Gerede'de yaz kuran kurslarına yeni bir soluk getiren Ramazan Dede Cami İmam Hatibi Yakup Karadavut hazırladığı proje ile bunu tüm Türkiye geneline yaymak adına hızlı ve emin adımlarla ilerliyor. Projenin son etkinliği ise paylaşım toplantısı oldu.
Diyanet İşleri Başkanlığı cami hizmetlerinin verimliliğini artırmak, örnek projelerin tespit edip yaygınlaştırılmasını sağlamak amacıyla Ekim 2012'de Cami Görevlileri Çalıştayı” düzenlemişti. Bu Çalıştay'da sundukları projelerle bulundukları bölgelerde başarılı ve aktif çalışmaları ile önen çıkan ve dereceye giren din görevlileri, geçtiğimiz Aralık ayı içeresinde Tecrübe Paylaşımı” toplantıları ile örnek sunumlarını yurt genelinde diğer meslektaşları ile paylaşılmasını sağladı. Toplamda 81 il, 200 ilçe bu güzellikten istifade etti.
Tüm Türkiye'de bir sinerji oluşturmak, cami hizmetlerinin verimliliğini artırmak ve örnek projelerin tespit edilerek yaygınlaştırılmasını sağlamak amacıyla yapılan bu güzide çalışmada Bolu ilini ve Gerede ilçemizi temsilen Ramazan Dede Camii İmam Hatibi Yakup Karadavut;
Bolu, Karabük, Bartın, Zonguldak, Çankırı, Çorum, Amasya, Ankara, İstanbul ve Konya illerinde seminer verdi. Yaz Kur'an Kursu Aktiviteleri ve Cami Hizmetlerinin Verimliliği” üzerine pawer-point sunumlarla seminer veren Karadavut çalışmasını 30 maddelik adımda fotoğraflarla Diyanet İşleri Başkanlığına sundu ve bizler için şöyle özetledi:
Diyanet İşleri Başkanımız Sayın Prof.Dr.Mehmet Görmez hocamızın ifadesiyle: Verimli din hizmetinde sorumluluk bilinci şarttır. İdealist bir Mihrab Görevlisi kendisine, ben hizmet kulvarının neresindeyim? Bugün, bu hafta, bu ay, bu yıl camiye, cemaate ve insanlara ne verdim, ne kazandırdım sorularını sor malıdır. Bu davranış görevlinin sorumluluk bilincini artırır.”
Karadavut şöyle devam etti: Camilerimiz, zaten ibadethane olarak yeterli işlevi görüyor. Ama caminin 'hayatın kalbi' haline gelmesi lazım. Nasıl bünyede kalp arıza gösterdiği zaman bünyede arıza oluşuyor, burada da cami gerçek anlamda işlevini göremezse muhakkak topluma vermesi gerekeni verememektedir. Hedef tüm üniteleriyle aktif şekilde çalışan bir mihrab görevlisi, Bir adam bir köprü yapar bin adam geçer” mantığı ile yaşayan cami olmalıdır. Böyle bir cami dini ve sosyal hayatın merkezi, ilmin menbaı ve irfanın ocağıdır.
Camilerimiz, dini ve milli meselelerin halledildiği yerlerdir. Kendi enerjisini üreten, konferans salonu, sohbet odaları, otoparkı ve engelli girişi olan camiler hayal etmek artık zor değil. Günümüz imkânlarıyla bütün bu özelliklere sahip camiler yapılabilir. Camiler; insanları kaynaştıran, dertlerini paylaştıran, huzura kavuşturan, mutluluğa ulaştıran mübarek mekânlardır.Camiye gelen öncelikle üç şey kazanır. 1-İyi dost, iyi çevre, 2-hikmetli söz 3- İlahi rahmet.
Görevlinin aksiyonu ve diksiyonu mükemmel olmalıdır. Liyakat… Dinamizm... Fedakârlık… Çalışkanlık... Cömertlik... Ahlak... Hizmet... Cesaret… Sevgi… dolu bir insan.
İslam'ın kutsal mekânları olan camilerimiz hayati öneme haizdir. Bu durum, İslam'ın ana kaynağı olan Kur'an da Allah(cc) verdiği önem (9/108–109, 24/36–37, 22/40, 2/114)surelerinde ve Hz Muhammed(s.a.v.)in uygulamalarında kendini göstermektedir.
Yüce kitabımız Kur'an ı Kerim'de mescitlerin yapılması teşvik edilmiş, buraları kimlerin imar edeceği(9/18),ve ne niyetle yapılması gerektiğinin ifade edildiği gibi (9/107-108),bu kutsal yerlere nasıl gelinmesi gerektiği dahi açıklanmıştır ( 7/31).
Hz.Peygamber(s.a.v)de daha hicretleri esnasında Medine yakınlarında bulanan Kuba köyünde kısa bir süre