Köroğlu Televizyonu'nda yayınlanan ‘Basın Toplantısı' programının bu haftaki konuğu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz'dı. Programda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yılmaz, vatandaşlardan gelen soruları da cevaplandırdı.
Alaaddin Yılmaz bugüne kadar Bolu gündeminde yer almayan bir projeyi açıkladı. Yılmaz, devasa bir Köroğlu heykeli yapacaklarını ve uluslararası olacak olan bu heykelin etrafına -Köroğlu'nu sahiplenen Türki Cumhuriyetlerini simgeleyen semboller- koyacağını söyledi.

İlk olarak Şehir Meydanı ile ilgili soru işaretlerine açıklık getiren Yılmaz çalışmalar ve süreç hakkında bilgiler verdi. Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz şunları kaydetti:
“ADI KENT MEYDANI DEĞİL…”
“Tabi bildiğiniz gibi şehir Meydanı'na meydan denmesine biraz sıcak bakılmıyor. Meydan deyince dümdüz taşla çevriliş boş alan algılanıyor. Biz burada biraz parkla meydan karışımı bir şeyden bahsediyoruz. Bizim orada bir sürü ağaçlarımız var. Meydan yapacağız diye ağaçları yok edecek halimiz yok, zaten böyle bir düşüncemiz de yok. Evet dünya da pek çok meydan olarak tarif edilen yerde ağaç filan göremezsiniz. Sadece taş döşenmiş düzgün alanlar vardır. Onalar meydan olarak mütalaa edilir. Bizim meydan tabirimiz içinde park, meydan karışımı olarak algılanırsa daha iyi ifade edilmiş olur. Çünkü bazı inanlarımız kelimeye takılıp eleştirmek için bahane arıyor.”
“ASLINDA KİMSEYE CEPHE ALMAK İSTEMEZDİM”
“Ben belediye başkanı olduğumda Mimarlar Odası, Bolu'nun bütün mimarlarının ortaklaşa olarak taptıkları bir maketi önüme koydular. Bu mimarların içinde her siyasi partiden olan mimarlar var. hatta o projenin içinde aday adayı olan mimarlar var o projenin içine. Bizde onun üzerine bir çalışma yaptık ve hemen hemen genel perspektif bakımından hiçbir şeyini bozmadık. Ama detaylar üzerinde ufak tefek oynamalar oldu. Bolu'da bir gürültü kopartıldı. Vurun abalıya diye herkes başkana vurmaya başladı. Ben de bekledim. Bir yıl bekledim. Kimseden ses yok. Asıl garibime giden şey şu oldu. O projeyi yapanlar bana vurmaya başladılar. Yani öyle bir noktaya geldi ki artık yeter dedik. Bu kadar kendi mesleğine, kendi ürettiği şeye saygı göstermeyen bir yapı olmamalı dedik. Bunu söyleyince de belli bir kesimi cephe almış olduk. Aslında biz kimseye cephe almak niyetinde değildik. Benim önüme bir maket geldi, ben o maketi uygulamaya geçince kıyamet kopartıldı. Ve bu kıyamet kopartanların içerisinde de maketi yapanlar var. Bunun izahı var mı? Baktım ki bu konuda yanımda hiç kimse kalmadı. Bununla ilgili birçok çalışma yapıldı. Yapılan bu çalışmaların hiçbirisi bizim özgün çalışmamız olamazdı. Netice olarak şehir meydanı ile ilgili çalışmada son sözü anıtlar kurulu söyleyecekti. Siz çok iyi bir proje üretebilirsiniz ama Anıtlar'dan geçmeyen bir projenin uygulama şansı yok. Dolayısı ile Anıtlar Kurulu ile müşterek halde olumlu halde oluşacak bir projeyi yapabilirsiniz.”
“TAKSİM'DEN %30 DAHA BÜYÜK OLACAK”
“Şu anda tabi bizim bir hedefimiz ama ikinci bir hedefimiz daha var. Burası 19 bin m²'lik bir alan. Şu anda üzerinde çalıştığımız çevrelenen alan. Ama bizim şehir meydanı diye tabir ettiğimiz alan 19 bin m² değil. 131 bin m². Bu dünya ile yarışacak meydanlardan bir tanesi. Türkiye'nin en isim yapmış yeri neresi derseniz Taksim'dir. Taksim meydanının gezi parkı dahil 58 bin m² olduğunu söylesem bizimkinin de 131 m² olduğunu söylesem. Şu anda Taksim meydanında bir çalışma var. Taksim meydanı 100 bin m²'ye çıkıyor ona rağmen Bolu'da ki şehir meydanı 131 bin m² ile Taksim'in % 30 büyüklüğünde bir meydan. Bu ölçüde yapılması gereken bir çalışmada 19 bin m²'lik bir meydanda birbirimizi boğmay