13 Mayıs 2016 |
Eğitim Sen Bolu Şube Başkanı Erkan Korkmaz, Soma’da meydana gelen maden ocağı patlamasında hayatını kaybeden 301 işçinin ölümünün üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen hala asıl sorumluların yargı önüne çıkarılmadığını söyledi. Meclis’te son onaylanan Kiralık İşçilik uygulamasına da değinen Korkmaz, bu uygulamanın yeni iş cinayetlerine davetiye çıkaracağını belirtti.
Soma faciasının 2. yılında hala asıl sorumluların yargı önüne çıkarılmadığını söyleyen Eğitim Sen Bolu Şube Başkanı Erkan Korkmaz, Türkiye’de Soma gibi bir facia yaşandıktan sonra bile iş cinayetlerinin önlenmediğini belirtti.
Soma’da maden ocağında meydana gelen patlama sonucu 301 işçinin hayatını kaybettiği facianın kaza olarak adlandırılamayacağını söyleyen Korkmaz, “301 maden işçisi önceden yapılan tüm uyarılara rağmen göz göre göre ölüme gönderilmiştir. Türkiye’de iktidar eliyle emekçileri güvencesizliğe, taşeronlaşmaya, denetimsizliğe teslim edenlerin işlediği katliam gibi iş cinayeti ile 301 maden işçisinin ölüme gönderilmesi kelimenin tam anlamıyla katliamdır. Bu katliamın sorumluları hesap verene kadar bu işin peşini bırakmayacağımız bilinmelidir” dedi.
Soma’da 13 Mayıs günü yaşanan facianın, ısrarla sürdürülen özelleştirme, taşeronlaştırma, rödovans, örgütsüzleştirme, sendikasızlaştırma, köleci çalışma uygulamalarından kaynaklandığını söyleyen Korkmaz, şu açıklamayı yaptı:
“KİRALIK İŞÇİLİK YENİ CİNAYETLERE GEBE”
“Son olarak Meclis’ten geçirilen “kiralık işçilik” uygulaması ile emekçilere güvencesiz çalışma dayatılmakta, yeni iş cinayetlerine davetiye çıkarılmaktadır. Türkiye’de milyonlarca işçi, bırakalım işçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanmasını, can güvenliği bile olmadan çalışmak zorunda bırakılmakta, işçilerin yaşadığı sorunlar ancak iş cinayetlerine “kurban” gittiklerinde gündem olmaktadır. Yıllardır bütün eleştirilere rağmen işçilerin çalışma ve yaşam koşullarını ağırlaştıran, taşeronlaştırmayı ve güvencesizliği temel politika haline getiren, işçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili yasal mevzuatı bile patronların çıkarlarına uygun şekilde düzenleyenler yaşanan iş cinayetlerinin öncelikli sorumlusudur.
Türkiye’de 13 milyon işçinin denetimi sadece 600 müfettişle yapılırken, söz konusu denetimlerin büyük bölümünün sadece idari para cezaları ile geçiştirildiği bilinmektedir. İşçiler iş cinayetine kurban gittiğinde bile patronların ceza almaması, Türkiye’de işçilerin hayatının sudan bile ucuz hale geldiğinin kanıtıdır.İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin sağlanması, iş cinayetlerine karşı gerekli tedbirlerin alınabilmesi için somut adımlar atılmadığı sürece daha çok işçinin hayatını kaybetmesi kaçınılmazdır. Çalışma yaşamının bütün alanlarında işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri eksiksiz olarak alınmalı, iş cinayetlerinde sorumluluğu olan herkes yargı önünde hesap vermelidir.”