Türkiye'deki güncel siyasal olayları, çevre ülkelerden, bölgesinden ve hatta küresel çerçeveden değerlendirmeden anlayamayız. Bugün gelinen noktada Türkiye, adına küresel güçler dediğimiz uluslararası/çok uluslu güçlü bir çetenin yönlendirmesi ile hareket eden birçok örgütün saldırısına maruz durumdadır. Türkiye; Irak, Tunus, Mısır, Libya, Suriye ve hatta Ukrayna ile çevresi yakın zamanda dönüştürülmüş bir coğrafyanın tam ortasındadır. Nasıl mı?

7 Haziran genel seçimlerinden sonra hareketlenen PKK örgütü, bahsi geçen küresel çetenin ülkemizde kullandığı en geniş kapsamlı etkiye sahip koludur. 7 Haziran'dan çözüm sürecinin buzdolabına kaldırılması”na kadar geçen yaklaşık iki aylık süre içinde, birçok kamu görevlimiz şehit edilerek toplumun sinir uçları gerilmeye başlanmıştır. Bu aşamaya gelinceye kadar terörün tırmandırılmasına, toplumda mevcut iktidara karşı güvenin sarsılmasına ve istikrarın Türkiye aleyhine bozulmasına katkı sağlayacak yerli işbirlikçiler televizyon, gazete ve sosyal medya yoluyla devreye sokulmuştur. Halkın siyaset algısı ile oynamak amacıyla; gerçekler, medya yoluyla saptırılmaya çalışılmış; gençler eşcinsellik, başkanlık sistemine karşıtlık argümanları üzerinden Gezi Olayları'ndaki gibi kamplaştırılmaya, terör örgütlerini arkasına aldıklarını” ifade eden siyasiler şirin gösterilmeye, özgürlük savunucuları olan gençlermiş gibi ve sanki hedefte sadece AK Parti ya da Recep Tayip Erdoğan varmış gibi sunulmaya çalışılmıştır. Hedefte, Türklerin kendilerine Osmanlı olduklarını hatırlatan devlet zihniyeti ve bu zihniyetin Müslüman Coğrafyası'na hakimiyeti vardır.

Aynı zamanda Türkiye; başta söylediğimiz gibi çevresiyle birlikte değerlendirildiğinde Türkiye, küresel dönüşüm ve enerji paylaşımı projesinin tam ortasında yer almaktadır. Bu projenin karşı atağı olarak gerçekleştirilmesi düşünülen/gereken başkanlık sistemi”, gençlere tam olarak anlatılamadığından, başkanlık sistemi, gençler tarafından sanki kendi hürriyetlerine vurulmak istenen bir zincirmiş gibi algılanmıştır. Tam da bu sırada, küresel güçlerin yerli işbirlikçileri olan tüm güçler ve Beyaz Türkler, yeni neslin ilgisini celbeden genç ve özgürlükçü görünen takımı seçimlerde aday göstermiş genç seçmenler için yeni ve sahte bir alternatif oluşturmuşlardır.

Eşcinsellik ve başkanlık karşıtı sözde özgürlük söylemleri söylemler gençlerin dönüştürülmesi ve HDP'nin küresel güçlerle işbirliği yaparak Doğu ve Güneydoğu'ya baskısı ile Kürt vatandaşlarımızın dönüştürülmesi gibi yeni stratejiler devreye alınmıştır.

Kısacası 7 Haziran virajı dönüldükten sonra meydana gelen olaylar sadece hükümetin ve AK Parti'nin sorunları değildir. Milletin karşısına çıkarılan handikaplar, yine milletimizin feraseti ve basireti ile çözülecektir. Her bir vatandaşımızın bu oyunlara karşı bilgili, uyanık ve güçlü bir vatansever duruş sergilemesi gerekmektedir.

Yazılarımızın bundan sonraki serisinde hem yerel hem ulusal hem de uluslararası değerlendirmelere yer verilmeye çalışılacaktır.