Özel Fatma Hatun Hastanesi Beslenme ve Diyetetik bölümü Diyetisyen Ömer Ağaoğlu 'obezite ve beslenme tedavisi' hakkında yaptığı açıklamada yeterli ve dengeli beslenirken öğün atlanılmaması gerektiğini belirtti.

Beslenme; anne karnında başlayan yaşamın sona erdiği ana kadar devam eden yaşamın vazgeçilmez bir ihtiyacı olduğunu ifade eden Ağaoğlu şu açıklamaları yaptı;

ENERJİNİN DENGEDE TUTULMASI GEREKMEKTEDİR

İnsanın büyümesi, gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için gerekli olan besin öğelerini yeterli ve dengeli miktarda alıp vücutta kullanabilmesidir, Açlığı bastırmak. karın doyurmak, canının çektiklerini yemek veya içmek değildir. Günlük yaşamda bireylerin yaşa, cinsiyete, yaptığı işe, genetik ve fizyolojik özelliklerine ve hastalık durumuna bağlı değişen enerji ihtiyacı vardır. Sağlıklı bir yaşamın devamı için yetişkin bir bireyde alınan enerji ile harcanan enerjinin dengede tutulması gerekmektedir. Günlük alınan enejinin harcanan enerjiden fazla olması durumunda, harcanamayan enerji vücutta yağ olarak depolanmakta ve obezite oluşumuna neden olmaktadır.

12 MİLYON YAŞAM YILININ SORUMLUSUDUR

Bakanlığımızca yapılan Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması-2010” ön çalışma raporuna göre Türkiye'de obezite sıklığı; Erkeklerde %20,5, Kadınlarda ise % 41,0, Toplamda % 30,3 olarak bulunmuştur. Toplamda fazla kilolu olanlar %34,6, fazla kilolu ve şişman olanlar %64,9, çok şişman olanların oranı %2,9 olarak bulunmuştur. Obezitenin çeşitli hastalıklarla ilişkisi bilinmekte olup morbidite ve mortaliteyi artırıcı etkisi de ortaya konulmuştur. Fazla kilolu olma Avrupa Bölgesinde her yıl 1 milyondan fazla ölümün ve hasta olarak geçirilen 12 milyon yaşam yılının sorumlusudur.

OBEZİTEYE YAKALANMAMAK İÇİN NASIL BESLENMELİYİZ?

Yeterli ve dengeli beslenirken öğün atlamamalıyız. Besinlerin birbirine karşı termik etkisini artırarak sindirimi kolaylaştırmalıyız. Dünya sağlık örgütünün belirlemiş olduğu besin piramidine bağlı olarak. Her gün beslenme planımız içerisinde tüm besin gruplarına (süt, et, sebze-meyve, tahıl kurubaklagil) yer vermeye çalışmalıyız. Bu besinleri hepsini bir öğünde değil gün içerisine yayarak tüketmeye çalışmalıyız. Sebze ve meyveler bol su ve vitamin-mineral içerip, az kalorilidirler. Bol miktarda ve değişik renklerde sebze, meyve tüketmemiz hem kilo kontrolüne yardım eder, hem de birçok hastalıktan (kanser, kalp-damar hastalıkları) korunmamızı sağlar. Beslenmemizdeki yağ tüketimini azaltmalıyız. Özellikle katı yağlardan (margarin, tereyağ vb.) uzak durunmalı, daha çok bitkisel sıvı yağları tercih etmeliyiz.. Yemeklerimizi pişirirken kavurma yağda kızarma ızgara yerine , haşlama, buğulama ve fırında pişirme yöntemlerini kullanmalıyız. Tüketilen karbonhidrat kaynağının türüne ve miktarına dikkat etmeliyiz. Saf şeker kaynakları ve rafine unlu besinler yerine tokluk hissini arttıran, kabızlığı engelleyen ve kilo kontrolünü kolaylaştıran kurubaklagilleri (nohut, mercimek, barbunya gibi), lifli tahılları, taze ve kuru meyveleri, sebzeleri tercih etmeliyiz.

YÜRÜYÜŞ YAPMAYI ALIŞKANLIK HALİNE GETİRMELİYİZ

İnsan yaşamının en önemli öğelerinden biri sudur. Vücut ısısının dengelenmesi, metabolizmanın devamı ve vücuttan zehirli atık maddelerin atılması için su elzemdir. Bu nedenle günde 2-2.5 litre su tüketmeyi ve fiziksel aktiviteye bağlı arttırmayı unutmamalıyız. Sağlıklı yaşam ve sağlıklı beslenmeye bağlı olarak her gün 30 ile 40 dakika arası yürüyüş yapmayı alışkanlık haline getirmeliyiz. Ve son olarak, Hastalıklara yakalanma riskimizi azaltmak, güne zinde ve enerjik başlamak için sağlıklı kilo aralığında olmamıza dikkat etmeliyiz Bunun için Beden Kitle İndeksi (BKİ), vücut yağ yüzdesi, bel çevresi ve kalça çevresi ölçümlerinizin sağlıklı dilimde olmasına özen göstermeliyiz. Haber Merkezi