Bolu'muzu uzun zamandır detaylı gezmemişiz. Sümer Mahallesi yol çalışmaları nedeniyle, Koç İlköğretim Okulu arkasından gezerken, binaların yükselişine, inşaatlara bakıyorum. Turizm şehri ilan edilen yeşil Bolu. Çamlar ve göller şehri diye övündüğümüz, yeşilin alabildiğince, Allah'ımızın bahşettiği doğa. Sanırım betonlaşmanın artık önüne geçmeliyiz. Mimarlarımızın da kopyala yapıştır mantığını terk ederek, estetik binalar yapmasını beklerdim. Binalar birbirinin sanki kopyası. Her meslek dalında, en güzelini yapabilmeliyiz. Bolu şehir olarak buna layık, her ne kadar insan seviyemiz gelişmese de.

EMİN BARIN

Türkiye'nin en büyük Köroğlu ihtisas kütüphanesinden sonra, sıra Emin Barın'ın bilgi-sanat-hayatı-her şeyiyle müzemize renk katmasına geldi. Aşık Dertli'de, Zekai Konrapa da Bolu'ya ait tüm kaynakta zaten iyi seviyede olan müzemizi, şimdi Barın Ailesinin şahsıma hediye ettiği gazete küpürleri, bazı fotoğraflardan oluşan küçük albümü müzemize hediye ederek, bu konuda araştırma yapmak isteyenlere açık, gelecek kuşaklara aktarmak bağlamında hediye ettim... Sıra ailenin müzemize hediye etmeyi düşündükleri Emin Barın'a ait hatta... Biz hazırız. Ailede muhteşem bir aile. Her ne kadar Bolulular tanımasa da, İngiltere'de sağlığı nedeniyle ameliyat olan 1 ay orda kalan, rahmetli Sakıp Sabancı'nın ziyaret ettiği Emin Barın'ı gelecek kuşaklara aktarmak için Özel Emin Barın Köşesi yapıyoruz. Bu konuda bilgi, belge, fotoğrafa da açığız.

ORHAN UÇAR-AHMET BAYSAL VE BİR CENAZE

Cumartesi istanbul programım var. Ancak bir cenaze sözü nedeniyle vazgeçiyorum. Siteler Camii ve Şefik Akman. Sonra Paşaköy Mezarlığı. Ahmet amcamla sohbetler ediyorum. Pazar günü de, taziye için, Osman Eğilmez ve Yeğen Alper'i dairelerinde ziyaret ediyorum. Ahmet Amcamda facebook sosyal sitede artık. Zaman zaman Orhan'ı konuşuyoruz ve bir palto anısı İzzet Baysal'ın. Murat diyor bana. Ben haberi telefonumdan okudum çok hoşuma gitti. Aracım yok beni Yener Abimiz(Bandakçıoğlu)her yere götürüyor. Bir yandan cenaze, bir yanda düğün vs. Yener Abimize hayat böyle bir şey işte dedim. Hayat güzel, insanlar problem. Hayat düğün, cenaze, piknik alabildiğine akıyor zamana inat… Orhan Uçar'da yakışan teşekkür ilanını yapıyor gazetelere… Ender bir arkadaşım, abim... İzzet Baysal Vakfı, aslında bir asillik, bir değer, insani...!!! Her vakıftan farklı olan, farklı kılınan insanlarına sahip... Ne mutlu ki, biz Bolulular şanslı… Ya olmayanları düşünün... Bu gönül zenginliğine, hayırlara rağmen, garibim Orhan Uçar'ın bile yeni evi oldu. Kirada oturuyordu. Kısacası insan olabilmek hem de örnek ve ahlaklı… Önemli olan değerlerimiz bunlar. Ve tarih oldular, tarih yazdılar. Ne mutlu bizlere...