Ak Parti'nin ağabeylerinden İl Eski başkanı Ömer Sayın Köroğlu Ana Haber'de hem partililerine hem seçmene önemli mesajlar verdi. Köroğlu Ana Haber'e katılan MHP eskil başkanı Mansur Şen'den sonra ki diğer bir konuk AKP eski il başkanı Ömer Sayın oldu. Erken seçim olasılığında aday olacağı sinyalini veren Ömer Sayın, önemli açıklamalar yaptı.

Ramazan'da hafta içi saat 21.00'de yayına giren Köroğlu TV Ana Haber Bülteni'nin canlı yayın konuğu olan AK Parti İl Eski Başkanı Ömer Sayın; il başkanlığından sonraki süreci, seçimleri, yapılan koalisyon görüşmelerini ve siyasette Ankara ile Bolu gündemini değerlendirdi. İşte o çarpıcı açıklamalardan satır başları;

ÖMER SAYIN, PARTİLİLERİNE KÜSKÜN MÜ?

Uzun bir siyasi geçmişim var benim. Neredeyse hayatımın yarısı siyasetle geçti diyebilirim. Zaman zaman bazı aralar vermek dinlenmek gerekiyor. Bende bu süreç içinde geçtiğimiz bir yıl içinde siyaset yaparken ihmal ettiğim işlerimi ikmal etme fırsatı buldum. O nedenle işime yoğunlaştım. Ayrıca partimden davet ettikleri zamanda hiçbir çalışmadan geri kalmadım. Ama çağırdıkları zaman gittim tabi. Gitmediğim bir yer varsa o da benim çağırılmadığım yerdir.

CHP VE MHP GERÇEKLEŞMESİ İMKANSIZ ŞARTLAR ÖNE SÜRDÜLER

Görünen o ki herhalde bir erken seçime doğru ilerliyoruz. Gönül arzu ederdi ki 7 Haziran'da yapılan seçimden sonra vatandaşın partilere verdiği mesaj iyi algılansın ve iyi yorumlansın. Onun üzerinden bir koalisyon kurulsun Türkiye bir hükümet krizi yaşamasın diye gönlümüzden o geçiyordu. Ama görünen o ki partiler özellikle Ak Parti'yi bundan ayırıyorum. Çünkü Ak Parti başından beri sadece ilkelerden bahsetti. Sadece ülkemizin hükümetsiz kalmaması için gerekli bütün çalışmalarından bahsetti ama diğer partiler özellikle CHP ve MHP gerçekleşmesi imkansız şartlar öne sürdüler. Sayın Bahçeli seçim akşamı kendilerine seçmenin ana muhalefet partisi görevi verdiğini ne hikmetse ben anlayamadım. Nasıl böyle bir görev çıkardı bu sonuçlardan bilmiyorum ama ana muhalefet partisi görevi verdiğini diğer 3 partinin de hükümet kurması koalisyon yapması gerektiğini söyledi. Gelinen süreçte yaklaşık 35 gün gibi bir zaman geçti. Bakıyoruz ki koalisyon görüşmeleri sürekli çözüme doğru değil çözümsüzlüğe doğru adım adım ilerliyor gibi geliyor.

TAYYİP ERDOĞAN SENDROMU VAR!

Bunun bir vehim olduğunu düşünüyorum. 7 Haziran'a kadar Sayın Cumhurbaşkanımızın meydanlara inmesi Türkiye ile ilgili gerçekleri paylaşması belki bir müdahale gibi algılanabilir ama seçimden sonra geçen sürece de baktığımız zaman tamamen anayasanın Cumhurbaşkanına verdiği görevler doğrultusunda hareket ediyor. Hiçbir şekilde ülke menfaatleri doğrultusunda kamuoyuna ve bütün partilere verdiği mesajlar dışında özel bir mesaj verdiği ne bir parti var ne bir lider var. Ama buna rağmen toplumda siyasi parti liderlerinde ya da muhalif partiye mensup partili arkadaşlarımızda bir türlü yüreklerinde söküp atamadıkları Tayyip Erdoğan sendromu var. Ben bundan bir an evvel kurtulmaları lazım. Bu bir saplantı bence. Sayın cumhurbaşkanımız hiç kimseye müdahale etmiyor. Tamamıyla gerek meclis başkanlığı seçiminde olsun gerek meclis başkanlık divanın oluşumuyla olsun gerekse şimdiki görevlendirme ve görüşmelerde olsun sayın Cumhurbaşkanımızın hiçbir şeye karıştığını ben görmedim. Bu akşam bakıyorum bütün oyunu Tayyip Erdoğan'ın kurduğunu ya da bozduğunu ifade etmeye çalışıyor. Bu tamamıyla bir vehimdir. Bir an önce bu sendromdan kurtulmaları lazım. Çünkü ülkemizin hatta İslam dünyasının önünde çok önemli sorunlar var. Bunların çözümü için bir an evvel yeni bir hükümete koalisyon olur olmaz en azından ne olacağını bile bileceğimiz seçim mi olacak yoksa koalisyon mu olacak buna odaklanmamız lazım. Bu Tayyip Erdoğan saplantısında bence bütün siyasilerin bir an önce çıkması gerekir.

