Cemil Meriç; Dergiler hür tefekkürün kaleleridir” der.

Genç düşünce dergide kanat çırpar…

Bir şehrin iç sokakları gibi mahrem ve samimilerdir…

***

Dergi çıkarmak zahmetli ama bir o kadar da zevklidir, para kazanmak için düşünüyorsanız boşuna uğraşmayın…

Doğum sancısı gibidir, bir ay verilen emeğinin karşılığını doğumhane kapısında bekler gibi matbaanın kapısında beklersin.

Bir babanın çocuğunu kucağına aldığı gibi, bir aydır her satırını bildiğin dergiyi ilk defa görürmüşçesine açar incelersin…

Kendi imkânlarımla bir yıl, 10 sayı dergi çıkardım, bu duyguları yaşayanlardanım…

Fotoğrafçım, muhabirlerim, editörlerim hepsi gönüllü ve fedakâr olarak işe baktıkları için 1 yıl Bolu da yerimizi aldık.

Bugün Bolunun elit 17 kadınının çıkardığı dergi daha 4. sayısını göremedi ve şuan Bolu'da aylık çıkan dergi yok.

“Kitap fazla ciddi, gazete fazla sorumsuz”

Kapanan her dergiyi kaybedilmiş bir savaş, hezimet, intihar olarak görüyor Meriç.

Yani hür tefekkürün kaleleri zapt edilmiş, orduları dağıtılmış durumda…

İşte bu ahval ve şeriatta soralım.

Zaten dar olan reklâm parsası, üzerine vazife olmayan resmi kurum ve müdürlüklerin çıkardıkları dergiler ile iyice daralmakta değil midir?

Neymiş efendim kurumun cebinden beş kuruş çıkmadan dergiyi mal edebiliyorlarmış…

Bana da mecbur Türkiye'nin en büyük 100 işletme” listesinde bulunan kuruluşlar olsaydı bende şuan dergime devam ediyor olmaz mıydım?

Bu Müdürlüklerin çıkardığı dergiler haftalar öncesinde yerel gazetelerde çıkan haberler ile dolu değil mi?

Okunma oranı nedir? Nerelere dağıtılmaktadır? Bolu'ya ne kadar katkı sağlamaktadırlar?

***

Müdürlükler ‘aylık dergi' yerine ‘almanak' tarzında mecmua yapsalar daha değerli olacaktır.

Böylelikle Özgür ve Genç düşüncenin önü kapanmamış, birilerinin kucağına itilmemiş olurlar.

Çok meraklılarsa müdür beylerimiz finansmanı kendi ceplerinden karşılamalılardır.

Haksız ve orantısız rekabet de ortadan kalkmış olur.