ANNELER GÜNÜ KUTLU OLSUN!
Büyüklerimize vefa duygusunu gösterelim dedik ve huzurevinin yolunu tuttuk. Büyüklerimizin elini öptük, gönüllerini aldık. Hatırlarını sorduk. Yarım elma gönül alma hediyelerimizi veriyorduk ki, bir teyzemiz dikkatimizi çekti.
Bu teyzemiz, “Oğlum, benim oğlumu tanır mısınız?” diyordu bize. “Oğlum bir tanedir. Oğlumu herkes tanır. Çok iyi insandır oğlum.” diye sürdürüyordu sözlerini.
Karşımızda evladını yerlere ve göklere koyamayan bir anne. Yıkmadık teyzemizin dünyasını. “Tanırız, iyi bir insandır oğlun” diye teyzemizi destekledik. Devam etti ve “Oğlum gelecekti, işleri vardı, sizlere bir şeyler söyledi mi” diye sözlerini sürdürüyordu teyzemiz. O sırada yanımızda bulunan görevli “Oğlun geldi. Uyuyordun. Biz de seni uyandırmadık” dedi. Ama bu sözlerin gerçek olmadığı görevlinin yüz ifadelerinden okunuyordu. Teyzemiz bize döndü ve sordu. Siz gördünüz mü?” diye. Yıkmadık teyzemizin dünyasını. “ Biz de gördük” dedik.
Teyzemizin dilinden vurucu cümle dökülüverdi. “Oğlum çok düşüncelidir. Hep ziyarete gelir. Beni uykuda görünce, uyandırmaya kıyamaz ve döner.”
Huzurevinde bir anne ve bu annenin gözünde idol bir evlat.
********
BİR KISSADAN HİSSE
Bir baba ile oğlun arasında geçen bir kıssadan hisse olmasına rağmen bir anne ile evladın da arasında geçmesi muhtemel olan kıssadan hisseyi siz okurlarımla paylaşmak istedim.
Baba ve oğul evlerinin bahçesinde bir bankta oturuyorlardı. Oturdukları bankın karşısındaki bitkinin dalına bir serçe kondu. Baba gazete okuyan oğluna, “Bu nedir?” diye sordu. Oğlu “Bu bir serçe” diyerek cevap verdi ve gazetesini okumaya devam etti. Babası hala aynı yerde duran serçeye bakarak tekrar “Bu nedir?” diye sordu. Oğlu, “Baba sana söyledim ya bu bir serçe” dedi. Kuş hareketlendi ve uçarak yakınlarındaki çimlerin arasında bir yere kondu. Babası yer değiştiren kuşa bakarak oğluna tekrar “Bu nedir?” diye sordu. Oğlu sinirli bir halde “Serçe baba, bu bir serçe, ser-çe” dedi. Oğlunun sinirlendiğini gören baba tekrar “Bu nedir?” dedi. Oğlu bağırarak “Bunu neden yapıyorsun? Sana kaç defa söyledim; bu bir serçe. Anlamadın mı?” diye çok sinirli bir şekilde cevap verdi. Buna üzülen babası yerinden kalkarak eve doğru yöneldi. Oğlu ardından “Nereye gidiyorsun?” diye sordu. Babası eliyle oğluna oturup beklemesini işaret etti. Oğlu elindeki gazeteyi yere atmış üzgün bir şekilde bankta oturuyordu. Babası kısa bir süre sonra elinde bir defter ile geri dönerek yanına oturdu ve defteri ona uzatarak gösterdiği yeri okumasını işaret etti. “Sesli oku” dedi. Oğlu defterde yazanları okumaya başladı.

“Bugün küçük oğlumla parktaki b