Geçen haftaki mağlubiyetten sonra telafi için gittiğimiz Rize deplasmanından da elimiz boş döndük. İki haftadaki altı puan kayıp bizi zirve yolundan uzaklaştırdı. Bundan sonraki hesaplarımızı ilik altı için yapmalıyız. Altımızdaki rakiplerde çoğaldı. Puan olarak aramızda bir şey kalmadı. Bundan sonra kaybedeceğimiz her puan yada puanlar bizi bu yoldan da uzaklaştırır. Bunun bilinci ile daha sıkı sarılmalıyız. Kalan 11 haftada her karşılaşmayı ayrı ayrı düşünüp hedefe giden yolda yara almamalıyız Sonra geçen 3 sezondaki gibi ümidimizi rakiplerin puan kayıplarıyla geçmesini bekleriz. Kendi göbeğimizi kendimiz kesmemiz için kendi işimizi kendimiz görmeliyiz.
Karşılaşmaya gelince ekranlardan izlediğimiz Boluspor'umuz mağlubiyeti hak edecek bir oyun oynamadı. İlk yarıda rakibin biraz daha baskılı görüldüğü bir karşılaşma olduğu, zaman zaman bizimde skoru değiştirecek akınlarımız oldu ama bunları değerlendiremedik. İlkinde Engin'in ceza sahasında çeviremediği rakibin kornere gönderdiği pozisyonda iki oyuncumuz ceza alanı içinde bom boş kaldığı andı, ikincisinde ise Hakan'ın ceza alanı içine girip kaleciyle karşı karşıya kaldığı andı. Burada Hakan'dan şunu beklerdik kaleye vurmak yerinde arka direkte bomboş bekleyen oyuncumuzu görmeyişiydi. Bu pozisyondan biri golle sonuçlansaydı sonuç çok daha farklı olabilirdi. Yine aynı Hakan'ın birkaç dakika sonra ceza yeri üzerinden kaleyi cepheden gören pozisyonda topu auta atmasıydı. Bu yakaladığımız üç pozisyondan boş dönmemiz belki de maçın kırılma anı olabilirdi.
İkinci yarının hemen başında yediğimiz gol maçında ibresini Rize'ye çevirdi. Yenik duruma düştüğümüz karşılaşmalarda maçı kendi lehimize çevirmek çok da kolay olmuyor. Geçen 23 hafta da yenik durumdan çevirdiğimiz tek karşılaşma var. Oda Erciyes deplasmanı Son 20 dakikada kurduğumuz baskı ise sonucu değiştirmedi. İlk altı umudumuz için içeride oynayacağımız Denizli karşılaşmasını mutlaka kazanmamız gerekiyor. Bu karşılaşmaya konsantre olup bu maçı kayıpsız geçmek için savaşalım. Umut her zaman vardır. İyi haftalar.