Saadet Partisi Bolu İttifak Adayı Veysel Çetinkaya, 24- 30 Mayıs Sokak Çocukları Şefkat Haftası nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, sokak çocukları konusunda gecikilen her anın faturasının yükseldiğini ve bu çocukların kapkaç hırsızlık alkol tiner gibi kötü alışkanlıklara ve her türlü istismara maruz kaldıklarını söyledi.

Sokak çocuklarının, yaşının rolünü yaşayamayan, başka bir deyişle oyun oynama, okula gitme, akşam evinde anne, baba ve kardeşleriyle birlikte olma gibi doğal gereksinimlerinin karşılanamadığı bir ortamda yaşadığını söyleyen Veysel Çetinkaya, Her türlü tehlike ve istismara açık bir ortamda yaşayan, gelecekte suça atılma riski ve madde ve alkol bağımlılığı yüksek olan çocuklara sokak çocukları olarak tanımlayabiliriz” dedi.

Yarının büyükleri olacak bugünün çocuklarını henüz sokaklardan kurtaramamışken ve her geçen gün bir yenisi sokaklarda yaşamaya terk ederken bizler hangi gelecekten nasıl ümit edebiliriz. Dünyada yaklaşıl 90 ülkede çocuklar savaşla iç içe yaşıyor. Milyonlarca çocuk ailesini kaybetmiş durumda ya da evinden uzaklaşıyor. Böyle bir ortamda bu masum kitle, organ mafyalarından insan tacirlerine, misyonerlere kadar birçok tehlikenin potansiyel hedefi haline getirilmiş durumda. Henüz küçük yaşlarına rağmen geleceğe ümitle bakabilme yetilerini kaybediyorlar.

Sokakta yaşayan çocukların her türlü istismara açık olduğunu belirten Veysel Çetinkaya, Çocuğun yaşının gereklerini yaşayamamasından başlayan, aile ortamının getirdiği sevgi, güven, dayanışma ve diğer değerlerden yoksun gelişmesiyle devam eden ve sokak gibi her türlü tehlikenin potansiyel olarak var olduğu bir ortamda küçük yaşta korumasız olarak bunlara maruz kalabilmesiyle devam eden bir zincirden bahsedebiliriz. Bugüne kadar yaşananlar da göstermektedir ki, normal bir çocukta, dehşet içinde konu edebileceğimiz tiner kullanma, hırsızlık yapma, cinsel ilişkilerin yaşanması gibi problemler, bu çocuklar için yaşamın bir parçası olmuştur. Bu çocukların sokakta yaşamlarını sürdürmelerinin ya çete mensubu olma ya da kendilerini cinsel meta olarak satmalarıyla sonuçlandığı göz önüne alınırsa, bu problemin çözümünde gecikilen her anın neslimiz için yaratacağı tahribatın boyutunu da arttıracaktır. Sokak çocukları sorununun çözümü, milli değerleri aile yapısının yok olmasına adım adım ilerleyen toplumun bilinçlenerek, bu soruna sahip çıkmasına bağlıdır. Ülkemizin bu çocukları sahiplenmediği, sorunu görmezden geldiği ve sorunun çözümüne şefkat ekseninde yaklaşmadığı bir yerde çözüm üretilemez. Bu çocukların sokak ortamından çekilerek aile ya da bir kurumda bakım ortamına alınmasına, onların eğitime veya vasıflı çalışma ortamlarına yönlendirilmesine ağırlık verilmelidir. Unutmayalım ki, geriden gelen geç kalmış bir hizmet, hiçbir zaman zamanında verilen hizmet kadar olumlu sonuç vermez” bu sebeple devletin bu konuda sorunlara acilen el koyması ve çözüm isteme yerine çözüm bulma konumunda olduğunu unutmamalıdır. Çocuğu sokağa iten etmenlerin başında ailelerin bir çok sıkıntıyla özellikle işsizlik ve dolayısı ile sosyal yaşam imkânlarının olmamasından dolayı yeteri kadar çocukları ile aralarındaki iletişim sevgi, şefkat ve dayanışma eksikliğinin geldiğini de ifade eden Çetinkaya, Ayrıca, sosyal destek sağlayacak güçlü kurumların yer almadığı, özellikle ekonomik açıdan gelişmişliklerini ve özgürlüğünü tamamlamamış maneviyatı yok olma noktasına gelmiş ülkelerde de, sokak çocuklarının sayılarının yüksek seviyelerde olmasına sebep olmaktadır. AKP hükümeti hangi akla hizmet ederek bozulmuş ve değerlerini kaybetmiş bize hiçbir yararı olmayacağı gibi henüz girmeden dahi bir çok sıkıntıyla karşı karşıya kaldığımız ABD ve İSRAİL destekli Avrupa birliğine girmeye gayret gösterirken yine ABD, İsrail ve AB ülkelerin sömürgeleri altında olan ekonomik gücü elinden alınmış IMF politikaları ile ülkeleri iflasa sürüklenmiş ülkeler başta olmak üzere Dünya genelinde 760 milyon çocuk evsiz olduğunu düşündüğümüzde bu resmi sayıların bile bizleri ürkütmesi kafi olurken sokak çocuklarının yanı sıra günde 17 Bin, yılda 6 milyon çocuğun açlık yüzünden can verdiğini, 820 bin çocuğun sıtmadan, 280 bin çocuğun AİDS'ten öldüğünü, 260 milyon çocuğun ağır işlerde çalıştırıldığını, 170 milyon çocuğun ise okula hiç gitmemiş olduğunu düşünürsek Katolik Hıristiyan dünyasının lideri papa XVI Benedict'in ağzında bizim yıllardır dile getirdiğimiz ve yılmadan mücadele ettiğimiz materyalist anlayışla ilgili itiraflara tanık oluyoruz. Papa; Avrupa'nın materyalizminin ve kötü ahlakının dünyanın en fakir kıtasını zehirli maddelerin çöplüğüne çevirdiğini, batının kendi manevi çöküşüne yol açan bozulmuş ahlaki değerleri ihraç etmeye çalıştığını, batının sömürgeciliğinin devam ettiğini dile getiriyor. Bizler de böyle bir Avrupa Birliğine girmek için her yola başvuruyor elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Biz ecdadımızdan aldığımız emaneti kendi neslimize nasıl bırakmayı planlıyoruz?” dedi.