Özel Çağsu Hastanesi'nde göreve başlayan (Deri ve Zührevi Hastalıkları Uzmanı) Anıl Makara ülkemizde son yıllarda artan hastalıklar hakkında bilgi verdi. Makara, göç ile birlikte daha önce çok nadir karşılaştığımız bazı hastalıkların görülme sıklığında ciddi artışlar olduğunu,özellikle solunum yolu ve damlacık yoluyla bulaşan hastalıkların bu artışta göze çarpan grubu oluşturduğunu belirtti.

Uzm. Dr Anıl Makara el, ayak ve ağız hastalığına neden olan virüsler, enfekte kişinin burun ve boğaz salgılarında, döküntülerin içindeki sıvıda ve dışkısında (gaita) bulunabilir. Enfekte kişilerle yakın kişisel temas, öksürme veya hapşırma ile hava yolu ile, dışkı ile temas, yüzeyi kirlenmiş nesnelerle temas sonucu bulaşabilir. Yüzme havuzlarında veya su parklarında su yutmak ile etken virüsü almak nadirde olsa mümkündür . El, ayak ve ağız hastalığı olan bir kişinin hastalığın ilk haftasında bulaştırıcılığı çok yüksektir. Belirtiler ortadan kalktıktan sonra bile bulaştırıcı olabilirler. Özellikle virüsle enfekte olmuş yetişkinler herhangi bir belirti göstermeseler de bulaştırıcı olabilirler. Bulaşıcılığı çok yüksek olduğundan hasta kişilerin belirtiler tamamen ortadan kalkana kadar izole edilmeleri faydalıdır dedi.

HASTALIĞIN BELİRTİLERİ

Hastalık sıklıkla ateş, halsizlik, iştahsızlık ve boğaz ağrısı gibi klasik üst solunum yolu enfeksiyonu bulguları ile başladığını söyleyen Makara, Bu birkaç günlük prodromal dönemin ardından önce ağız içinde küçük kabarcıklar (veziküller) veya aft benzeri yaralar ortaya çıkabilir. Ağız lezyonları ile birlikte veya hemen sonra hastalığın isminden de anlaşılacağı gibi el içinde ve ayak tabanında da küçük bazen ağrılı veya kaşıntılı olabilen kabarcıklar ortaya çıkabilir. Bu kabarcıklar önce kırmızı döküntü halindeyken birkaç gün içinde içi su dolu hale gelebilir. Bu tipik yayılımın dışında bazı hastalarda yüzde, genital, gluteal alanlarda, dizde veya dirseklerde de benzer döküntüler oluşabilir” şeklinde konuştu.

TEDAVİ

Hastalığın tedavi yöntemleri hakkında bilgi veren Makara, Hastalık için özel bir tedavi bulunmamaktadır. Tedavi semptomlara yönelik yapılmaktadır. Ateş veya ağrı durumunda çeşitli ateş düşürücüler ve ağrı kesiciler kullanılabilir fakat aspirin kesinlikle kullanılmamalıdır. Mevcut tabloya eklenebilecek ikincil enfeksiyonlar açısından hastalar iyi değerlendirilip gerektğinde sistemik veya topkal antibiyotik tedavileri kullanılmalıdır. Diğer viralenfeksiyonlarda olduğu gibi hastanın izole edilip istirahat etmesi, beslenmesine ve sıvı alımına dikkat edilmesi gerekir.Enfekte olmuş döküntüler için topikalantibakteriyel kremler kullanılabilir. Kaşıntı şikayeti olması durumunda ise kaşıntıyı azaltmak amacıyla antihistaminik tedaviler kullanılabilir” ifadelerini kullandı.

NASIL KORUNABİLİRİM?

Uzm.Dr Anil Makara, Hastalıktan korunma yolunun diğer bulaşıcı hastalıklarda olduğu gibi hastalık geçiren bireylere yakın temastan kaçınmak, kapalı ve kalabalık ortamlarda mümkün oldukça az vakit geçirmek, el hijyenine özellikle dikkat etmek olduğunu” belirtti. Haber Merkezi