Kamu Sen Bolu İl Temsilcisi Hüsnü Yaman İş Güvencemizden Vazgeçmeyiz" eyleminde yaptığı açıklamada memurların da daha fazla hak kaybına tahammülü kalmadığını belirterek, Memurun varlığına yapılan bu hayâsız saldırının durmaması halinde Türkiye'nin her noktasında memurun sesini, gücünü ve kararlılığını herkesin hissedeceğinden kimsenin şüphesi olmamalıdır” dedi.
Kamu Sen, iş güvencesinden vazgeçmeyiz diyerek eylem gerçekleştirdi. Eylem de konuşan Kamu Sen İl Temsilcisi Hüsnü Yaman şu ifadeleri kullandı;
“Yıllardan beri yetersiz kaynakla, elverişsiz şartlarda, düşük ücretle hizmet yürüten memurlarımız, art niyetli saldırıların hedefi olmakta, asılsız iftiralara maruz kalmaktadır. Memurluk mesleğine karşı yapılan bu saldırıların altında bir tek hedef yatmaktadır: Memurların bugüne kadarki en büyük kazanımı olan iş güvencelerinin ellerinden alınması.Kamu çalışanlarının haklarını geriletecek, iş güvencesini ortadan kaldıracak birçok kanun tasarısının gündemi meşgul ettiği bir dönemi yaşıyoruz.Bir çalışan için kazanılmış en büyük hak, iş güvencesidir.
İktidar, geldiği günden beri memurluk güvencesini ortadan kaldırarak güvensiz ve güvencesiz bir çalışma hayatı oluşturmak için altyapı hazırlamakta, türlü söylemlerle kazanılmış haklarını yok edecek uygulamalarla, memurlarımızı adeta bir ateş çemberinin içine atmak istemektedir.Devlet memurlarının, iş güvencesine sahip olmasının sebebi nedir?İktidar bu iş güvencesinden neden rahatsız olmaktadır?Devlet memurları, son on iki yılda bir kısım uygulamalarla kısıtlansa da doğruları yapma cesaretine sahip tek büyük kitledir.
Siyasetçinin, gücü ne olursa olsun, devlet memurları üzerindeki etkisi sınırlıdır.Çünkü idarenin her türlü uygulaması yargı denetimine açıktır.İç hukuk yollarının tükenmesi halinde uluslararası mahkemelere gitme yolu da açıktır.Ayrıca, sendikaların olayları yakın takibi, üyeleri adına müdahil olabilmesi de pek çok hukuksuz uygulamayı engellemektedir.Bütün bunlar, İktidarın memurlar üzerinde isteği sonucu almasının önünde en büyük engellerdendir.Oluşturduğu yandaş, teslim olmuş sendikalara rağmen kamu çalışanlarının hâla büyük kesimi diğer sendikaların üyesidir.
İşte, bu sebeplerle Türkiye Cumhuriyeti Devletini kuranlar, siyasi iktidarların baskılarından uzak, devletin ve milletin haklarını koruyabilmeleri amacıyla devlet memurlarına, diğer çalışanlardan farklı olarak iş güvencesi hakkı vermiştir.İş güvencesi, devlet memurlarının geleceğinden çok, ülke ve milletin menfaatlerinin ve geleceğinin gereğidir.
Bütün bu gerçekler ortadayken önce sözleşmeli ve 4/C'li esnek istihdam uygulamasıyla memurluk güvencesini yok etmeye çalıştılar.Ardından taşeronlaşma yoluyla memurların görevlerini taşeron işçilerine devrettiler.Rotasyon uygulamasını, memurları oradan oraya sürmek ve baskı altında tutabilmek için bir araç olarak kullandılar.
Ülkeyi parti devletine dönüştürmekte kararlı olan iktidar, şimdi de memurların görevden alınmalarında yargı kararıyla geri dönme haklarını gasp etmek istiyor. Bizler, toplu sözleşme masasında oturup anlaştığımız, Kamu Görevlileri Danışma Kurulu'nda karara bağladığımız;
2005 yılından sonra göreve başlayan personele bir derece verilmesi,
disiplin cezalarının affı,
yardımcı hizmetler sınıfına ek gösterge verilmesi,
4/C'li sözleşmeli personele kadro verilmesi,
emekli ikramiyesinin hesaplanmasında 30 yıllık hizmet süresi sınırının kaldırılması,
öğretim elemanlarının ücretlerinin iyileştirilmesi gibi konuların torba kanunla hayat bulmasını beklerken, iktidar Soma'nın acısından dahi kendisine fırsat yaratıp, memurların iş güvencelerini yok edecek uygulamalar peşinde koşuyor.
Taşeron tasarısının görüşmeleri sırasında gündeme getirdiği önergelerle kamu görevliler