Ak Parti İHS Genel Başkan Yardımcısı Bolu'da
Ak Parti İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün, Bolu'da Sivil Toplum Kuruluşu temsilcileri ile bir araya geldi. Sivil Toplum Kuruluşu temsilcileri ile kahvaltıda buluşan Üstün'e Ak Parti Milletvekili Adayları Ali Ercoşkun ve Fatih Metin, İl Başkan Vekili Nurettin Doğanay, Kadın Kolları ve Gençlik Kolları Başkanları eşlik etti. Üstün, gazetecilere verdiği röportajda seçim havasını değerlendirirken Ankara'da yaşanan terör olaylarından çözüm sürecine kadar bir çok konuda açıklamalarda bulundu.

Gazetecilere verdiği röportajda Türkiye'deki seçim atmosferini değerlendiren Üstün, Bugün seçim çalışması yapmak üzere komşu şehrimiz, güzel şehrimiz Bolu'muza geldik. 7 Haziran'da bir seçim oldu ama bu seçim Türkiye'de istikrarı sağlayamadı. Şuanda Türkiye yapacağı seçimle istikrarını aramakta. Gezdiğimiz arazide gerçekten rüzgarın artık arkamızdan estiğini ve 2011 yılında olduğu gibi güzel bir havanın oluştuğunu hissetmekteyiz. Anketler de bunu gösteriyor” dedi.

Ak Parti İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün açıklamalarına şöyle devam etti;

“BÜTÜN VERİLER ŞUANDA AK PARTİ'NİN TEK BAŞINA İKTİDARINA İŞARET ETMEKTE”

Dün Sayın Başbakanımızla Bursa mitingine katıldık. Mitingten sonra şehir turu attık ve gerçekten Sayın Başbakanımıza müthiş bir sevgi seli var. Bütün veriler şuanda Ak Parti'nin tek başına iktidarına işaret etmekte. Ama seçime 15 gün var. 15 gün boyunca esen rüzgarla birlikte yelkenlerimizi şişirmemiz lazım. Bütün teşkilatlarımız, adaylarımız ciddi bir şekilde 1 Kasım'a kadar çalışmalarını kesintisiz bir şekilde sürdürmeleri gerekiyor.

“PATLAYAN BOMBALAR TÜRKİYE'Yİ İSTİKRARSIZLAŞTIRMAYA YÖNELİK”

Tabi havanın bu şekilde olduğunu bizler gördüğümüz gibi Türkiye'nin istikrara kavuşmasını istemeyen unsurlarda görüyor. Bu istikrarsızlığı devam ettirmek ve Türkiye'nin istikrarını engellemek adına Ankara'da haince bir saldırı yaptılar. Cumhuriyet tarihimizde insanlarımıza yapılan en büyük saldırıydı. Şiddetle ve lanetle kınıyoruz. Kim yaptı, teröristler yaptı, terörist örgütler yaptı, bunların birbiri ile bağlantısı var mıdır derseniz olmaması mümkün değil. Her zaman teröristlerin birbirleri ile bağlantıları olduğunu biliyoruz. Bunlar zaman zaman taşeron işler de yapıyorlar. Özdemir Sabancı'yı niçin öldürdüler, taşeron bir iş işte bunu herkes biliyor. Yani Ankara'daki patlama Türkiye'nin istikrarını engellemek adına taşeron bir işte olabilir, seçim sonuçlarını yönlendirmeye, engellemeye yönelik bir adım da olabilir. Ama çok şükür ki tabandaki vatandaşlarımız bu meseleyi artık çözmüşler. Diyorlar ki, bu filmi çok önceden de gördük ve seyrettik. O bakımdan bu bombaların bizim seçim sürecimizi etkilemeye, Türkiye'yi istikrarsızlaştırmaya yönelik olduğunu görüyorlar ve buna göre de pozisyon alıyorlar.

“ÖLEN VATANDAŞLARIMIZ BİZİM İNSANLARIMIZ”

Demokrasi güçsüz bir rejim değildir. Demokrasi gereğinde kendini koruyabilir. Vatandaşımız bu feraseti gösterir, zaten Türk halkı da zor zamanlarda kenetlenmiştir ve Devletine sahip çıkmıştır. İnşallah Türkiye'ye ihanet etmek isteyen hainler de bu havayı görürler ve başkaca da kötü emeller içerisinde olmazlar. Çünkü bu eylemlerin hiçbir faydasının olmadığını, sadece masum insanların ölümüne neden olduğunu ifade edelim. Ölen vatandaşlarımız bizim insanlarımız, hastanede de tek tek ziyaret ettik. Ölenlere bir kez daha Allah'tan rahmet diliyoruz, kalanların da başları sağ olsun.