AK PARTİ'Yİ TEK BAŞINA İKTİDAR OLMAKTAN ALDI

Şu anda mecliste 4 tane parti var. Bu 4 tane partiden 3 tanesi Ak Parti düşmanlığı, Ak Parti'yi iktidardan indirme konusunda birbirleri ile çok güzel bir koalisyon kurdular. Herkesin tek bir düşmanı vardı o da Ak Parti'ydi. Ak Parti düşmanlığı noktasında hepsi anlaştılar uzlaştılar. Bugün siyasi yelpazenin en sağındaki ve en solundaki parti diyebileceğimiz HDP ile MHP, ben MHP lideri Devlet Bahçeli'nin ya da HDP liderinin birbirleri aleyhine seçim meydanlarında bir tek kelime ettiklerini duymadım. Herkesin eleştirdiği bir kişi vardı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Ak Parti. Ne oldu da seçimden sonra bu birliktelik bozuldu. Seçimden evvel gayet güzel bir aradalardı Ak Parti düşmanlığı noktasında. Neticede vatandaşı da ikna ettiler. Vatandaş Ak parti'nin oylarını yüzde 6 buçuk puan geri çekti ve Ak Parti'yi tek başına iktidar olmaktan aldı. Madem öyle seçimden önce uzlaştınız seçimden sonra niye uzlaşamıyorsunuz? Üçünüzün milletvekili koalisyon kurmaya yetiyor. Gelin burada da uzlaşın. Ülkeyi hükümetsiz bırakmayın.

BU GÖRÜŞMELERDEN BİR SONUÇ ÇIKMAZ”

“Görünen o ki, siyasette olmaz diye bir şey yoktur. Siyasette birkaç saat bir bile çok uzun bir zamandır. Şu ana kadar geldiğimiz noktadan baktığımızda liderlerin yaptıkları temaslar söylemleri bu görüşmelerden bir hükümet kurma noktasında ciddi bir sonuç alınacağı noktasında ümitsizliğe düşmeye başladığımı ifade etmek istiyorum. Bütün olumsuzlukları bir kenara bırakıp bir koalisyon kurulduğunu var saysak bile bu koalisyonda bu kadar derin görüş ve fikir ayrılıkları daha doğrusu memleket ve millet eksenli siyaseti bırakıp hırsla, egolarla siyaset yapmaya çalışan liderlerin bir sağlıklı koalisyon kurabileceklerini düşünmüyorum. Kursalar da uzun ömürlü olacağını düşünmüyorum. Türkiye'nin kısa zamanda yeniden bir seçim yaşayacağını düşünüyorum. Şahsi kanaatim bu. Umarım ben yanılırım. Umarım liderler ki liderler kendilerini aşmış artık topluma mal olmuş insanlardır. O nedenle memleketin ve milletin selameti için ne yapılması gerekiyorsa onu yapmaları gerekir. Bugün o lazım” Ömer Sayın, en son seçimlerde ailesinden destek almadığı için aday olmadığını söyleyerek erken seçim olduğu takdirde bu kez aday olmaktan kaçmayacağını belirtti.

BU DEFA ADAYLIĞI GERİ ÇEVİRMEYECEK

“Ben yakın arkadaşlarımla hem genel merkezimle istişarelerimi yapmıştım. Aday olmaya karar vermiştim. Siyasete çok genç yaşlarda başladığım için siyasette atacağım adımlar bugüne kadar hiç kimseye danışmadım. Ama artık uzun yılları geride bırakmış artık ailesinde birçok ferdin fikir beyan ettiği bir aile reisiyim. Son günden bir gün önce çocuklarımla oturdum ve böyle bir kararım olduğunu aday olmak istediğimi söyleyince bana aynen şunu söylediler. Biz sen siyaset yaparken babasız büyüdük. Bu torunlarını dedesiz büyütmeye hakkın yok. Ya siyaset ya ailen diye öyle bir dayatma ile karşı karşıya kaldım ki, o anda vazgeçtim aday olmaktan.

“İHTİYAÇ OLURSA VARIM”

Bugüne kadar ben şunu olacağım diye ortaya çıkmadım. Ben bana nerede ihtiyaç varsa nerede bana görev verilirse orada olmak istedim. 2011 seçimlerinde genel merkezle yaptığım temasla milletvekili adayı olmam istendi benden. Ama Ali Bey il başkanıydı. İstifa etti. Ondan sonda dediler ki il başkanı olacaksın. Ben milletvekili adaylığını bir tarafa bıraktım ve il başkanlığı gibi çok ağır çok zor bir görevi üstlendim. 3 buçuk yıldan fazla da bu görevi yapmaya çalıştım. Mesele bir şey olmak değil. Mesele bir şey yapmak. Mesele bir koltuk bir minder kapmak değil. Mesele yalan dünyadan gelip geçerden baki kubbede bir hoş seda arkamıza güzel bir ayak izi bırakmak. Eğer ihtiyaç varsa önümüzdeki dönem elbette ki, biz ihtiyacın olduğu yerde biz varız her zaman” Haber Merkezi