24 Kasım sabahı,
Genç delikanlı öğretmen,
Evdeki çocuklarına markete gidip geleceğini,
Evde yaramazlık yapmamalarını sıkı sıkı tembih etti.

Evden çıktı, arabasına bindi,
Alel acele son hızla çiçekçiye,
Oradan,
Öğretmen sevgilisine gitti.
Heyecanlıydı.
Elinde bir buket çiçek vardı.
Sessizce yatan sevgilisinin yanına vardı.
Usulca yanı başına oturdu.
Elindeki çiçekleri, sevgilisinin başucuna bıraktı.
Sevdiği öğretmen hanımefendi, gene sessizdi.

Gözleriyle,
Sevgilisini baştan aşağıya süzdü.
Genç adam:
“Ben geldim bi tanem,
Bu gün “Öğretmenler Günü”,
Gününde yanına geldim”
diyebildi.
Yutkundu,
Başını önüne bir suçlu gibi eğdi.
Alt dudağını ısırdı,
Sıkıntılıydı,
İki damla gözyaşı, ardı ardına
Kucağına damladı.
Etrafta sadece sessizlik,
Sessizliği bozan üç beş kuşun sesi vardı…

Gözleri etrafta bir şeyler aradı,
Orada içi su ile dolu olan naylon ibriği eline aldı,
..
O çok
Sevdiği kadınının,
Mezar taşını yıkamaya başladı.

Kadınının mezar taşının başlığını,
Elleriyle okşayarak severcesine sildi,
Gözleri nemlendi.
Kadınının mezarının tam ortasında kırmızı bir gül bitmişti,
Üzerindeki çiy tanelerine, genç öğretmenin gözyaşları değdi.
O genç öğretmen,
Gözyaşları içinde,
Trafik kazasında kaybettiği öğretmen eşine kuran-ı kerim okuyup,
Dua ederek,
Kendine kırgın ve dargın bir halde,
Mırıldanarak:
“Öğretmenler gününü tebrik ederim,
Seni seviyorum seni seviyorum,”
..
Diye pişmanlıklarıyla,
Söylenerek çekti gitti.

Fuat Bayramoğlu- ( Hikayelerimden )


Not: Saygıdeğer Meslektaşlarımın, Milli Eğitim Mensuplarının “Öğretmenler Gününü” Candan Tebrik ederim efendim.