Evirmeye, çevirmeye,

Evelemeye, gevelemeye hiç niyetim yok.

Aklı evvel değilim ama,

Bazen,

Aklımdan evvel olabilen kalemime danışmayı sever,

Kalemimle konuşmaktan keyif alırım.

“Ne Ala Mualla” sözlerine şahit olduktan,

“Bir kadın futboldan anlıyorsa onun kadınlığında bir anormallik vardır yani” sözlerini duyduktan sonra insanda keyif falan kalmıyor.

Ve Fakat,

“Keyif eşekte olur” deyimi bir kenara, vakıa'yı eşeğe bağlama niyetinde hiç değilim.

Zira;

"Ehl-i keyfin keyfini kim tazeler,

Taze elle taze pişmiş taze kahve tazeler" diyerek..!

Yazımıza kaldığımız yerden devam edelim.

Mevzumuz spor,

Konumuz,

Boluspor..

Daha yakınlarda;

Boluspor'un Ümit Özat ile anlaştığı haberini okuyunca; ne yalan söyleyeyim üzülmüş,

Bunun yanında;

Bir de kadın yardımcı getiriyormuş diye duyunca da gülmüştüm.

Daha gelirken, gidecek gibi duran,

Bir kadın için futbolu anormallikle açıklayan bu adamdan soğumuştum.

Bu defa; Boluspor'a bir kadın yardımcı antrenör ile geliyor olması da bir sıcaklık temin etmeyecekti.

Hele bir GS'li olarak

"Galatasaray, Real Madrid'in Juventus'un olduğu gruptan çıkar desin, etek giyer Kadıköy'e kadar yürürüm"

“Schalke Galatasaray'ın üzerinden TIR gibi geçer” iddialarına kıl olmuştum.

Demem o ki;

Ümit Özat'da T.D. havasından/tarzından daha ziyade tribüne oynayan spor yorumcusu havaları onda daha iyi duruyor.

Masanın ardından kilosunu hiçbir zaman bilemediğim, ama görünce de, ne zaman bu kadar kilo almış dediğim Sn. Özat'ın

Gideceğini adım gibi biliyordum.

Geldiği gün; yakınımdaki arkadaşlara,

“Boluspor'da iki testiden biri kırılır” diye benzetme yapmış,

Ya Boluspor Başkanı Savaş Abak, ya da taze T.D. Ümit Özat gider demeye getirmiştim. Ümit Özat haftasına kalmadan gitti.

Arada bir de gider gibi yaparak.!!

Ben bir kulübün başkanı olsam faraza;

Sırf;

“Bir kadın futboldan anlıyorsa, onun kadınlığında bir anormallik vardır”

“Sor bakalım bir tane bayan hakem var mı? Bilmezler ki. Çünkü orada görsellik yok. İki tane dangalak da bunları savunur”

“Etek giyer Kadıköy'e kadar yürürüm” sözlerini eden biri ile..

İsmi, cismi, kariyeri her ne olursa olsun görüşmem, futbolu konuşmam bile.

Sporculuğuna, spor adamlığına diyeceğim bir şey yok.

Bu bir takım testleri/kriterleri farklı mevzudur ki; her futbolcunun iyi bir teknik adam olacağı da ayrıca tartışılır.

O ayrı bir konu..

Demem o ki;

Futbol camiasının en tartışmalı isimlerinden biri olan Ümit Özat'ı, Yılmaz Özen krizinden sonra “Küçük Şehrin Büyük Öyküsü” Boluspor'a getirme isteği büyük hata olmuştur.

Nitekim;

Sonuç ortadadır.

Birileri devamlı gidiyor.

Ümit Özat'ın gidişi için yok şu oldu bu oldu demeyeceğim.

Bunları geçelim. Geçiyorum.

Demek istediğim, varmak istediğim mevzu derin. “Kerim'in kuyusu derin” (kalemim aklı evvel olduğunda oda havaya giriyor ve herkes gibi alakasız espriler yapıyor aklınca)

Sayın Ümit Özat ile Boluspor tesislerinde yapılan röportajı okuduğumda ise düşüncelerimde hiçbir şey değişmedi. Bilakis kuşkularım daha da arttı.! Eksilmedi.

Boluspor'a teknik adam olarak gelmiş bir insan, siyaset ile spor yorumculuğuna dair ego yüklü cümleler kurmadan önce.. (yöneltilen soruları geçiyorum mevzu başka)

Ben buraya futbol direktörü olarak geldim.

Ne siyasi ikbal,

Ne Rasim,

Ne de Sinan beni ilgilendiriyor.

Magazin ve siyasi ağırlıklı soruları geçelim.Biz asıl işimize bakalım diyecekti.Diyemedi..

Aklı başka yerde, cismi burada olması yetmeyecekti. Yetmedi.

Gitmeyecek denildi. Gitti.

Denilmeyecekleri dedi.

Kurulmayacak cümleleri kurdu.

Amma velakin kurulacak takımı kuramadı.

Uyulacak ortama uyamadı.

Küçük şehrin büyük öyküsü ona küçük geldi.

İhtimal geldiği dünyasına geri gitti.

Nereye mi.?

Tanıdıktan sonra hayatı değişen ve iki senedir akşama kadar gezdiği,devamlı birlikte yemek yediği,haftanın beş günü birlikte olduğu Ahmet Çakar'ın yanına tabii.!

Birlikte televizyon yorumculuğu yaptığı Sayın Rasim Ozan'ın, Sayın Sinan Engin'in yanına gitti belki de.

Futbolun polemiklerine niye takılsın kendini üzsün ki.?

Spor yorumculuğunda ver gazı, ver kendi mutfağından organik serpme polemikleri.

Rahatına bak..Öyle değil mi.?

Özetle;

Sayın Özat, kendisi için en doğru olanı yapmış.

Kim uğraşacak onca kiloyu vermeye.

Takım kuracaksın, kafa yoracaksın, psikolojin bozulacak.

TV de her şey çok kolay. Ekibin sağlamsa, ağzın laf yapıyorsa..

Gelsin çaylar.

Ümit Özat akıllı adam.

Ramazan günü;

Boluspor tesislerinde onca gazetecinin karşısında su içecek kadar,

Başarıya susamış biri.