Dörtdivan İlçesi'nde Belediye Meclisi'nin kararı ile iki dönem milletvekilliği yapan Ak Parti İl Başkanı Yüksel Coşkunyürek'in adının caddeye verilmesine CHP Milletvekili Tanju Özcan ‘Türkiye'de yalakalığın geldiği son nokta' şeklinde yorumladı.

Coşkunyürek'in milletvekilliği dönemlerinde Dörtdivan'a bir çivi dahi takmadığını belirten Özcan, Bana göre göre Dörtdivan'a Yüksel Coşkunyürek'le ilgili bir tabela konulacaksa ‘Yüksel Coşkunyürek Dörtdivan'a Giremez' tabelası olmalıydı” dedi.

Özcan ayrıca yaptığı basın toplantısında İşadamı Mustafa Onur'un geçirdiği kalp krizinden hükümetin sorumlu olabileceğini söyleyerek Bir kesimin hükümet tarafından, hükümetin yönetiminde bulunan kamu kurumları tarafından nasıl baskı altına alındığını ve bunun sonucunda nasıl vahim sonuçlar doğabileceğini bir kez daha görmüş oluyoruz” dedi.

Özcan, Onur'un ölümünün araştırılması gerektiğini belirtti. Dörtdivan Belediyesi'nin bu kararı Türkiye'de artık yalakalığın hangi boyutlara geldiğini göstermesi açısından çok çarpıcı bir örnek. Dörtdivan Belediye Meclisi bir karar alıyor. Dörtdivan'ın ana caddelerinden bir tanesi. Yıllardır bu caddenin adı Bolu Caddesi. Bolu Caddesi'nin adı bir Belediye Meclis kararı ile pat diye değiştiriliyor, şuan AKP'nin Bolu İl Başkanı olan Yüksel Coşkunyürek'in adı konuyor. Bakın eski bir başbakandan bahsetmiyoruz, eski bir cumhurbaşkanından, eski bir bakandan bahsetmiyoruz. Kimden bahsediyoruz? AKP'nin hali hazırdaki Bolu İl Başkanı'nın ismi Dörtdivan Belediyesi tarafından Dörtdivan'ın ana caddesine veriliyor. Artık maalesef yalakalık bu boyutlara gelmiş.

Bir de ismi verilen zat-ı muhteremle ilgili de bir değerlendirme yapalım. Sayın Coşkunyürek şuan AKP'nin İl Başkanı bunu herkes biliyor. 9 yıl milletvekilliği yaptı. 9 yıllık milletvekilliği döneminde adı ana caddeye verilen Dörtdivan'na ne verdi diye bakıyorsunuz, maalesef çaktığı bir çivi yok. Bir tek kamu yatırımı getirmiş değil, bir tek somut hizmet de getirmiş değil. Tam tersi adı ana caddeye verilen eski milletvekili şimdi AKP İl Başkanı zamanında Dörtdivan'ın en önemli kurumlarından bir tanesi olan Orman İşletme Müdürlüğü kapatıldı. Dörtdivan'ın 14 köyünün suyu Sayın Başkanın milletvekilliği döneminde kesildi. Yine Dörtdivan yaylalarına elektrik getirdiği için mi bu isim oraya verildi bilemiyorum. Dörtdivan yaylalarında hala elektrik yok. Dörtdivan'ın zat-ı muhterem döneminde nüfusu azaldı arkadaşlar. Ama şimdi bakıyorsunuz ana caddesinde Bolu Caddesi tabelası kaldırılmış, Yüksel Coşkunyürek Caddesi tabelası konulmuş. Bana göre göre Dörtdivan'a Yüksel Coşkunyürek'le ilgili bir tabela konulacaksa ‘Yüksel Coşkunyürek Dörtdivan'a Giremez' tabelası olmalı bu tabela. Ama durumun vahametini görüyorsunuz. Bugün itibarıyla Türkiye'de yeni bir çığır açıldı. Artık AKP'li bakanların, başbakanın, cumhurbaşkanının değil, AKP'li İl Başkanı'nın ismi cadde ve sokaklara verilir hale geldi. Ben bunu bütün Türkiye'nin duymasını istiyorum”

Bolu'nun tanınmış esnaflarından belki de Bolu'da siyasi görüşü ne olursa olsun mal ve hizmet noktasında yardımcı olmuş, iş yapmış bir esnafımız vefat etti. Mekânı cennet olsun. Ancak tabi bu esnafımızın ölümüyle ilgili konuda ben şu detaya dikkat çekmek isterim. Türkiye'nin Cumhurbaşkanı, Başbakanı her gün meydan meydan şunu söylüyor: Paralel yapı denen bir yapı, bir cemaat var. Bu cemaate yakın olan insanlar ile ilgili inlerine girip bunları bitireceğiz” deniyor. Ülkenin Cumhurbaşkanı ve Başbakanı ülkenin kurumlarına talimat veriyor. ‘Bu yapıya yakın olanları bir şekilde rahatsız edin, bitirin' Bu kapsamda Bolu'da uzun bir süredir biliyorsunuz bazı işadamları ve esnaflara dönük farklı bir uygulama yapılıyordu. Vergi müfettişleri bu insanların iş yerlerinden çıkmıyordu. Belediye zabıtası bu insanların iş yerlerinden çıkmıyordu. Sürekli mühürlemeler, sürekli baskı. Geçmişte bu baskı CHP'ye oy ve gönül evrenlere ağır şekilde yapıldı. MHP'ye gönül verenlere ve hükümete muhalefet edenlere yapıldı. Biz bu merhum esnafımızın hangi cemaate yakın olduğu, hangi siyasi görüşe yakın olduğuyla ilgilenmiyoruz. Biz işin bu yönünde değiliz. Ama burada bir mağduriyet yaratıldığını görüyoruz. Bir kesimin hükümet tarafından, hükümetin yönetiminde bulunan kamu kurumları tarafından nasıl baskı altına alındığını ve bunun sonucunda nasıl vahim sonuçlar doğabileceğini bir kez daha görmüş oluyoruz. Ben bu detaya dikkat çekmek istedim. Bugün bu esnafımız bu uygulamalardan mağdur oldu. Eğer vebali varsa somut olarak bunların öbür tarafta da bunun hesabını vereceklerdir. Ama belki de bu kalp krizi bu baskı neticesinde meydana geldi. Artık demek ki bu ülkeyi yönetenler sorgusuz sualsiz farklı bir siyasal akıma mensup diye insanlara baskı yapmaması gerekiyor.

Ülkeyi yöneten Başbakan'ın Bolu'da olan bu ölümü araştırması gerekiyor. Neden oldu diye. Hepsi söylüyor ya: Ben Fırat'ın kenarında kaybolan bir koyundan da kendimi sorumlu tutuyorum” diye. İşte ben de Bolu'da bu işadamının ölümünü araştırmak Cumhurbaşkanının boynunun borcudur diyorum. Araştırsın ve gerçekten söylediklerinin somut olarak nelere mal olduğunu görsün istiyorum”