Yeniçağa'da iki aile, ağaç dallarından yaptıkları sepetleri satarak geçimini sağlıyor.
Şahnalar Köyü'nde yaşayan sepetçi ustaları Yaşar Yalçın (72) ile Şerafettin Öztürk (76), teknolojiye direniyor.
Öztürk, yaptığı açıklamada, günde bir sepet yapabildiğini belirterek, sepet örmenin son derece zahmetli bir iş olduğunu söyledi.
Sepet için fındık dalı topladıklarını anlatan Öztürk, "Sepetin alt kısmını sağlam şekilde örmeye çalışıyoruz. Sonra da yan kısımlarını örüyor ve ağzını kapatıyoruz. Bu, bizim bir günümüzü alıyor" diye konuştu.
Bölgede son sepet ustalarının kendileri olduğuna dikkati çeken Öztürk, "Artık kimse bu işi öğrenmek istemiyor. Herkes şehre gidiyor. Başka işler yapıyor. Sanıyorum, bizden sonra bu işi yapan kimse kalmaz" ifadesini kullandı.
Yalçın ise sepet yapmayı dedesinden öğrendiğini kaydederek, 50 yıldır sepet ördüğünü dile getirdi.
Sepetleri manavlar ve hayvancılık yapanların sipariş verdiğine işaret eden Yalçın, sözlerini şöyle tamamladı: "İsteğe göre 3 boyda sepet örüyorum. Küçük sepetler pazarlarda yumurta koymak için isteniyor. Orta boy sepetleri pazar malzemesi ve bu tarz eşya taşımak için istiyorlar. Büyük boy sepetleri ise hayvancılıkla uğraşanlar saman taşımak için istiyor. Orta boy sepetleri 15 liradan satıyorum. Büyük saman sepetlerini ise 30 liraya satıyoruz. Daha büyük isteyen olursa 50 liraya satıyorum.
Bizden başka kimse bu işi yapmıyor. Bu işe özenen, bunu yapacak kimse yok. Sepete teşebbüs eden olmadığı için sepetçilik bizden sonra bitecek. İlgi olmadığı için bu işi öğrenecek ve yapacak kimse kalmadı. Bu işin okulu da yok, biz sonuz."