“ÇATIŞMALI ORTAMI BAŞLATAN PKK'DIR, TERÖR ÖRGÜTÜDÜR”

PKK bu eylemlerini 7 Hazirandan sonra başlattı. Artık PKK'nın söylediklerine inanacak durumda değiliz. Geçenlerde PKK bir eylemsizlik kararı aldığını söyledi ama bugün Sakarya'da bir şehit var. Ne zaman şehit edildi Şırnak'ta PKK unsurlarınca, haince bir eylemle şehit edildi. Bazen bize soruyorlar, 7 Haziran seçimlerinden sonra operasyonlara ne gerek vardı diye. Ne gerek vardığını aslında biz söylüyoruz. 7 Hazirandan sonra 80 Milletvekili çıkarmış bir siyasi parti mecliste siyaset yapması gerekirken bir terör örgütünün peşine takıldı. O terör örgütü seçimlerden bizim operasyonlarımızı başlatmamıza kadar 20'den fazla güvenlik görevlimizi şehit etti. Şemdinli'de, Yüksekova'da, Şırnak'ta, Adıyaman'da, Diyarbakır'da ve operasyonlar başlamadan önceki son günkü olayda Ceylanpınar'da. Uyuyan güvenlik görevlilerimizi, polislerimizi enselerinden kurşun sıkarak şehit ettiler. Şimdi hala bu meseleyi hükümet başlattı diyebilir miyiz. Bunlar bizim muhaliflerimizin uydurduğu kocaman bir yalan. Çatışmalı ortamı başlatan PKK'dır, terör örgütüdür. Bu hükümet bu Devleti korumakla görevlidir ve koruyacaktır. Böylesi bir olaya Avrupa'daki hiçbir Devlet sabredemez. Bırakın Avrupa'daki Devletleri, Afrika'daki bir Devlette sabredemez. Hergün sizin bir polisiniz bir askeriniz şehit edilirken daha fazla sabretmek mümkün değildi ve operasyonlar başladı. Sonuna kadar da devam edecek.

“KÜRTLERİN DE CANINA TAK ETMİŞ”

Bakın terör örgütünün kırsalda hareket kabiliyetleri neredeyse sıfıra indi. Ürettiğimiz insansız hava araçlarıyla, akıllı bombalarla, kendi helekopterlerimizle ciddi bir mücadele veriyoruz. Şehir unsurları da tek tek, ev ev, sokak sokak, mahalle mahalle temizlenecek. Bu manada bu örgütlerin herhangi bir sonuç almaları mümkün değil. Yol yakınken vazgeçsinler. O bölgelerde yaşayan insanlarımız da Sayın Başbakanımıza yalvarıyorlar, geçen gün Van ‘daydık ve orada şunu söylediler; Ne olur şu operasyonları sonuna kadar sürdürün, bir tane PKK'lı kalmayana kadar operasyonlar devam etsin. Hatta gerekirse bizi askere alın ve bu hainlerin karşısına bizi çıkartın. Çünkü bunlar siz gitikten sonra alçakça, kalleşçe geliyorlar ve bizi dükkanımızda tehdit ediyorlar. Bizim burada mal güvenliğimiz yok, can güvenliğimiz yok, biz burada demokratik haklarımız kullanamıyoruz diyorlar. Bu şekilde beyanda bulunuyorlar. Kimler Van'lılar, kimler orada yaşayan Kürtler. Kürtlerin de canına tak etmiş, benim adıma öldürme diyor, sizin ne istediğinizi artık ben de bilmiyorum diyor.

“İNSANLARI KATLETMEK TAŞERONLUKTAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR”

Türkiye'de artık konuşulamayacak hiçbir konu kalmamış. İster mecliste, ister basın toplantılarıyla herşey konuşulabiliyor. Herşeyin konuşulabildiği bir ülkede birileri silaha sarılıyorsa hala bu yabancı unsurların taşeronudur. Hiç kimsenin hakkını savunduklarını iddia etmesinler. Ben Ak Partinin İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısıyım ve Sayın Başbakanımızın talimatı şöyle, çözüm sürecini anlatın, çözüm sürecinde eksik kalmış bir unsur varsa onu da belirleyin, onu da biz hayata geçirmeye hazırız diyor. Bu açık söylemlerimiz ortadayken hala bu şekilde insanları katletmek taşeronluktan başka bir şey değildir.

“SINIRIMIZDAN BİR KUŞ GEÇSE TEYAKKUZDAYIZ”

Türk uçakları tarafından sınır ihlali dolayısıyla düşürülen ve hangi ülkeye ait olduğunun tespiti henüz yapılamayan insansız hava aracı ile ilgili konuşan Üstün,” Türkiye ateş çemberinin içerisinde konumlanmış bir huzur adası. Ama Türkiye bu huzurunu devam ettirmek için elinden gelen bütün tedbirleri de alıyor. Sınırımızdan bir kuş geçse teyakkuzdayız. Bundan sonra sınırdan herhangi bir tecavüz olduğunda buna karşılık verileceği de deklare edilmiştir. Uçağın kime ait olduğuyla pek ilgilenmiyoruz. Sınırdan herhangi bir tecavüz olursa buna karşılık verileceğinin bir göstergesiydi düşürülen uçak, bundan sonra da böyle olacağını herkes bilmeli” diye konuştu. Elif ERDOĞAN