Uydum hazır olan İmama…

‘Olur, kurbanlarımızı Diyanete verelim, onlarda kazandıkları bu paralar ile iktidarın borazanlığını yaptırsınlar.'

Titredim…

Bu konuşma bayramdan bir önceki Cuma günü hutbede Kurban Bayramı ve kurban üzerine konuşan hocamızın, ‘kurbanlarımızı Diyanet aracılığı ile kestirebileceklerini, kendileri kestirme yoluna gidenlerin ise derilerini Diyanete verebileceklerini' ifade etmelerinden sonra Cami önünde gerçekleşti.

Yazık…

Yazık ta söyleyene mi yazık,

Yoksa en hassas konumuzda bizleri bu hallere düşürenlere mi?

Ne acıdır ki içinde bulunduğumuz durum bu.

Din görevlilerimiz,

‘Ya bi taraf olursunuz, yada bertaraf!' diyen büyüklerimizin bu sözlerinin etkisinde kalıp,

Siyasetçiye camiyi propaganda yeri gibi kullandırırlarsa,

Cami minarelerindeki mahyalara, siyasetçilere bayram kutlamaları yazdırırlarsa,

Belediye başkanı camide canlı yayın yaparsa,

Kendileri de siyasetin tam ortasında bulunurlarsa,

Bize de

‘Böylesine sırtında kamburu olan İmamlarında, şaşı olacaktır Cemaati' demek düşer.

Bu ülke de zor zamanlar yaşadık biz.

Yaşadık ama…

Aynı Allah'a aynı Kitaba, aynı Peygambere inanan ve aynı Kıbleye duran insanlar olarak hiç bu kadar bölünmemiştik.

Milli birlik konusu söz konusu olduğunda,Rahmetlik Karaoğlan Ecevit'in CHP'lisi, Rahmetlik Başbuğ Türkeş'in MHP'lisi, Rahmetlik Mücahit Erbakan Hocamızın MSP'lisi kucaklaşır, siyasi görüşlerimiz ayrı olsa da, bir araya gelmesini bilirdik.

Ama ya bugün?

Ne yazık ki bir araya gelemiyoruz.

Değerli Din Görevlilerimiz;

Ülkemiz hem dini hem de milli konularda bölünmeye çalışılıyor. Memleket yanıyor, şehitlerin ardı arkası kesilmiyor, içimiz yanıyor.

Ne yazık ki insanlar bu gerçeği görmüyor hala daha inanmış olduğu görüşü temsil eden insanları aklamaya ya da karalamaya çalışıyor.

Çalışırken de hızla bölünüyor, kutuplaşıyor.

Kendi geleceklerini düşünen siyasiler ne yapıyor?

Yangına odun taşıyor!

Lütfen bu nazik dönemde siz de odun taşıyan tarafa taraf değil, su taşıyan taraf olunuz.

Değerli Din Görevlilerimiz!

Bizler 'Uydum hazır olan İmama' diyerek, arkanızda saf tutuyoruz.

Siyasi düşüncelerimiz farklı olsa da, inananlar olarak beraberce size tabi oluyoruz.

Doktor, mühendis, mimar fark etmez; hangi meslekten olursa olsun siyaset yapsınlar ama sizyapmayınız.

Siz ötekileştirmeyiniz, birleştiriniz.

Siz uzaklaştırmayınız, yakınlaştırınız.

Peygamber efendimizin

‘Sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız.' Hadisini hatırlayınız.

Birbirimizi sevmemizi sağlayınız,

Sizin gönlünüzde de bir parti var.

Olmalı da…

Seçim günü geldiğinde de gidip inandığınız partiye mührünüzü basarsınız.

Ama

Facebook, twitter gibi sosyal paylaşım hakkınızı kullanırken kılı kırk yarınız, siyasi paylaşım yapmayınız.

Allah'ın Evi olan Camide siyaset yapmak isteyenlere de fırsat tanımayınız.

Ahiret düşünceleri aynı, dünya düşünceleri farklı olan insanları hasım yapmayınız.

İnananları birbirlerinden uzaklaştıracak fitne ve fesada ortak olmayınız.

Ayetleri, hadisleri yorumlarken Allah adına, Peygamber adına yapınız.

“Müminler kardeştir.” Ayetini hatırlayınız.

Aksini yaparsanız, inanan insanların birbirlerine düşmelerinin vebalini taşırsınız.

Unutmayınız, Sizler;

İktidarlarınyada belirli bir zümrenin değil, hepimizin İmamlarısınız.

Daha önceki bir yazımız da

‘…Aha Suriye, Aha Mısır,

Allah'ı bir, Peygamberi bir insanlar ‘Allah' diye diye, ‘Peygamber' diye diye birbirini boğazlıyor,

Menfaat kayığına binip gidenler,

Kendi geleceklerini düşünenler,

Din adına, Müslümanları imamın kayığına bindirip yolluyor.

Din üzerinden hassasiyetleri kaşıyan karanlık güçler ise mutluluk içersinde göbeklerini kaşıyor,

Üzgünüm ama

Ekilen bu inat hırs ve kin tohumları ile birbirimize girme sırası, Allah korusun bize geliyor.

Nice “dava adamıyım” diyen insanlar bile dünyevi menfaatler karşısında eğilip bükülüyor, kılıktan kılığa, renkten renge giriyor…” ifadelerini kullanmıştık.

Lütfen ama lütfen!

Siz dünyevi menfaatler için eğilip bükülenlerden olmayınız, siyasetin tam ortasında bulunmayınız, inananları bölmeyiniz,

Bizleri bir Suriye, bir Mısır durumuna düşürmeyiniz.

Çünkü sizler

Ülkemizin içinde bulunduğu bu ateşi söndürecek olan en önemli kişilersiniz.

Ve bizim kıymetlimizsiniz!