Mudurnu Yeniceşıhlar Köyü sakinlerinin günlerdir sürdürdüğü eylem devam ederken, köylülerin taşocağına karşı başlattıkları bu eylem ulusal basında da geniş yer bulmaya devam ediyor. Son olarak Zaman Gazetesinde konu Her şey temiz bir su için” başlığıyla yer aldı. Haberde taşocağı yetkililerinin açıklamalarına da yer verildi.
Suları kirlenmesin, ormanları yok olmasın isteyen köylülerin nöbete başladığının duyurulduğu haber şu şekilde sayfalarda yer aldı; Son dönemde büyük şehirlerde kendini gösteren çevre hassasiyeti, köylere kadar uzandı. Bolu'ya bağlı 70 hanelik Yenice Şıhlar köyü de taşocağına karşı eylem başlattı. Ocağın suları kirleteceğinden, ormanı yok edeceğinden korkan köylüler, nöbette. İşletme geri adım atana kadar da eyleme devam edeceklerini söylüyorlar.
Rize ve Amasya'da sade vatandaşların verdiği çevre mücadelesinin benzeri Bolu'da yaşanıyor. Mudurnu'ya bağlı Yenice Şıhlar köyü sakinleri, yaşadıkları bölgeye yakın ormandaki taşocağının kapatılması için çalışıyor. İçme sularının kirleneceğini, ağaçların kesileceğini düşünen köylüler, taşocağı girişinde nöbet tutuyor. Eylem yapan köylüler ile jandarma, zaman zaman karşı karşıya geliyor. 300 kişinin yaşadığı 70 haneli köye yakın açılan taşocağı ise çalışmalarını sürdürüyor. 300 kişinin yaşadığı 70 haneli Yenice Şıhlar köyüne çok yakın bir yerde açılan taşocağı, çalışmalarını hızla sürdürüyor. Köylüler ise ocak açılmadan önce kendilerine bilgilendirme yapılmadığından yakınıyor. Taşocağının, köyün merasına ve su kaynağına yakın olduğunu söyleyen köylüler, sularının kirlenmemesi, hayvanlarının meraya gidip gelebilmesi ve ağaçların kesilmemesi için ocağı istemiyor. Köy muhtarı Mehmet Efe ocağın, köyün hemen dibinde olduğunu belirterek, ‘Taşocağının hemen üstünde su kaynağımız var. Ocak çalışmaya devam ederse kirlenecek. Köylü geçimini ormandan, hayvancılıktan sağlıyor. Ocak, köylüyü mağdur edecek. Hayvanlar meraya çıkamayacak. Enerji bakanı köyümüze geldi. ‘Bu işin olmaması lazım. Masa başında verilmiş' dedi. Ama bir şey yapılmadı. Yaptırmamaya kararlıyız. Direnmeye devam edeceğiz' diyor. 82 yaşındaki İsmail Fırat Arslan da ilerleyen yaşına rağmen ocak için yapılan eyleme katılıyor. ‘Ağaçlar kesilir, orman yok olursa çocuklar nerede gezecek?' diye soran İsmail dede, köyün güzelliğinin bozulacağından endişe ediyor: ‘Suyumuz, ocağın olduğu yerden geliyor. Kirlenirse suyu nereden alacağız? Suyumuz da dağımız da kayboluyor. Ecdadımızdan kalan ormanlar yok olmasın. Çocuklarımıza gezecek yer kalsın. Köyün güzelliği bozulmasın.'
Kemal Yılmaz isimli köylü ise ağaçlar kesilirse muhtemel bir selde mahallelerinin büyük zarar göreceğini ifade ediyor. Ocağın her yönüyle kendilerine zarar verdiğini savunan Yılmaz, ‘Para kazanacaklar diye ormanı yok ediyorlar. Ocağı kesinlikle istemiyoruz.' diye konuşuyor.
Nuriye Cantürk de ormanın kesilmesini, tabiatın bozulmasını istemediklerini dile getiriyor. Yetkililerden yardım beklediklerini belirten Cantürk şöyle konuşuyor: ‘Hayvanlarımızı oraya götüremiyoruz. Çalışmasını istemiyoruz.' Öte yandan taşocağının ortaklarından Erdoğan Tekin, işletmeyle ilgili tüm izinlerin alındığını kaydediyor.
Ocağın toplam 1,4 hektarlık alanda faaliyet göstereceğine işaret eden Tekin, önlerinde yasal hiçbir engel olmadığını şu sözlerle ifade ediyor: ‘Ocağın işletme izni, ruhsatı mevcut. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan alınan ‘Çevre Etki Değerlendirme (ÇED) raporu gerekli değildir' şeklinde rapor var. Köylülerin, yürütmeyi durdurma kararı idare mahkemesinden döndü. Orman ve Su İşleri Bakanlığı da orman izni verdi. Yasal bir engelimiz yok. Ancak köylülerin hassasiyetini dikkate alacağız. Ocağın malzemesi oldukça kaliteli. Bölgenin bu malzemeye ihtiyacı var. En az zararla çalışmamızı yapacağız.'