AKP Bolu Milletvekili Aday Adayı Ferudun Kaya, Bolu'nun kalkınması için 3 T, 1 Ü formülünün en kısa sürede hayata geçirilmesi gerektiğini açıkladı. Kaya, Ben aday olursam öncelikle İlimizdeki seçimlerde ilimizde AK Parti lehine 3–0 yapmak daha sonra ise kaybedilmiş Belediyelerimizi geri almak istiyorum, benim öncelikli hedefim budur” dedi.

AKP Bolu Milletvekili Aday Adayı Ferudun Kaya, Bolulu hemşerilerimizin aday adaylarını iyi tanıması gerekir. Ben kendime makam ve mevki edinmek için aday adayı olmadım. Elbette, görev tevdi edilirse memleketimize hayırlı olmak için elimden geleni yapmaya gayret edeceğim. Hemşerilerimiz, vekâlet verecekleri adayların 4 yıl boyunca Bolu'da gerçekleştirecekleri projeleri yakından takip etmeleri gerekir. Ben de bu bağlamda yapacağım çalışmalardan ilkini, sizlerin aracılığı ile onlarla paylaşmak istiyorum. Ben aday olursam öncelikle İlimizdeki seçimlerde ilimizde AK Parti lehine 3–0 yapmak daha sonra ise kaybedilmiş Belediyelerimizi geri almak istiyorum, benim öncelikli hedefim budur” dedi.

Aday Adayı Kaya, Bolu için hayata geçirmek istediği 3 T, 1 Ü formülü hakkında ise şu ifadeleri kullandı;

“BOLUNUN KALKINMASI İÇİN: 3 T, 1 Ü MODELİ”

Bolu'nun 1990 yılındaki nüfusu 262 bin iken 2014 yılı nüfusu ise yalnızca yüzde 10'luk artışla 285 bine ulaşmıştır. Bolu'nun 25 yıllık nüfus verilerine göre yüzde 10'luk bir artış gözlenmektedir. Aynı dönemde Türkiye genel nüfusu 56 milyondan 78 milyona çıkmış yani yaklaşık yüzde 50'lük bir artış göstermiştir. Bu veriler bizlere son 25 yılda çeşitli nedenler ile Bolu ilinin nüfusunun Türkiye geneli nüfusuna göre reel olarak yaklaşık yüzde 40 azaldığını göstermektedir. Nüfustaki oransal gerileme, gelecek kuşaklar adına endişe oluşturduğu gibi, ekonomik olarak da finans başta olmak üzere diğer girdilerin Bolu'ya akışında nispi bir azalış anlamına gelmektedir.

İlimizin kalkınmasını sağlayacak, dolayısıyla göçü engelleyebilecek, işsizliğin önüne geçecek, refahı arttıracak ve kalkınmayı sağlayacak çalışmalarımı 3 T, 1 Ü başlığı altında toplayabiliriz. Bunlar; Tavukçuluk, Tarım ve Turizm'dir. Ü ise Üniversite'dir. Bu sektörlerin koordinasyonu ve birbirine zarar vermeden geliştirilmesi büyük önem arz etmektedir.

“BİRİNCİ (T) – TURİZM”

Bolu ve Bolu dışında turizm sektöründe çalıştım. İlimizin tamamı Başbakanımız Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu tarafından turizm şehri olarak ilan edildi. Başbakanımız turizm alanında yatırım teşviki alacağını, Bolu'ya 21 Aralık 2014'te geldiğinde ifade etti. Akademik yayınlarımda ve makalelerimde turizm ile ilgili çalışmalar yaptım. Aynı zamanda Abant, Kartalkaya ve Antalya da beş yıldızlı otellerde çalıştım. Başka bir ifade ile turizm sektörünü iyi tanıyorum.

Bolu'da doğa-yayla turizmi ile inanç turizmine dönük yatırım yok denecek kadar azdır. Tarihsel olarak bakıldığında yüksek değerlere sahip medreseler, türbeler, konaklar, kaleler, kuleler her bir ilçemizde turizm adına yatırım ve tanıtım beklemektedir. Söz konusu yerlerin ziyarete açılmasının, ekonomik olarak getirisi olacağı gibi aynı zamanda toplumumuzun manevi değerlerine olan bağlılığını ve birlikteliğini güçlendireceği aşikardır.

Doğa ve yayla turizminin dünyadaki örnekleri incelendiğinde, yaşayan köy ve yayla hayatının içine metropollerden turistler çekildiği, böylece daha alt gelir gruplarının da ek gelir elde etmelerinin sağlandığı görülmektedir. Keza İlimiz göller, yaylalar, yayla evleri açısından büyük şansa sahiptir. Buralarda başlatılacak turizm hareketliliği hem organik köy ürünlerinin pazarlanması boyutuyla yeni bir sektörün oluşması potansiyeline de sahiptir hem de başlı başına önemli bir ekonomik kulvardır.

Ayrıca İlimiz, daha üst gelir gruplarına ve uluslararası turizme hitap edecek golf ve antrenman sahaları, helikopter pistleri içeren spor tesisleri ve çok yıldızlı oteller için de konjonktürel olarak kademeli olarak ele alınması gereken potansiyele sahiptir.

