“Aziz ve Kıymetli Din Kardeşlerim;

Bugünkü hutbemizin mevzuu İzzet Baysal Vakfı üzerine olacaktır.

Şerefli Müminler!

İnsanoğlunun ölümünden sonra sevap defterinin kapanmayacağı sadaka-i cariyelerden biriside vakıftır.

İslam Dininin müntesiplerinden istediği iyilikte ve hayırda yarışma ilkesinin tezahürü olarak karşımıza çıkan vakıflar, tarih boyunca Müslüman toplumlarda birlik ve beraberliği kuvvetleştirme de, sosyal yapıyı sağlamlaştırmada, en etkin faktör olagelmiştir.

Kur'an-ı Kerim bizleri hep hayra teşvik etmektedir.

Yüce Allah Kuran'da

: “Sevdiğiniz şeylerden Allah için harcamadıkça tam hayra erişemezsiniz.” Derken bir başka ayette ise

“….Onların bir kısmı da hayırda yarışırlar. Bu büyük bir lütuftur.” Buyurmakta ve hayır yarışına katılan Müslümanların ne kadar büyük bir ilâhi lütufa ereceklerini haber vermektedir.

Değerli Müslümanlar!

Ülkemizde Atamız Osmanlı Osman Gaziden bu yana süre gelen vakıf geleneği günümüzde de devam ettirilmektedir.

Bunlardan biri de İzzet Baysal Babamızdır.

Rahmetli İzzet Baysal'ın kurduğu vakıf, bugün insanlarımıza eğitim öğretim ve de sağlık imkânları sağlamaktadır…

Değerli Müminler,

Ikra'bismi rabbikellezî halak(halaka).'Yaratan Rabbi'nin ile adı ile oku!' ayeti bizlere okumanın önemini anlatmaktadır.

Zümer Süresinde ise

Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Ancak akıl sahipleri bundan öğüt alır. Diyor. Yani Yüce Dinimiz İslam'a göre, ilim ve hikmet müminin yitik malıdır; mümin, yerine ve söyleyene bakmaksızın onu nerede bulursa almalıdır.

İlimi bulmanın yolu ise okumaktır.

İşte İzzet Babamız kurduğu vakıf ile Abant İzzet Baysal Üniversitesinde 25 bine yakın öğrencimize okuma imkânı sağlar iken, yüzlerce öğrencimiz ise yaptırmış olduğu yurtlarda barınmakta ve pek çok öğrencimize de burs vermektedir.

Bunların yanında okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve liselerde okuyan öğrencilerimiz onun yaptırdığı okullarda eğitim öğretim görmektedir.

Şerefli Müslümanlar!

İzzet Babamız eğitim öğretimin yanında, Yaratılmışların en şereflisi olan insanoğluna ise yaptırdığı hastaneler ve Sağlık ocakları ile ayrıca hizmetler sunarak hastalarımıza şifa bulma imkânlarını sağlamıştır.

Bolumuza ve insanlığa sunduğu imkânlar ile İzzet Baysal Babamıza Yüce Allah'tan rahmet, İzzet Baysal Vakfını aynı şevkle devam ettiren kıymetli insanlarımıza hayırlı ömürler diliyoruz.

Ve hutbemizi Rahmetlik İzzet Baysal Babamızın sözü ile noktalıyoruz.

‘Bolulular bu vakıf sizindir! O na sahip çıkınız.”

Yukarıdaki yazı Diyanet İşleri Başkanlığından gelmedi, ben yazdım.

Çünkü

İzzet Baysal Şükran Günlerini idrak ettiğimiz şu günlerde Cuma hutbesinde, ya da öncesinde verilen vaaz da, 'TC Devlet Üstün Hizmet Madalyası' ile onurlandırılan İzzet Baysal Babamızın hatırlanmasını istedi gönlümüz.

Ama ne vaaz da ne de hutbe de hatırlanmadı…

‘Hutbeler Diyanet İşleri Başkanlığından geliyor.' demeyin lütfen,

Değiştirilen, zamane göre kemane çalınan ne hutbeler dinledik biz, ne hutbeler gördük biz…

Bana kalırsa bu konu üzerinde yeterince düşünülmedi,

İstenseydi, ya da düşünülebilseydi Vakıf Haftası olmasa bile, 'İslam da Hayır ve Hasenatın önemi' ile ilişkilendirilip yine okunabilirdi.

Okunmadı…

Keşke okunabilseydi…

Ne diyor Feyyaz Tokar şiirinin bir bölümünde;

‘Sevgiyi göstereceksin dostum

Söylemek yetmez…'