yani

‘BİR DEVLET NASIL BATAR?’ sorusuna cevap bulursak, ‘BİR DEVLET NASIL YAŞAR?’ sorusuna da cevap bulabiliriz.

Yüce Allah,

Anadolu’yu bize vatan yapan ve devamında, üç kıtaya hükmetmemizi sağlayan ecdadımızın

Ve

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile aziz silah arkadaşlarının mekânlarını cennet,

Kurdukları Cumhuriyeti ise ilelebet payidar eylesin.

Cumhuriyet bayramımız olsun.

28.10.2020

Muharrem Demirel