Türk Eğitim Sen Bolu Şube Başkanı Hüsnü Yaman, Yaşanan acının tarifi yoktur. Yüzlerce eve ateş düşmüş, babasız kalan çocuklar, çocuksuz kalan ana ve babaların, dul kalan eşlerin feryatları yüreklerimizi dağlamakta, tüm Türkiye Soma'daki faciaya ağlamaktadır” dedi.
Yaptığı yazılı açıklama ile üzüntülerini dile getiren Hüsnü Yaman duygularını şu şekilde paylaştı; Her gün ülkemizin çeşitli yerlerinde onlarca çalışanımız iş kazası nedeniyle hayatlarını kaybederken alabildiğine artan taşeronlaşma, iş güvenliği ile ilgili gerekli tedbirlerin alınmadığı, minimum maliyet maksimum kar anlayışı nedeniyle insan hayatının hiçe sayıldığı, yitip giden canların "Güzel öldüler" gibi ifadelerle hafife alındığı acımasız bir bakışı doğurmaktadır.
2002 yılında 10 bin civarında olan taşeron işçi sayısı bugün toplamda 2 milyon 500 bine yaklaşmıştır.
Düşük maliyetli, düşük ücretli, iş güvencesi olmayan, sendikaya üye olduğunda işten çıkarılacağı kesin olan, gerekli asgari iş güvenliği tedbirlerinden dahi yoksun bırakılan taşeron işçilerimizin yaşadığı dram Soma'da bir kez daha ortaya çıkmıştır. Bununla birlikte maden ocağında çocuk yaşta işçilerimizin de çalıştırıldığını öğrenmek, denetimlerin etkin ve yetişkin personel eliyle yapılmadığı ülkemizde, çalışma hayatının ne boyutlarda olduğunu ortaya koyması açısından önemli bir göstergedir.
Yapılan araştırmalar gerekli tedbirler alınması durumunda iş kazalarının yüzde 98'inin, meslek hastalıklarının ise tamamının önlenebilir olduğunu ortaya koymaktadır. Dolayısıyla nedeni ne olursa olsun bugün Soma'da yaşadığımız facia acı bir ihmalin sonucunda gerçekleşmiştir.
Bugün sendika üyesi olduğu için çalışanını işten çıkaran işveren yaptığı yanlışı görmek zorundadır. Bugün ülkemizdeki yetkililer çalışan hiç kimsenin kaderinin ölmek olmadığını, asli görevlerinin ise bu milleti yaşatmak olduğunu anlamak zorundadır. Çalışanlarımızın yüzlerindeki kömür karası kaderlerine bulaştırılmamalıdır. Bilinmelidir ki, kar da, teknolojik ilerleme de, gelişme de, insan için insanlar daha rahat yaşasın diye var. İnsanın olmadığı, insan hayatının yılsonu bilançolarındaki artı bakiyelerden daha değersiz olduğu bir dünyada bütün değerler anlamını yitirmektedir.
Bugün aramızdan yüzlerce işçimiz daha yüreklerimizi dağlayarak ayrıldılar. Alın terinin, helal kazancın, namusun ve çelikleşmiş İradenin sembolü olarak hafızalarımızdaki yerlerini aldılar. Allah bizlere bir daha böyle bir acı yaşatmasın. Emeğin en yüce değer olduğu gerçeğini idrak edip insan için yapılacak yatırımlarla hayatı güzelleştireceğimiz, taşeronlaşmanın, çocuk işçiliğinin, emek sömürüsünün, iş kazalarının son bulduğu bir ülke temennimizi bir kez daha yineliyoruz. Faciada hayatını kaybedenlere yüce Allah'tan rahmet, yaralananlara geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor, tüm Türk milletine baş sağlığı diliyoruz."
İşçiler ölüyor değil de işçiler yürüyor deseydik keşke. O zaman devlet daha hızlı ve etkin tedbir alırdı.”