Ömer Sayın yaptığı açıklama ile 17 Aralık sürecini değerlendirdi ve Demokrasi Platformu üyelerine sorular yöneltti. Ömer Sayın, Bu yaşananlar bir yolsuzluk operasyonu değildir. Demokrasiden ve özgürlüklerden geri adım hiç değildir. Ak Parti yolsuzlukların sona erdirilmesini varlığının sebebi olarak gören bir anlayışın Türkiye'deki yegâne temsilcisidir. Yolsuzlukları yapan kim olursa olsun onu örtmek perdelemek gibi bir düşünce asla olamaz. Ancak birilerinin yolsuzluk adını verdiği bir perdenin arkasından derin hesaplaşmalara girmesine de kesinlikle kabul edilemez. Kayıt dışı siyasete, devlete paralel hiyerarşik yapılanmalara, sorumsuz yetki kullanımına da asla izin verilmeyeceğini bir kez daha belirtmek istiyorum” dedi.
AK Parti İl Başkanı Ömer Sayın yaptığı basın açıklaması ile 17 Aralık sürecini değerlendirdi ve 17 Aralık operasyonuyla temayüz eden sürece baktığımız zaman bu cemaatin sadece dini bir hizmet yapmak için bir araya gelen insanlar olmadığı, çok farklı amaçları da bünyesinde barındırdığı ne yazık ki bütün kamuoyunun malumudur” şeklinde konuştu.
Ömer Sayın açıklamasında şu ifadelere yer verdi; Bundan iki gün önce kendilerini Demokrasi Platformu olarak tanımlayan hepsi tanıdığımız bildiğimiz ve bu güne kadar işimizi aşımızı arkadaşlığımızı ve dostluğumuzu paylaştığımız bazı kişilerin Ak Parti hükümetini eleştiren basın bildirisi hepinizin malumudur.
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki demokratik toplumlarda eleştiri her vatandaşın en doğal hakkıdır. İktidarda olanların da eleştirilere muhatap olması kaçınılmaz bir gerçektir. Ak Parti olarak her türlü eleştiriye açık olduğumuz, geride kalan 11 yılı aşkın iktidar dönemimizde yaşananlarla sabittir. Yapıcı, yol gösterici bütün eleştirilere saygı duymak, onlardan ders çıkarmak ve varsa hatalı olan uygulamaları hatalardan arındırmak temel prensiplerimizden birisidir.
Bu yüzdendir ki; birçok dili inancı ve kültürü bu toprakları vatan edinmiş, büyük imparatorlukların varisi olan Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir zenginliği olarak kabul etmiş ve hangi inanca, hangi etnik kökene hangi dile mensup olursa olsun herkesin özgürce yaşayabileceği ve herkesin birinci sınıf vatandaş muamelesi göreceği bir ülke haline getirmek için 11 yılı aşkın bir süredir büyük gayretler sarf ederek, büyük engellerin üstesinden bu demokratik toplumu oluşturmak, herkesin özgürce fikirlerini ifade edebileceği, inançları doğrultusunda yaşayabileceği bir Türkiye Cumhuriyeti devleti kurma noktasında çok ciddi mesafeler kaydetmiştir.
Özgürlükler, insan hakları ve demokrasi alanında kısa zamanda büyük mesafeleri büyük zorluklara ve büyük baskılara rağmen gerçekleştiren Ak Parti iktidarını Demokrasi adına eleştirmenin akıl ve vicdanla bağdaşır yanı kesinlikle yoktur. Bu ancak tutulmuş akılların ve tutsak kalmış vicdanların mahsulü ve ürünüdür.
Açıklamanın müellifinin kim olduğu tarafımızca meçhuldür. Ancak açıklamayı yapanlar hepimizin bildiği, sayıp sevdiği insanlardır. Bu kardeşlerimiz belli bir cemaate gönül vermiş insanlardır. Cemaat sözü bir araya gelmiş insan topluluğu anlamı taşır ama aslında cemaat sözü dini bir terimdir. Cemaatten dini hizmetlerin yürütüldüğü, yürütmek için bir araya gelen insan topluluğu anlaşılır.
Bu millet söz konusu cemaate sadece ve sadece dini bir hizmet yaptığı için bu güne kadar canıyla, malıyla, zamanıyla büyük destek olmuş ve onlara sahip çıkmış, onların her zaman yanında ve arkasında sahip çıkmıştır. Ancak uzun zamandan beri hissedilen ve 17 Aralık operasyonuyla temayüz eden sürece baktığımız zaman bu cemaatin sadece dini bir hizmet yapmak için bir araya gelen insanlar olmadığı, çok farklı amaçları da bünyesinde barındırdığı ne yazık ki bütün kamuoyunun malumudur.
Hemen her gün gerek basında, gerekse sosyal medyada gün yüzü