Bakımsızdı…
Allah var, İl Özel İdaresi yıllardır yapılmayanı yaptı ve geçen sene Ramazan da Küçük Kaplıcayı bakıma aldı.
Biz de o zaman gördüklerimizi bir yazı ile anlatmaya çalıştık.
Ve yazımızın sonunu da
‘…Allah nasip ederse 01.09. 2014 tarihinde saat 17.30 da ben yine Küçük Kaplıca'ya gidiyorum.
Eğer ilgililer; “Hoca! Kaplıcaya gidiyorsun kurna beğenmiyorsun, düğüne gidiyorsun zurna beğenmiyorsun” diye düşünüyorlarsa,
O zaman kendilerini, beni yerinde ikaz etmeleri ve de yorgunluklarını atmaları için kaplıcaya davet ediyorum.
Kaplıcaya giriş ücreti ile ayran soda paraları benden,
Ama sabun ve keseye karışmam‘ diyerek bağlamıştık.

Bu yazının üzerinden yaklaşık bir sene geçti ve Ramazan öncesinde kaplıcaya gittik, girişte bir yazı:
‘Kaplıcamız 18.06.2015 tarihinden itibaren genel bakım çalışmaları nedeni ile Ramazan Ayı boyunca kapalı olacaktır.'
Hayda… Niye kapalı? Niye bakım?
1-2 haftalığına olağan bakıma alırız da tamam deriz.
Ama niye 1 ay?
İl Özel İdaresi olarak geçen sene bu zamanlarda Kaplıcayı genel bakıma almadık mı?
Vatandaşlardan toplamış olduğumuz vergileri bakım diyerek harcamadık mı?

Harcadık ama sanki boşa harcadık. Yapılan işler teker teker döküldü, işler layığı ile yapılmadı.
Pek ama pek çok şey eksik kaldı.
Sakın ola ‘biz yıllık bakımı yapıyoruz' demeyiniz,
Sormak hakkımız olsa gerek
Bizim bir de büyük kaplıcamız var onlarda kaplıcayı bakıma alıyor ama sonrasında sıvaları çökmüyor, badanası dökülmüyor.
Neden acaba?
Nedenini ben söyleyeyim, işveren yapılan işi denetliyor,
Yani para veriyor ve yapılan işin karşılığını da istiyor.

Ama
Devletimizde ne yazık ki işler oluruna bırakılıyor, devlet iş yapıyor ama yapılan işleri layığı ile denetlemiyor, nasıl olsa vatandaş her şeye razı gelir diye düşünülüyor.
Yanlış mı?
Yol yapılıyor, 3-5 ayda çöküyor, asfalt dökülüyor kazalara davetiye çıkartıyor.
Sonra tekrar yapılıyor.
Ancak bu memlekette her şeyi kabullenen ' Kaplıcanın suyu akıyor ya o yeter.' Ya da,' Tekrar yapıyorlar ya' Ya da bozulan yollar için 'Toprak yoldan iyidir.' düşüncesinden hareket eden iyi niyetli kaderci Müslüman kardeşlerimiz var.
En önemlisi de, yapılan hizmetlere inanmış olduğu siyasi görüşün gözlüğü ile bakanların fanatikliği yüzünden, bu ülke gelişen dünyanın beraberinde getirdiği çağdaşlığı yakalayamıyor.
Ama ne acıdır ki yönetenlerimizde,
Böylesine saf böylesine temiz vatandaşlarımızın bu her şeye razı gelen yapısını günlük siyasete alet ediyor.

Şunu iyi bilmeliyiz ki,
Bu cefakâr, fedakâr ve yönetenlerine son derece saygılı bu Müslüman memleketin Müslüman evlatlarından toplanan vergilerin karşılığında yapmış olduğumuz hizmetlerimizi uygun yapmadığımız sürece, o üzerimize yapışan dünya kirlerini keseci Dursun sabahtan akşama kadar keselese yine çıkartamaz.

Ayrıca "Müslüman ne yaparsa en iyisini, en doğrusunu, en güzelini yapar..." kaidesine uygun hareket etmez isek, bu durum kul hakkına girmez mi?
Eğer saçı bitmedik yetimlerin hakkı olduğuna inanarak yaptığımız devlet hizmetlerinde gevşek davranırsak,
Sırat köprüsünden geçerken kıldığımız namazlar, tuttuğumuz oruçlar, verdiğimiz zekâtlar, İcranın başında olan sizleri de,
Eksikleri görüp, söylemeyenleri de,
Ve yazmaz isek bizleri de kurtarabilir mi?
Ramazan bayramınız kutlu olsun.