Durmuşlar'ın Sabri…
12 Eylül 1980 öncesinde polisle pek haşır neşirdim.
Nerede bir olay oldu; ya okul yolundan, ya da Akpınar Kahvesinden diğer arkadaşlarımla beraber alır götürürdü Kutlay Komiser.
O zamandan beri polisle hiç işim olmadı.
İnşallah olmazda…
Ha bir de Uğur Gür Müdürüm vardı.
Emniyet Müdürlüğü, o zaman görev yaptığım Milli Egemenlik İlköğretim Okulu'nun yanında idi.
Çağırırdı; ya da ben giderdim,
Kahvemizin tadını ise ise şiirlerin sevdaları, yorgunlukları, pişmanlıkları verirdi. Bazen sade, bazen orta, bazen şekerli…
Sonra O Muhterem insan…
Yani Sabri Durmuşlar.
Onunla, ilk defa Boluspor yönetimine ‘hayırlı olsun, ziyaretine geldiğinde karşılaşmıştım,
“Hoş geldiniz” dedim, elimi uzattım.
Ama hiç alışık olmadığım bir şeyle karşılaştım.
Kucakladı…
Fısıldadı,”emektar bir gönül dostusun, belli.” dedi.
Titredim, sevindim…
Küçüğü büyük gören bu insana imrendim.
Üniformasının dışındaki;
Sanki kuyumcu, sanki ayakkabıcı, sanki anahtarcı, sanki belediye önündeki simitçi, sanki, Tabaklar Hamamı'nın oradaki kestaneci.
Sanki bu Durmuşlar'ın Sabri…
Bizden biri.
Sanki ‘Ben Hüsmenler'in Mehmet'im,' sanki' İmamduraklar'ın Muharrem'im.' Sanki Yokuşlar'ın İsmail'im'der gibi,
Ama içindeki;
Tam bir devlet görevlisi.
İkisi bir araya geldi mi; devlet ile milletin aynı potada erimiş hali
Sinirlendirmeyen, sindiren, ikileştirmeyen, birleştiren
Uzaklaştırmayan, yakınlaştıran,
Güzel bakan, güzel gören ve güzel yaşayan, yaşadığını ise aynı duygularla vatandaşa hizmet olarak taşıyan,
Milletle devleti, devletle milleti kucaklaştıran bir insan,
Herkes için söylenmeyecek bir sözün direk ve gerçek muhatabı; Adam gibi Adam!
Bu Adam gibi Adam
Protestolarda, basın açıklamalarında, yürüyüşlerde olayların tam içinde oldu,
Ama ne polisinin ne de kendisinin varlığını hiç hissettirmedi.
Devleti gösterdi, ama milleti incitmedi.
Tıpkı;
“Çirkinleştirmek için değil, güzelleştirmek için buradayım.” anlayışında olan bir futbol hakemi gibi.
Hey güzel Allah'ım Hey!
Bir tarafta Sezai Uçmak gibi değerli dostumuz bize tavsiyelerde bulunuyor,
Ve bana olan sevgisinden dolayı,
“Zarafet, Azametten ürker.”denilen o taşınması zor gömleği bana giydirmeye çalışıyor.
Öbür tarafta;
Sabri Durmuşlar Müdürüm gibi değerli bir kıymet ise, zaten bu gömleğin için de yaşıyor.
O gömlekse onu liyakat la birleştirerek,
PTT 1.Ligde oynayan Boluspordan, alıyor, Süper Lig de oynayan Bursaspor'a taşıyor.
Abarttım mı?
Yoooo! Eksik bile söyledim.
Dedim ya benim polisle işim olmaz. Ama bazıları vardır üniformayı sever, bazıları vardır, içindekini…
Sayın Sabri Durmuşlar!
Kimileri gelirken ya da varken yazar, kimileri ise giderken…
Bunun anlamını ise ancak gönül dostları anlar.
Ne demiş Hazret-i Mevlana;
“İnsanlar kıyafeti ile karşılanır, ilmiyle ağırlanır, ahlakı ile uğurlanır.”
Özleyeceğiz seni,
Ağrılıların, Şanlı Urfalıların, özlediği gibi.
Yolunuz açık olsun,
“Zarafet azametten ürker.”gömleği üzerinizden hiç eksik olmasın, hep sizinle olsun.
&nb