Gazeteden köşe komşum, Akpınarlı ağabeyim Muharrem DEMİREL, “ BİRİLERİ MASAL PARKI YİYECEK” başlıklı harika bir yazı yazmış. Yazının altına imzamı atarım. Yazıyı soluksuz okudum.

Bremen Mızıkacıları, Pinokyo, Don Kişot, Keloğlan, Şirinler, Hacivat-Karagöz, Pamuk Prenses ve 7 Cüceler, Kırmızı Başlıklı Kız, Deli Dumrul,Nasrettin Hoca’nın isyan ettiklerini yazıdan fark ettim.

Nuh’un Gemisi’ne binerek buralardan gitmek için hazırlık yaptıklarını duydum.

Yapmayın, etmeyin kahramanlar! Kitaplarda okuduklarını görerek daha iyi öğrenecek çocuklarımızın sizlere ihtiyacı var.

Siz kahramanlarla büyüyen Belediye Başkanımız Tanju Özcan, size bir çare bulur. Resmin kaybolması sonrası Belediye Meclisi’nde gündem olan Şevval SAM’ın ismini parka verir, Bolu Belediye’sinin önemli bir parkı haline getirir. Belediye çalışanları da sizlerin her isteğini yerine getirir.

GÖK KUBBEDE BAKİ KALAN HOŞ BİR SEDA!

Yazıyı soluksuz okurken hızımı alamadım, okuyucu yorumlarını da bir hızla okuyuverdim. Yorumlarda herkesin yazıdan hem fikir olduğu aşikar. Yalnız bir yorum dikkatimi çekti. Tanju Başkan’ın gazabından… diye devam eden bir yorum. Bir an dondum kaldım. Belediye Başkanlığı makamı gazap verecek, ego tatmin edilecek, hesap görülecek bir makam olmamalı. Bolu halkı Belediye Başkanımız Tanju ÖZCAN’ı birleştirici olması, herkesi kucaklaması için seçti. Gizli ajandası olmadığı için seçti. Eğer Başkanın gizli bir ajandası var ise vay halimize.

Sayın Başkanım eğer ki gizli ajandanız var ise, size Şeyh Edebali’nin sözünü hatırlatmak isterim. “Kim makamıyla övünürse, FİRAVUN’a baksın. Kim malıyla övünürse, KARUN’a baksın. Kim rütbesiyle övünürse HAMAN’a baksın. Kim soyuyla övünürse, EBU LEHEB’e baksın. Kim ilmiyle övünürse, ŞEYTAN’a baksın. Allah bizleri kibirden ve benlikten korusun!”

Baki Gazel’de ne diyor! Yüksek sesini bu aleme Davut gibi sal. Çünkü bu gök kubbede baki kalan ancak hoş bir seda imiş.”

ÇOK ANLAMLI BİR HİKAYE

Yaşanılan dönemde bir idarecinin yaşadıkları rivayet olunur ki, bu fani cihandan göçmezden evvel babasından Abdullah Bin Ömer Bin El-Hattab şöyle sual etmiştir: “Babacığım, bir daha seni ne zaman ve neredegöreceğim?” Babası: “Öteki cihanda” diye yanıtlamıştır. Abdullah, “Daha erken görmek istiyorum” demiştir. Babası “Birinci olmadı ikinci, o da olmadı üçüncü gece beni rüyanda göreceksin” demiştir. Abdullah, tam on iki yıl babasının sözünü ettiği rüyayı görmemiştir. Nihayet bir gece rüyasında görünce demiştir ki: “Babacığım, vefatından sonra üç gün içinde seni göreceğimi söylememiş miydin?” Babası: “Sevgili oğlum, Bağdat civarında harap halde bir köprü var idi, görevliler de onarımını ihmal etmişler idi, bir koyunun da ayağı oradaki bir deliğe denk gelivermiş de kırılmış. Şimdiye değin onun davasıyla meşgul idim” diye cevap vermiştir.

Hikaye de anlatmadır ki, yöneticiler büyük vebal altındadır. Yapılan iş sonrası ödenen paralarda saçı bitmemiş yetim hakları vardır. Zamanında yapılmayan ve zarara uğranılan her işte de kul hakkı vardır.

BİR OLMAK, İRİ OLMAK, DİRİ OLMAK ÜMİDİYLE…