Özel Çağsu Hastanesi Dahiliye Uzmanı Necati Çatakoğlu özellikle kronik rahatsızlıkları olanları uyardı. Orucun sağlıklı kişilere farz olduğuna dikkat çeken Çatakoğlu Paranız varsa Hac'ca gidersiniz, sağlığınız varsa oruç tutarsınız” diye konuştu. Çatakoğlu, oruç nedeniyle kullanılan ilaçların iftar ve sahurda alınmasının da riskli olduğunu belirtti.

Özel Çağsu Hastanesi Dahiliye Uzmanı Necati Çatakoğlu özellikle kalp, tansiyon, şeker ve böbrek hastalıkları gibi kronik rahatsızlıkları olanların doktora danışmadan oruç tutmalarının son derece riskli olduğunu söyledi. İslamiyet'in son derece kolaylaştıran bir din olduğuna dikkat çeken Çatakoğlu oruç ibadetinin sağlıklı insanlara farz olduğunu söyledi. Çatakoğlu, Maalesef bazı dibi vecibeleri yerine getirirken bilmeden yapıyoruz. Ben bütün hastalarıma söylüyorum. Paranız yoksa zekat verebilir misiniz? Hacca gidebilir misiniz? Hayır, farz değil. Oruç da sağlığınız varsa farz olan bir ibadet. Onun için Allah'ın en değer verdiği şey yarattığı insanın kendisine dikkat etmesidir. Biz bilinçsizce oruç tutarsak hem kendimiz hem ailemiz üzülür” dedi.

Dr. Çatakoğlu oruç tutulması riskli olan hastalıklar hakkında şunları söyledi: Özellikle oruç tutmaması gereken birkaç grup var. Şeker hastaları kesinlikle ve kesinlikle oruç tutmamaları gerekir. İlaç kullanıyorlar ve şeker hastalarından bir yığın organ etkileniyor. Bu etkilenmenin en önemli nedeni şekerin dalgalanmasıdır. Belirli aralıklar içinde dalga yaptığı zaman aynı denizin bir kumsala vurduğu gibi. Beyin hasarı çok fazla oluyor şeker hastalığında. 100 hastadan 32'sinde felç geçirme riski var. 100 hastadan 35'inde kalp krizi geçirme riski var. 100 hastadan 40'ı böbrek hastası oluyor ve diyalize girmek zorunda kalıyorlar. Damarsal durumları etkilediği için körlük olabiliyor, ayakta damar tıkanması sonucu parmak kesilmesi, bacak kesilmesi olabiliyor. Tansiyon ve kalp hastalarının da oruç tutmaları sakıncalı. Çünkü kan basınçları yemek yemekle, aç kalmakla dalgalanabiliyor. Aynı şekilde uzun açlıklardan sonra ani yemek yeme sonucunda kandaki hem şekerin hem yağların dağılımının çok farklı olduğu gösterilmiş. Eğer 6 öğün yiyorsanız kandaki yağlar dengeli giderken uzun süre aç kalıp ani yiyenlerde birden patlama tarzında maddelerin birikimi oluyor. Bu da organlara zarar veriyor. Böbrek hastalarının mutlaka susuz kalmamaları gerekiyor. Devamlı ürelerinin düşmesi için bol sıvı almaları gerekiyor. Bu hastaların aç kalmaları son derece sakıncalı. Bunun dışında mide hastaları aç kaldıklarında asit salgılanması çok olduğu için ve mide kendisini yara olduğu için koruyamıyor. Bu sebeple kanama, tekrar alevlenmeye bağlı kusma, bulantı, halsizlik olabiliyor. Mideyi bir bakır kap gibi düşünürseniz kalay olan koruyucu tabaka bu hastalarda olmaz. Midenin asitle karşılaşmaması gerekir bunun için de aç kalmaması gerekir. Bu sebeple oruç bu hastalarda da sakıncalı olabilir” Sağlıklı insanların da belirli bir yaşa geldiklerinde mutlaka kontrole girmeleri gerektiğini söyleyen Çatakoğlu özellikle Ramazan öncesi yapılacak olan tahlillerle sağlıklı olup olmadıklarını öğrenmeleri gerektiğini ifade etti.

“ARABALARINI BAKIMA GÖTÜRÜYORLAR AMA KENDİLERİ DOKTORA GELMİYOR”

“Belirli yaşı geçmiş insanlar Ramazan öncesi mutlaka kalbini, şekerini, böbrek fonksiyonlarını, tansiyonunu kontrol ettirip tahlil yaptırmasında büyük yarar var. Maalesef ülkemizde aldığımız arabaları bakıma götürürüz ama hiçbir insanın tırnağının parçası yokken gidip de hastalanmadan bakayım, kontrol olayım dediğini görmüyoruz. Özellikle şekeri olanlar, kalbi, tansiyonu olanlar bile düzenli olarak gelmiyorlar. Ne zaman hastalanır, ne zaman tekeri patlatır öyle geliyor. Ama arabalarına çok iyi bakıyorlar, bakımlarını kaçırmıyorlar” Çatakoğlu, gündüz oruçlu olunması nedeniyle İlaçların gece alınmasının ise son derece yanlış olduğunun altını çizdi.

“İLAÇLAR SAHURA AKTARILMAMALI”

“Bu şekilde yapılmamalı. Ben her zaman hastalarıma da söylüyorum. Dinimiz son derece açık ve insanları rahatlatan bir din. Sağlığı bozukken, ilaç kullanırken; günde iki defa ilaç alan var bunların hepsini sahur ve iftarda alayım derse ani şeker düşmesi, bayılma, felç geçirme gibi risklerle karşı karşıya kalabilir. Bunu halkımız yapıyor, yapılmaması gereken bir şey” Haber Merkezi