1965'te kurulan kulübümüz 2014 kadar olan süreçte büyük başarılar kazanmış. Daha çok gönül bağıyla kulübe bağlı kişilerin yaşadığı, yaşatıldığı bir kulüp olarak tarihte yerini almıştır. Zaman zaman amatör lige düşecek duruma gelmiş ama bu aşamaları atlatarak son 10 yıl içersinde 3-4 sezon ligde isminden oldukça söz ettirmiştir.
Bu süreçleri geçerken amatör kümenin kapılarına kadar gidip gelen Boluspor diriliş için Necip Çarıkçı önderliğinde Osman Gürsoy, Nedret Yıldız, Kamil Erbayram, Hasan Aksoy, Recep Aydoğanlı gibi gönül bağı ile bu işi yapanların çoğunluk da olduğu kişilerin bugün olduğu gibi o gün Bolu'ya ve Boluspor'a yeni bir sayfa açmış, kılı kırk yararak takımımızı PTT birinci lige taşımış hatta Boluspor'u finallerde kaybeden bir takım haline getirmişlerdi.
Daha sonra ben biliyorum tavırlarıyla oluşturulan yaklaşımlar öne çıkma gayretleri, iyi niyetten, bilgiden ve tecrübeden yoksun kişilerin herkesin ‘benim dediğim doğru' ifadelerinin öne çıktığı, taraftarımızın Süper Lig özleminin getirdiği baskılar pastanın büyümesi sonucu 3. Ligdeyken kulübün önünden bile geçmeyen menajerler, eski futbolcular, yöneticiliği bilmeyip nasıl yönetici olurum Boluspor'a diyenler, kulübe nasıl girerim baskıları, yanlış oyuncu transferleri, yanlış hoca tercihleri, başarıyı tek başına sahiplenme, egolarının yükselmesi bu başarılı süreçte olan iyi niyetli yöneticilerin tavsiyesi edilmesi ile gerileme dönemi yavaştan yavaştan kendini göstermeye başlamıştı.
Levent Eriş zamanında tam olacak bu iş derken kulübün içinde kalmış kaşarlanmış kişilerin çapına bakmadan küçük engeller çıkarmak istemesi( ama etrafa benim suçum yok tavırları).
Arkasından gelen Abdullah Abat dönemi. Kendini iyi yetiştiren bir yönetici olmasına rağmen etrafındaki usta isimlerin azlığı (Osman Gürsoy, Sefa Meral) yapılan transferlerden tecrübeli isimlerin takıma sahip çıkmayıp, kulübü çiftlik olarak benimsemesini çok gördük.
Bu sezon ise eski başkan ve etrafında hiç tecrübesi olmayan, lig transferinde konuya hakim kimselerin olmaması, yanlış planlanma (transfer ekonomisi) takımımızı 3'üncü kongreye getirmiştir.
Şimdi ise çok zor bir sürecin içerisindeyiz. Şöyle bakacak olursak kulübümüze hatırla işe başlayan, bulundukları bölümlerde sadece cebini düşünen Boluspor sevgisi 2,3,4'üncü sırada olan bir yapı ile karşı karşıyayız.
Alt yapı diyecek olursak başarısız bir görüntü. Şu anki değeri piyasada 500 bin Euro Emre Kılınç'ı çıkarabilmişiz.
Kulübümüz şuan sırat köprüsünde diyebiliriz. Yazımın başında belirttiğimiz bundan 10 yıl önceki temiz duygularla sadece Boluspor'u düşünen yöneticiler gibi, bugün zor süreçte