Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cağfer Karadaş, Türkiye, yardım açısından Suriye noktasında en doğru adımları atmıştır” dedi.
Karadaş, yaptığı açıklamada, Türk halkının ne derece yardımsever bir millet olduğunu, son dönemde yardıma muhtaç durumda olan Suriye halkına yaptığı yardımlarla gösterdiğini ifade ederek, Ülkemizin, Suriye'deki insanlara ve sınırlarımız içindeki yoksul ve yardıma muhtaç olan mültecilere yaptığı yardımlarla gurur duyuyoruz. Bu, bizim ülkemizin ve insanımızın yardımseverliğinin en büyük tezahürüdür” diye konuştu.
İnananların, ihtiyaç sahibi olan herkese elinden geldiğince yardım ettiğini belirten Karadaş, yardım yaparken bazı önceliklerin göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtti.
Suriye konusunda ise Türkiye'nin üzerine düşeni fazlasıyla yaptığını dile getiren Karadaş, Yardım konusunda öncelikler gözetilmeli. Türkiye'deki fakirlerin durumu ile o Suriye'deki insanlarımızın durumunu karşılaştırdığımızda hangisi daha aciliyet gösteriyorsa ona yönelmeliyiz. Bu hastanede bir hasta varken, doktorun gelen acil hastaya müdahalesine benzer. O sırada doktor öncelikle acil hastaya müdahale etmeli. Türkiye, yardım açısından Suriye noktasında en doğru adımları atmıştır. Ülkemizde yardıma ihtiyacı olan insanlarımız mutlaka var. Ama Türkiye önceliği daha acil olan Suriye'ye gösterdi” dedi.
Karadaş, Kızılay ve diğer yardım kuruluşlarının her zaman Türk halkının yanında olduğunu ifade ederek, deprem, sel ve diğer afet durumlarında başta Kızılay olmak üzere tüm yardım kuruluşlarının vakit kaybetmeden yardıma koştuğunu, Suriye örneğinde de bunun görüldüğünü söyledi.
‘Bizim insanımızın kendi fakir insanlarını bırakıp başka ülkelere yardıma gidiyor diye bir şey söz konusu değil” diyen Karadaş, Anadolu Ajansı çalışanlarının eşleri tarafından düzenlenen kermesin de takdir edilmesi gerektiğini bildirdi.
AA'yı bu nedenle kutladığını dile getiren Karadaş, Anadolu Ajansı'nı tebrik etmek, takdir etmek lazım. Biz bu kermesi teşvik edici olarak görüyoruz. İnşallah kurumlarımız böyle 100 yıl, 200 yıl yaşasın. Sonsuza dek yaşasın diyelim. Hayırla, bereketle ve güzel hizmetlerle yaşasınlar” dedi.