Bolu sınırları içinde önemli termal kaynaklar yer almaktadır. Karacasu (Bolu), Babas (Mudurnu), Sarot (Taşkesti Beldesi Mudurnu), Kesenözü-Pavlu Kaplıcası (Kesenözü Köyü, Seben), Çatak (Himmetoğlu, Göynük)'ta yer alan termal sular sadece kaplıca amaçlı olarak kullanılmaya dönük olarak planlanmıştır. Hatta Çatak'taki suyun tamamının boşa akıp gittiği söylenebilir. Bu bölgelerdeki sularımız katma değeri yüksek ürünler şeklinde pazarlanması mümkün iken, bu konu maalesef uluslararası arenada belli ülkelerin tekeline bırakılmış durumdadır. Bu sektörün planlanması, uzmanlığın da ötesinde bir üst akıl gerektirecek düzeyde önem arz etmektedir. İlimizin yer altı kaynaklarının envanterinin tutulması ve buna göre yatırımların planlanması gerekir.

Mineralli suların ticari ürünler olarak markalaştırılması konusunda çok büyük eksiklikler söz konusudur. Bugünkü anlayışla, Bolu'da Sağlık Turizmi'ne yatırım yapacak yeni girişimcilerin sayısının arttırılması da uzun vadede bu kaynakların doğru kullanılmaması sebebiyle önemli ekonomik kayıplara sebep olabilir. Kısaca, kozmetik ürün olabilecek bir hammaddenin, hamam suyu olarak kullanılmak üzere 50 yıllığına bir kişiye ya da gruba kiralanması bu duruma örnek verilebilir. Yatırımcılarımızın katma değeri yüksek ürünler konusunda da bilinçlendirilmesi, Devletimizce de kiralama ve yer altı kaynaklarının işlenmesi konularının bilimsel bir yaklaşımla koordinasyonu ve denetlenmesi gerekir.

“İKİNCİ (T) – TAVUKÇULUK”

Çocukluğumda ailem tavuk çiftliği işletiyordu. Tavuk üreticiliğinin ne kadar meşakkatli olduğunu biliyorum. Aynı zamanda Yüksek Lisansımı da Tavuk Eti Pazarlaması” üzerine yapmış bulunmaktayım. Aslında İlimizin sorunları ve gelişimi üzerine kendimi yetiştirmeye çalıştım.

Bolu İli Türkiye'nin tavuk eti üretiminin yaklaşık yüzde 35'ini gerçekleştirmektedir. İlimizde 1986'lı yıllarda Rahmetli Turgut Özal'ın başlattığı tavukçuluğa teşvik sayesinde büyük yatırımlar gerçekleşmiştir. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığındaki hükümetimiz de geçen yıl tavuk eti üretimi üzerine yeni teşvikler sağlamıştır.

Yakınımızdaki Rusya, Suudi Arabistan, Irak gibi komşu ülkeler; Amerika, Arjantin, Brezilya gibi ülkelerden tavuk eti ithal etmektedirler. Bu ülkelerde tavuk eti üretimi desteklenmektedir. Dolayısıyla daha ucuza tavuk eti üretimi gerçekleştirmektedirler. Ayrıca Rusya ve Suudi Arabistan birbirini tamamlayan parça tavuk eti talep etmektedirler. Aynı şekilde İslami usullere uygun olarak kesim yapıldığı için İran, Irak gibi orta doğu ülkelerinden de talep gelmektedir. Hemen hemen her köyümüzde tavuk eti üretimi konusunu bilen yetişmiş insan kaynağımız mevcuttur. Ancak yeni üretim ve finans modelleri bu insanlarımızın büyük çoğunluğunu sektör dışında bırakmıştır. Biz bu atıl kapasitenin tavukçuluğun modern şekline adapte edilebilmesi için yatırımların da bu çerçevede şekillenmesi yönünde projeler gerçekleştirmek zorundayız. Gerekirse, Birlikler için öncülük yapılmadır.

“ÜÇÜNCÜ (T) – TARIM”

İlimiz tarımda patatese umut bağlamaktadır. Patates fiyatlarının yıllar itibarı ile istikrar göstermemesi, zaman zaman üreticileri mağdur etmektedir. Patates ekmeyi bıraktırmaktadır. Patatesi topraktan çıktığı şekilde pazarlamak yerine işlenerek satılması (patates cipsi vb.) üretici açısından daha kârlı olacaktır. Katma değeri yüksek ürünler halinde satılması için tarım kesiminde de Birlik ve teşvik modelleri için çalışmalıyız.

Bolu coğrafi açıdan havza biçimindedir. Aslında organik tarıma uygundur. Sulama sıkıntısı yoktur. Ayrıca tüketimin en fazla il olduğu Marmara bölgesine yakındır, başka bir ifade ile lojistik bakımdan da çok avantajlıdır. Patates üretimine alternatif olarak organik tarım ve organik meyvecilik için yeni projeler üretilmelidir.

“(Ü) – ÜNİVERSİTE”

Bolu, rahmetle andığımız İzzet Baysal sayesinde 1993'lü yıllardan itibaren Üniversiteyle iyi bir ivme kazandı. Bu ivme sürüyor ama daha önce de söylediğim gibi Karabük Üniversitesi 7 yıl önce Karaelmas Üniversitesi'nden ayrıldı. Yanılmıyorsam 3-4 bin öğrencisi vardı. Şu anda üniversite 50 bin öğrenciye ulaşmıştır. Bolu'da öğrenci artışı, Karabük'e baktığımızda aynı oranda seyretmemiş. Bu alanda ne yapılması gerekiyorsa onlar ivedilikle yapılmalı, üniversite yönetimine destek verilmelidir. Öğrenci kenti olmaya aday bir şehirsek Bolu'ya akademisyen bir milletvekili gerekiyor. Çünkü üniversite idaresinin desteklenmesi gerekir, isteklerinin Ankara'da takip edilmesi gerekir. Daha fazla öğrenciye ulaşabilmek için açılmış olan fakat faaliyete geçmeyen fakültelerin ivedilikle açılması gerekiyor. Haber Merkezi