22. dönem Bolu Milletvekili Mehmet Güner, Köroğlu Televizyonu'nda canlı olarak yayınlanan ve Moderatörlüğünü Mehmet Ali Atalay'ın yaptığı Basın Toplantısı'na katıldı. 2007 yılında gerçekleştirilen milletvekilliği seçimlerinede partisi tarafından tekrar aday gösterilmeyen, bunun ardından yaşadığı ticari krizler nedeniyle sıkıntılı bir süreç geçiren Mehmet Güner, gazetecilerle samimi bir ortamda sorulara içtenlikle cevaplar verdi.
Köroğlu Televizyonu'nda her hafta pazartesi günleri yayınlanan Basın Toplantısı'nın bu hafta ki konuğu Mehmet Güner'di. 2002 yılında gerçekleştirilen seçimlerde AKP'den birinci sıra milletvekili olarak Bolu'yu TBMM'de temsil eden Mehmet Güner, AKP Genel Merkezi tarafından 2007 yılında gerçekleştirilen milletvekili seçimlerinde liste dışı bırakılmıştı. Başbakan Erdoğan'ın yakın dostu olan Mehmet Güner'in liste dışı bırakılması ve ardından yaşanan ticari sıkıntılar bir dönem Bolu kamuoyuna damgasını vurmuştu. Siyasete edilen vedanın üzerinden 6 yıl geçtikten sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan Mehmet Güner'in program boyunca rahat tavırları ve verdiği samimi cevaplar dikkatlerden kaçmadı. Köroğlu Televizyonu'nda yayınlanan programdan bazı satır başları şu şekilde;
“EN ZOR DÖNEMDE MİLLETVEKİLLİĞİ YAPTIK”
2001'de Parti kurulduğu zaman, benim eşim parti kurucularındandı. Seçim zamanı geldi bende aday oldum. Kısmette 5 yıl milletvekilliği yapmak varmış. Ben bu milletvekilliği görevini layığı ile yerine getirdiğimi düşünüyorum. Tabi bundan bazıları tatmin olmuş olabilir, bazıları olmamış olabilir ama o günün şartlarında ben görevimi layığı ile yerine getirdiğimi düşünüyorum. Çünkü biz en zor dönemde milletvekilliği yaptık. Şimdiki arkadaşlarımızda çalışıyor, gayret gösteriyor ama o gün bizim şartlarımız biraz daha ağırdı.
“SİYASET KOLAY KOLAY BIRAKILMAZ, BIRAKTIRILIR”
Sebebi de o günün ekonomik şartları şok sıkıntılıydı. Biz Bolu'ya herhangi bir yatırımı programa almaya uğraştığımız zaman hep ödenek sıkıntısı ile karşı karşıya geliyorduk. Yıllar geçti o dönemleri atlattık. Şu anda daha rantabl çalışabiliyor arkadaşlarımız. Tabi biz 2007 seçimlerinde milletvekili adayı olamadık. Bazen arkadaşlar soruyor; niye bıraktın diye. İşin özü şudur; siyaset kolay kolay bırakılmaz, bıraktırılır. Bunun değişik sebepleri vardır. Milletvekilliği bittikten sonra genelde birçok arkadaşımız Ankara'da kaldı. Ben Ankara'da kalmayı tercih etmedim. Tası tarağı topladık Bolu'ya döndük.
“VEBAL ALDIĞIMIZ İNSANLARLA DA GÜN GELİR ÖDEŞİRİZ”
Biz Başak Yapı firmasını Başkan beyle beraber kurmuştuk. Ben inşaatçı olmadığım için Alaaddin Bey biliyorsunuz inşaat mühendisi, uzun süredir işi o götürdü. Bir ortağımız daha vardı. Alaaddin Bey'de belediye başkanı olunca tamamen çekildi. Ortağımız tek başına yürütmeye başladı. Bu arada biz TOKİ'den iş alan bir firmaya taşeronluk anlaşması yaptık Düzce'de. Aşağı yukarı işin patlaması oradan kaynaklandı. O firma iflas ertelemesi aldı. Çekler bizim elimizde kaldı halen de duruyor, bu gidişle suyunu içeceğiz. Rakam baya yüksek orada, 2 milyon TL'ye yakın. Ödenmeyince biz bu çekleri piyasaya vermiştik, hepsini topladık. Toplama esnasında bu rakam bize 4 milyon TL'yi buldu. Elimdeki gayrimenkulü, ne var ne yok sattım ve ödemeye çalıştık. Bu yükün altından tek başına ben kalkıyorum çünkü sorumluluğu ben kendimde gördüm. Bizim esas verimli bir iş olabilecek Başak Konutları vardı. Onlardan ciddi paralar kazanabilirdik ama öbür taraf orayı da etkiledi. Orada bazı sıkıntılar çıktı. Ben Cezayir'deyken sevgili eşim orayı bitirmiş. Belki dört dörtlük olmadı ama veballik al