Gömün gitsin anasını satayım
Olabilir mi acaba?”dedim kendi kendime…
Bu tezgâhın için de Boluspor'un etkin bir güç haline gelmesinden korkan ve bu gelişmeleri hazmedemeyen karanlık ve kirli ittifaklar olabilir mi?
Çalkantılı bir dönem yaşayan Boluspor'da ardarda gelen istifalar ve birbiri ardına yapılan açıklamalar okyanus ötesinden yönlendirilebilir mi?
Bu yönetime, yolsuzluk ambalajında suikast girişimi yapılmış olabilir mi?
Bu kirli oyun, Büyük Boluspor'a karşı oynanan bir oyun mudur?
Bu işte Amerika ve İsrail'in parmağı var mıdır? Diye düşünürken,
Paralel Boluspor yapılanması filan derken,
Hoca efendinin Esselamü Aleyküm ve Rahmatullah” demesiyle uyandım.
Galip Hocanın, 95 yaşında vefat eden İsmail Dedesi için bulunmuş olduğum cenaze namazı öncesinde, bizim kılmış olduğumuz ikindi namazı Boluspor aşkına güme gitmişti iyi mi?
Çıktık dışarıya ve
“Allah için namaza, Meyyit için duaya, er kişi niyetine uydum hazır olan imama.”dedik durduk namaza.
Sonra…
Belediye Başkanımız Sayın Alaaddin Yılmaz'la karşılaştık,
Kucaklaştık…
Ve
Meşhur sözümüzü sordu bana;
“Ne olacak bu Boluspor'un hali.”
Dedim ki;
“Orası burası oynayan, Boluspor konusunda samimi olmayan insanlar varken işimiz zor. Bu zor durumdan sıyrılmak için sizin gibi inandığına bodoslama gidecek ve destek olacak insanlara ihtiyaç var.”
Mezarlıkta yine karşılaştık, yanında Sayın Mehmet Özbostancı vardı.
Hoca Efendi bir helallikte orada aldı.
”Merhumu nasıl bilirdiniz? Diye sordu.
Ardından da” Haklarınızı helal ediyormusunuz? Diye…
“İyi biliriz.” Dedik
Ve hiç acımadılar, başladılar İsmail Dede'yi harıl harıl gömmeye.
Bu arada Özbostancı Başkanımda aynı soruyu sordu;
“Muharrem Hoca ne olacak Boluspor'un bu hali.”
Mezarı gösterdim ve dedim ki;
“Bulunmuş olduğumuz şu nazik dönemde, Şeytani değil Rahmani düşünceler içersinde olmamız da fayda var.
Aksi halde;
“Gömün gitsin anasını satayım”a geliriz.
Cenaze töreninde ise hepimize sorarlar;
“Merhumu nasıl bilirdiniz? Diye.
O na iyi biliriz.” deriz, haklarımızı da helal ederiz.
Ama Boluspor sevdalıları,
Mevtanın yaşaması için uğraşmayan, etkili ve yetkili konumda olanlara da,
Ali Cengiz oyunu oynayanlara da
Haklarını helal ederler mi etmezler mi işte onu bilemeyiz.
95 yaşında vefat eden, Aşağı Sokulu İsmail Efendinin cenazesi gibi üç günde unutulur da diyemeyiz.”
Ha bir de, Boluspor sadece yereli ilgilendiren bir konu değildir.
Boluspor yaşatılması ve Boluspor'un konuşulması ulusal(!) bir görevdir.
Aksi halde,
Her gün gelen akaryakıt zamları, asgari ücretin hali, memurun emeklinin yaşama mücadelesi,
Türkiye'nin bölünmesi, Türk insanının rencide edilmesi konuşulmaya başlanır ki;
İhaleyi yine Amerika'ya ya da İsrail'e yıkabilir miyiz bilemem.
O zaman da vatandaş
Gömün gitsin anasını satayım”ı kimin için kullanır ona da bir şey diyemem.
Kısacası;
Şu bölünmüşlükte, Boluspor sayesinde kucaklaşıyoruz, onunla yatıp onunla kalkıyoruz,
Birbirimize sıktığımız dişlerimiz arasından çıkabilecek hırslarımıza, Boluspor sayesinde topraklama yaptırıyoruz.
Yaşadığımız olumsuzlukları, cambaza bak cambaza!” sayesinde örtüyoruz.
Boluspor'u konuşuyoruz; her ş