AKŞAMDAN ESKİCİ YAHUDİ…
Karıncaya sormuşlar.
—Nereye gidiyorsun?
—Kâbe-i Muazzama ya!
—Oraya varmaya senin ömrün yetmez.
Karınca cevap vermiş:
—Olsun hiç olmazsa yolunda ölürüm ya…
Karınca ile başladık karınca ile devam edelim.
Nemrut, Hazreti İbrahim'i yakmak üzere büyük bir ateş yaktırmış.
Bakmışlar ki boyuna posuna bakmadan karıncada su taşıyor.
Demişler ki:
—Senin bir damla suyun mu ateşi söndürecek?
Karınca şöyle cevap vermiş;
-Bu suyun ateşi söndürmeyeceğini ben de biliyorum. Ama böyle bir zamanda safımı belli etmenin şerefi bana yetmez mi?
Sloganımız belli;
“Her sezon lig yeniden kurulur, Her maç taze bir umuttur.”
O zaman biz ihlâsla ‘Bismillah'diyeceksek yeni sezona, safımızı halis ve muhlis bir şekilde belli etmeli,
Akşamdan Eskici Yahudi, sabahleyin Hacı Ahmet durumuna düşmemeli.
Boluspor üzerinden zevk ya da kin tatmini yapmamalı insanlar…
Kişiler değil Boluspor menfaatleri olmalı ön planda…
Nefisler değil Boluspor menfaatleri koşmalı, Boluspor hipodromunda…
Ali Hoca'yı severiz, yardımcılarını da…
Başkanımızı sayarız Yönetim Kurulu üyelerimizi de…
Onlarla bir bardak çay içtiysek özelimizdir, ama Boluspor menfaatleri konusunda kurumsal düşünmesini bilmeliyiz.
Ali Hoca bana yakınsa; ‘derin hoca', uzaksa ‘aramız serin hoca' durumuna düşmemeliyiz.
Başkan ya da Yönetim Kurulu üyeleri ile oturup konuşuyorsak vezir, Onlarla oturma şansı bulamamışsak rezil etmek için fırsat beklememeliyiz.
Dedik ya kurumsal düşünmeliyiz.
Eğer Boluspor menfaatleri olmalı ise ön planda, bugün başkanın adı Mehmet, hocasının adı Ali olmuş fark etmemeli,
Taşın altına elini sokma konusunda herkes samimiyet göstermeli.
Yarın bu koltuğun adının belki Bolulu Hasan, belki Hüseyin, hocanın adının da yine Bolulu Ahmet ya da Mehmet olabileceğini düşünülmeli.
Ancak şu an yöneten konumunda olan kişiler de nefislerini hapsetmesini bilmeli; gani gönüllü, engin görüşlü, dik duşlu olmalı,
Ziya paşanın;
"Ne mal iledir, ne sal iledir,
Beyim ululuk kemal iledir."sözünü yaşamalı yaşatmalı.
Şair Bakinin;
Öldünse ey Baki,
Değildir cihan mülkü Süleyman'a baki.
Buna çarkıfelek derler,
Ne sen baki, ne ben baki.”dörtlüğü kulaklarında daima çınlamalı, koltuğun bir gün altımızdan gideceği unutulmamalı.
Boluspor menfaatleri söz konusu oldu mu ana baba kardeş, hısım akraba geride kalmalı,
Taraftardan, esnaftan, valilikten, belediyeden gıdım gıdım gelen gelen paralarda VEBAL olduğu hatırlanmalı,
Boluspor'a hiçbir şey kazandırmayan her sezonun VEBAL inin, 300 kişilik bir ailenin ekmek parası olduğunu varsaydığımız hayali bir fabrikanın kapanması olarak algılanmalı
Üç kuruşluk menfaat için maymunlaşmamalı,
Eğri oturup, doğru konuşmalı
Kılı kırk yarmalı, doğru aranmalı,
İnsanların mutluluğu değil, camianın mutluluğu baş tacı olmalı,
Eğer hedefimiz varsa karınca misali adım adım ve beraberce ulaşmaya çalışmalıyız menzile.
Yazdıklarımız sizlere belki hayal gelebilir…
Ama hayal ile gerçek arasındaki fark nedir ki?
İnsanlar inanmak için her zaman hazırdır.
Onlara istedikleri şeyi verdiniz mi, onlar da size istediğiniz şeyi vermek için gayret gösterirler.
Yeter ki samimiyetle inanın, yeter ki inandırın…
Mesela şu an