Birileri; ülkenin huzur ve güvenliliğini, bir anda bozguna çevirdi. Dolar yükseldi, eşbaşkanlar belediyelerde özerklik ilan ettiler, Ankara'dan yönetilmek istemediklerini vurguladılar, Güneydoğu da; düğün konvoyu durduruldu, örgüt propagandası, araçlar yakıldı. İstanbul Dolmabahçe de saldırı, Diyarbakır Belediye başkanının açıklamaları, döşenen ve yüz yüze gelinemeyen çarpışmalar, maskeli leydiler, kimin çocukları olduğu belli olmayan…

Başka bir coğrafya da ise, Rusya'nın Ukrayna-kırım vb yerlerde yaptıklarını düşünün… Kuzey ve Güney Kore'yi, Güney Afrikayı, açlıktan ölenleri, renkleri siyah olanları, köle düzenlerini, yeniliğe açık olmayan, demokrasiden anlamayan dikta rejimlerin yönetildikleri ülkeleri düşünün, Araplara bakın ortadoğu da, haremlerine, eğlencelerine, uyuşturucularına, arabalarına bir bakın...

Pencereden şöyle bir bakın. Bu ülkede neler oluyor? Ne yapılmak isteniyor? Ankara'dan yönetilmek istemeyenler, İmralı'dan icazet almaya gelince koşarak gidiyordunuz ne oldu? Sizin evlatlarınız acaba hangi okullarda okumaktalar? Dava dediğiniz ezilen halklar dediğiniz sadece bu ırkta mı oluyor, yaradan sizi zenci-yokluktan fakir bir ülkede yaratamaz mıydı? Ya da romen? Baktığınız pencere, aydınlık hiç olamadı… Ve hiç bir zaman tarihte verdiğiniz söze, dürüst kalamadınız. Hep size göre karı tarafı suçlu. Bu maç, bazen sert olur, bazen anlayışla, bazen gol olur bir taraf sevince bürünür, çoşar, bazen berabere kalınır, ama bu maç değildir ki; vur, kır, dök, yak, öldür…

İslam dininde böylesine bir anlayış hiç olmamıştır. İslam boyun eğmek demektir. Teslim olmak, yaratana itaat etmektir. Nasıl hayır ve şerre inanıyorsak, bugünlerde aşılır, bir cahiliye toplumu ile karşı karşıyayız. Bu anlamsız savaşa Kürt kardeşlerimizde akıl sır erdiremiyorlar, Müslümanız diyorsak, Müslümanca yaşamalıyız. Dinsiz insanlarla işimiz olmaz. Allah'ın ilk emri ikra ikra oku oku. ilim Çin'de olsa bile bulunuz. Sözün bittiği yer...